Depresyondaymışız!..

Sizce niye bilmem ama bildiğimiz bir şey varsa, o da sınavlar ve işsizlik yüzünden yüz binlerce gencin depresyona girdiği.


Kimilerinin YGS ve LYS, kimilerinin de KPSS, TUS, AÖGS, ALES, ÜDS ve diğer sınavlar yüzünden kimyaları bozuldu.

Ha buna, bir de siyaseti, futbol ve dizileri ekleyebilirsiniz!..

Rapora göre, dünya genelinde depresyona girenlerin sayısı 322 milyonu bulmuş.

Her ülkenin depresyon gerekçeleri farklı.

Terör, iç savaş ve göçler ilk sırada yer alanlar.

Bize gelince, en başta sınavlar varsa, ikinci sırada işsizlik geliyor olabilir.

Depresyondakilerin çok önemli bir bölümü de gençlerden oluşuyor.

Ve dikkat edin, seçimlerde olduğu gibi referandum öncesinde de gençlerin sorunlarına sahip çıkan
yok gibi!

Eğer gördüyseniz, ne olur bize de haber verin, ayakta alkışlayalım...

En büyük sorun?

Türkiye’nin en önemli sorununun ne olduğu konusunda hemen herkes farklı bir şey söyleyebilir ama ortak noktalardan biri de eğitim.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan sonra, Milli Eğitim Bakanı Yılmaz da bu konuyu yüksek sesle dile getirmeye başladı.

Yılmaz, hafta sonunda, Tarsus’ta “Türkiye’nin birinci sorunu eğitim. Eğitimi çözersek, diğer sorunları çözmek çok daha kolay olur. Türkiye’nin eğitimden daha önemli hiçbir sorunu yoktur” demiş ve devam etmiş:

“Milli Eğitim Bakanı olarak şunu söylüyorum, bunda herkes mutabık. Türkiye’nin eğitimden daha önemli hiçbir sorunu yoktur. Eğitimimiz iyi olursa sağlığınız da iyi olur. Eğitiminiz iyi olursa güvenliğiniz de iyi olur. Eğitiminiz iyi olursa üretiminiz de artar. Eğitiminiz iyi olursa geliriniz de artar. Dolayısıyla diyoruz ki Türkiye’nin birinci sorunu eğitim, eğitim, eğitim.

Eğitimi çözersek, diğer sorunları çözmek çok daha kolay olur diye düşünüyoruz. Gerçekten çok şeyler yaptık, genel kural şu; her şeyi yaptık demiyoruz, yapmadıklarımız var, yapamadıklarımız var. Ama çok şey yaptık. Her şeyi yapamadık, ama çok şey yaptık...”

Teşhis ve tedavi?

Tamam, eğitim, Türkiye’nin birinci sorunu, peki kabahat kimde diye bir sorgulamaya başlarsak işin içinden çıkamayız.

Bir anket yapılsa, ilk sırada kesinlikle iktidar çıkacaktır. Çünkü neredeyse 15 yıldır ülkeyi onlar yönetiyor.

Bu yüzden dünü dünde bırakıp, geleceğe bakmak zorundayız.

İlk kural, eğitime ideolojik değil, pedagojik bakmalıyız.

İkinci kural, istikrar sağlamalıyız.

Üçüncü kural, aynı hataları bir daha tekrar etmemeliyiz.

Dördüncü kural, hedef, misyon, vizyon ve liyakatten asla vazgeçmemeliyiz.

Beşinci kural, ülkesini, değerlerini, kendisini, çevresini seven nesiller yetiştirmeliyiz...

Peki, bunu başarabilir miyiz?

Hem de fazlasıyla. Yeter ki isteyelim...

Yazının devamı için tıklayınız