adscode
adscode

​Doçentlik Sınavı'nın Kaldırılması da Diğer Sınavlar Gibi Olmasın!

Lise ve üniversiteye giriş sınavları kaldırılacak denildi, bir gecede de kaldırıldı. Değişmedik yeri kalmasa da hala toparlanamadı.

​Doçentlik Sınavı'nın Kaldırılması da Diğer Sınavlar Gibi Olmasın!
Günün Yazısı
Çünkü aceleye getirildi ve mantığı doğru oturtulamadı. Şimdi aynı durum umarız deçentlikte de yaşanmaz!..

YÖK Başkanı Saraç ve Yardımcısı Mandal, kalite, kalite, ille de kalite diyerek o koltuğa oturdular.
Bu konuda samimi olduklarına da sonuna kadar inanıyoruz. Zaman zaman akıl olmaz icraatlara imza atsalar da hala kendilerinden umut kesmiş değiliz...
Öğretim üyesi demek, üniversitenin can damarı demek. İyi Hoca olmadan, iyi eğitim, iyi araştırma, iyi bilim mümkün değil.
Umarız bu konuda fazlasıyla hashas olunur ve gelen seslere kulak verilir.
İş onlardan birisi:


 Üniversite öğretim kadrosunda bulunanların unvan alam usullerinde değişikliğe gidilmektedir. Doçentlikte sözlü sınavının kaldırılması çok büyük bir hatadır.  Çünkü;
 1) Dosya üzerinden  eser incelemede eseri, makaleyi yazanın adayın bizatihi kendisi olduğunu tespit etmek imkansızdır. Sözlü sınavın varlık sebebi eserleri adayın yazıp yazmadığını tespit etmektir. Sözlü sınavın kaldırılması ile bir sürü sahte doçent türeyecektir. Parayla makale ve kitap yazdırmak pekala mümkündür. 
 2) Üniversite hocası sadece araştırmacı değildir. Ders anlatır. Anlattığı dersin temel mesele ve özelliklerini bilme ve bunu anlatabilme kabiliyetini göstermek zorundadır. 

 Bu nedenle sözlünün kaldırılması son derece sakıncalıdır. FETÖ nün akademisyenlerinin dayanışma ile kolaylıkla eser ürettiklerini ve hızlı terfi ettiklerini ne çabuk unuttu bu toplum. Yeni cemaatler, gruplar bu yardımlaşmayı yani baskısının yerine eser yazmayı çok kolay bir şekilde kullanacaklardır. 
 Verilecek kararı değiştirmez ama bu hususu dile getirmeniz gerçekten önemli. 

 İsmimi vermeden yazdıklarımı yayınlayabilirsiniz. 


 Keşke Hocalırımızın isimlerini çekinmediler yazabildiler özgür bir ortam olabilseydi..


Yazıya gelen bir cevabı da olduğu gibi paylaşıyoruz:





Öncelikle doçentlik ile ilgili yazınız için teşekkür ederim. Sözlü sınav konusunda diğer tarafın da tezlerini dile getirmeniz mümkün mü? Sizin dediğiniz gibi eğer sözlü sınav adayın yazdığı eserleri kendi yazıp yazmadığını sınama şeklinde yapılıyor olsa ve tarafsız değerlendirme yapılma imkanı olsa dediğiniz katiyen haklı olurdu. Benim doçentlik sözlü sınavı tecrübem:


1- Doçentlik sözlü sınavının sürmesini isteyen profesörlerin asıl gayesi bu sınav sistemi ile ellerindeki rantı koruma isteği. Şöyle ki sınav için uçakla seyahat, harcırah alma ve daha da önemlisi lobicilik. Bu sınavda jüri üyesi olan profesörler ile diger profesörler ve akademik camia iyi geçinmek durumunda. İster kabul edin ister etmeyin ama gerçek şu: Jüri üyelerinin bir çoğu kalbini kıramayacağı bir kişinin telefon etmesini bekliyor ve bundan mutluluk duyuyor. 


