adscode
adscode

“Çocuklar yeterli beslenemedikleri için okulu bırakıyor”

Veli-Der İzmir Şubesi Başkanı Necati Kalafat: "Çocuk, bir simit, peynir ya da ayranla kahvaltı yapmaya kalksa bunun maliyeti 10-15 lirayı buluyor. Buna erişemediği zaman çocuğun eğitim hayatından bir başarı beklenmesi de yanlış."

“Çocuklar yeterli beslenemedikleri için okulu bırakıyor”
Eğitim

Türkiye’de ekonomik koşullar ve hayat pahalılığı çocukları da derinden etkiliyor. Özellikle gıda fiyatlarına art arda gelen zamların ardından çocuklar yeterli ve sağlıklı beslenme ihtiyacını karşılamakta zorluk çekiyor. Bunun en görünür olduğu yerse okullar. Son dönemde öğretmenler ve veliler okula aç gelen, beslenme çantası getiremeyen, kantinden alışveriş yapamayan çocukların durumunu basında ve sosyal medyada sıkça gündeme taşıyor.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Öğrenci Veli Derneği (Veli-Der) İzmir Şubesi Başkanı Necati Kalafat, “Çocukların çok büyük bir kısmı temel yeme ihtiyacını karşılayamaz durumda. Bu sorun varken eğitimin diğer sorunları önemini tamamen kaybediyor. Çocuklarını sadece beslenme sorunundan kaynaklı okula göderemeyen veliler var. Çeşitli formüllerle çocuklarını okullardan uzaklaştırıyorlar. Çocuklar da okula gelmek istemiyorlar. Çünkü herkesin beslenme yaptığı yerde o çocuk o beslenmeye ulaşamadığında okulda kendini ait hissetmiyor, barınamıyor, eksik hissediyor” dedi.

Bir öğün ücretsiz ve sağlıklı yemek talebi

“Aç çocuk hiçbir şey öğrenemez” diyen Kalafat, “Bu ülkede beslenmeye ulaşım bir zamanlar romantize edilen açlık kavramından çıktı, günlük hayatımızda karşımıza artık böyle çocuklar çıkıyor. Okulda bir litrelik su içmek istese, buna 10 lira vermesi gerekiyor. Bir simit, peynir ya da ayranla kahvaltı yapmaya kalksa bunun maliyeti 10-15 lirayı buluyor. Dolayısıyla buna erişemediği zaman çocuğun eğitim hayatından bir başarı beklenmesi de yanlış” ifadelerini kullandı.

Veliler ve eğitimciler çocuklara okullarda bir öğün sağlıklı ve ücretsiz yemek verilmesini istiyor. Kalafat taleplerini şu sözlerle anlattı: “Bizim somut birkaç talebimiz var. Bunlardan bir tanesi suya erişim hakkını çok önemsiyoruz. Temiz ve sağlıklı suya ulaşım hakkını savunuyoruz. Her çocuğa günlük temel ihtiyacı kadar, hijyen koşullarına uygun su verilmesini istiyoruz. İkincisi de her gün bir öğün çocuklara sıcak yemek verilmesini ve bunun da programının bu işin uzmanları, doktorlar ve beslenme uzmanları tarafından yapılmasını istiyoruz. Bunun devlet tarafından karşılanması gerektiğini, bütçesinin de aslında devlet mekanizmasının elinde olduğunu biliyoruz. Yeter ki o bütçe oraya harcanmak istensin.”

“Türkiye’deki çocukların yüzde 44,3’ü yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında”

VOA Türkçe’ye konuşan Eğitim Reformu Girişimi (ERG) Politika Analisti Özgenur Korlu ise Türkiye’de çocukların ciddi oranda gıdaya erişim sıkıntısıyla karşı karşıya olduğunu söyledi. Yeterli ve sağlıklı beslenmenin tüm dünyada sosyal bir hak olmasına karşın bu hakkın kullanılmasının kişilerin gelir durumuyla bağlantılı olduğuna da dikkat çeken Korlu, “Eurostat’ın yoksulluk ve sosyal dışlanma riski altındaki çocuk oranını gösteren bir analizi var. Bu risklerden bir tanesi de beslenmeye erişim sorunu. Buna göre Türkiye’deki çocukların yüzde 44,3’ü yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında. Avrupa Birliği (AB) ülkelerine baktığımızda bu oran yüzde 23,6. Eurostat’ın aynı zamanda yıllara göre yaptığı bu analize göre, Türkiye’de yükselen bir eğilim de var. Bir başka gösterge, TÜİK tarafından yayımlanan ciddi maddi yoksunluk oranı. Bunu belirlerken incelenen unsurlardan bir tanesi de gıdaya erişimle ilgili. Türkiye’de çocukların 33,7’sinin ciddi maddi yoksun oldukları paylaşılıyor. Bu da yine her 10 çocuktan üçü demek ve çok ciddi bir oran” dedi.