2- Sınavda kesinlikle adayın yapmış olduğu çalışmalar ile ilgili soru sorulmuyor. Jüri üyelerinin ilkokul müfredatı dahil istedikleri her şeyi sorma hakları var. Mesela benim durumumda şu formülü yaz diye sormuşlardı. Alanda 10,000 tane formül var. Doçentlik seviyesinde ortaokul tarzı sorular soruluyor. Kesinlikle herhangi bir konuda bilimsel değerlendirme yapmanız istenmiyor. Mesela benim bir jüri üyem, sorulan soruya ben bu konuda kitaplarda öne sürülen teorilerin doğru olduğunu düşünmüyorum bence şu şekilde olmalı dediğimde bana "Senin fikrini sormadık" diye cevap vermişti. Bilimsel yaklaşım bu mu acaba?


3- Ideolojik, etnik ve mezhepsel yaklasima gore kesinlikle degerlendirme yapiliyor. Hatta docentlik dosyanizi Juri uyelerine gonderirken Juri uyesi Proflara nufus cuzadani orneginizi gondermeniz gerekli. Boylece hakkinizda oldukca bilimsel istihbarat arastirmasi yapma imkanlari oluyor. 


4- Sozlu Sinav da 5 hocanin en az 3 unun olumlu not vermesi gerekiyor ve sorulan sorulara vermis oldugunuz dogru/yanlis cevaplara gore degerlendirme yapilmiyor. Soyleki soruyu soran hoca ...Formulu nu yaz. Soruya dogru cevap verip vermediginizi kendi karar veriyor. Soruya dogru cevap versenizde bence eksik diyebiliyor. Buna ragmen benim ornegimde soyle bir sonuc cikmisit. 31 soru sorulmus bu sorulardan 15 ine tam dogru cebap 7 sine ise kismen dogru cevap vermis olmama ragmen 3 e karsi 2 oy ile basarisiz sayildim. Aldigim not 100 uzerinden 60, hocalarin aritmetik ortalamasi 64. Mahkemeye giderseniz, mahkeme sinavi iptal edip size gecer notu veremiyor, sinavi iptal edip tekrar ayni Juri uyesi Prof lardan mutesekkil sinav yapilmasini karar veriyor. Mahkemelik olduktan sonra hocalarin tavrini siz dusunun. 



Benim Juri uyelerimden bir tanesi mesela Bogazici mezunlarida (Lisansimi Bogazici nde bitirdim) aslinda bir sey bilmiyor sadece ingilizceleri iyi seklinde yorum yapti. Ayrica adaylari assagilayic tarzda yaklasimlari var hocalarin. Bir Juri uyesi mesala sinav bitince"Benim icin sinava giren adayin ceket iliklemesi onemli" demisti (ben ceket iliklemekten katiyen hoslanmayan bir insanim ve bunu yapmadim). En onemliside bana basarisiz seklinde oy veren Prof larinin  benim kadar akademik yayinlarinin olmamasi yada yurtdisinda benim gibi burslu olarak yuksek lisans yada doktora yapamamis olmasi dolayisi ile gelistirdikleri tavirdi. 


Asil sorun Profosor lerimizin kalitesinde anlayacaginiz. Yoksa her turlu sistemde iyi sonuc cikar. Fakat bu Profosor profili ile ki bir cogu mevcut docnelik kriterini karsilayamiyor, sozlu sinav Turkiye gerceginde kesinlikle olmamasi gereken bi muessese. Eger Profosorlerimiz kalite konsunda samimi iseler, soyle bir oneri yapilsin, suan ki mevcut docentlik kriterlerini saglayamiyan Prof larin docentli ve tabi ki Prof luk unvanlari mevcut sartlari saglayana kadar ellerinden alinsin. 


Dil barajının düşürülmesi bence doğru değil, hatta mevcut 65 dil barajı oldukça düşük. Dil barajı konusunda ki teklif sağlıklı değil fakat sözlü sınavın kesinlikle Türkiye şartlarında olmaması gerekli. 

Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)