“Öğrencinin gelir durumuna göre değil, tüm okulu kapsayacak şekilde yemek verilmeli”

ERG’nin hazırladığı çalışmaya göre, 2020’de Dünya Gıda Programı (WFP), dünya genelinde her iki çocuktan birinin okul yemeği programlarından yararlandığını paylaştı. Dünyada çocukların gıdaya erişim sorununun en yaygın şekilde okul yemeği uygulamasıyla çözüme kavuşturulduğunu kaydeden Korlu, “Çocuklar ekonomik olarak bakım verenlerine bağımlı oldukları için onlar tarafından sağlandığı müddetçe sağlıklı gıdaya erişebiliyorlar. Dolayısıyla çocuklara özgü bir mekanizma kurmanız gerekiyor. Bunun pek çok farklı yolu olabilir. Fakat dünyada sıklıkla tercih edilen yolu, okulda çocuklara beslenme desteği vermek. Çocuk zaten hafta içi her gün okula gidiyor. Dolayısıyla o gün ihtiyacı olan kaloriyi de okulda karşılasın diye bakıyoruz. Ama mevcut durumda Türkiye’de yaygın olarak böyle bir politika yok” diye konuştu.

Türkiye’de tam gün olarak taşımalı eğitimden faydalanan çocuklara okul yemeği verildiğini belirten Korlu, bu uygulamadan memnuniyetin üst düzeyde olduğunu anlattı. Korlu, “Öğretmenler, çocuklar için çok yararlı olduğunu ve çocukların bundan çok memnun olduğunu anlatıyorlar. Hatta taşımalı eğitimde olmadığı için bundan yararlanamayan çocuklar da üzgün olduklarını, öğle yemeği alabilmek istediklerini söylüyorlar. Taşımalı eğitimdeki politika deneyimi göz önüne alınarak bunun ülke genelinde yaygınlaştırılması gerekiyor” dedi.

Türkiye’de okullardaki tüm öğrencileri kapsayacak şekilde yemek uygulamasına geçilmesini öneren Korlu, uygulamada ilk adımda dezavantajlı okulların belirlenebileceğini söyledi.

Öğrencilere yemek önerisi Meclis’te reddedildi

Hükümetin okul yemeği uygulamasını birçok kez hedefleri arasına almasına karşın yaygın olarak hayata geçirmediğini de hatırlatan Korlu, “11’inci Kalkınma Planı’nda ‘dezavantajlı bölgelerden başlanarak okul yemeği uygulamasına geçilecektir’ diye bir ifade yer alıyor. 2019 yılı Cumhurbaşkanlığı Programı’nda da Sağlık Bakanlığı sorumluluğundaki politika ve tedbirler arasında bu tekrarlandı. En önemli olaylardan bir tanesi TBMM’deki obezite ile mücadele alt komisyonunda, bir fizibilite çalışmasının yapıldığı söylendi ve bütçe sağlandığı takdirde 2020-2021 eğitim öğretim yılında uygulamaya başlanabileceği paylaşıldı. Fakat daha sonra araya pandemi girdi ve uygulamayla ilgili bir paylaşım yapılmadı. En son 2021’de 20’inci Milli Eğitim Şurası’nda, 'okullarda ücretsiz öğle yemeği ve beslenme desteği sağlanmalıdır’ diye bir tavsiye kararı çıktı. Bu kararla, pilot çalışmalar kapsamında Gaziantep, Şanlıurfa, Hatay illerinde 15 bin 920 öğrenciye her gün öğle yemeği ve beslenme desteği verildiği paylaşıldı. Ama tabii ki bunun durumunu daha detaylı öğrenmeye ihtiyaç var. Aynı şekilde Haziran 2022’de MEB Strateji Başkanlığı, WFP ile birlikte ücretsiz okul yemeği programı fayda maliyet analizi protokolünün imzalandığını duyurdu. Ama bu programla ilgili de önümüzdeki dönemde haber bekliyoruz” dedi.

Son olarak İYİ Parti de Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi görüşmelerinde, devlet okullarında okuyan öğrencilere sabah kahvaltısı ve öğle yemeği verilmesi için bütçenin arttırılmasını teklif etmişti. Ancak teklif AKP ve MHP'nin oylarıyla reddedildi.

“Gelecekte kalıcı sağlık sorunlarına yol açacak”

Çocukların yeterli ve sağlıklı gıdaya erişebilmesinin acil bir ihtiyaç olduğunu vurgulayan ERG Politika Analisti Korlu, bu ihtiyacın karşılanmamasının gelecekte kalıcı sağlık sorunlarına yol açacağının da altını çizdi: “Büyümek için sağlıklı gıdaya ihtiyaç duyan bir gruptan söz ediyoruz. Yani çocuklar eğer o yaşta ihtiyaç duydukları kaloriyi ve besini alamazlarsa bodurluk riskiyle, düşük kiloluluk riskiyle, bütün hayatları boyunca ilerleyen vadede sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalacaklar. Dolayısıyla okulda bunu karşılamak birincil politika tercihlerinden bir tanesi olmalı.”

VOA TÜRKÇE / Soner Kızılkaya - Oğulcan Bakiler


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)