adscode
adscode

Doğu'da Mahsur Kalan Öğretmenler, MEB ve Yaşanan Mağduriyetler?..

Öğretmen atamalarında olduğu gibi yer değiştirmelerde de sorun var ki, hemen her gün, bayram seyran demeden mail yağıyor. MEB umarız bu konuda elinden geleni yapıyordur. Ya de en azından bir açıklama…

Doğu'da Mahsur Kalan Öğretmenler, MEB ve Yaşanan Mağduriyetler?..
Günün Yazısı

Öğretmen yetiştirme sisteminde olduğu gibi atama ve yer değiştirme yönetmeliklerinde de sürekli değişiklikler oluyor.
Bu yüzden de sürekli mağduriyetler yaşanıyor.
Pek çok konu yasalara uygun gibi gözükse de, çok da adil değil.
Niye?
Çünkü öğretmenler odasına gittiğinizde, her birinin farklı usüllerle, farklı zamanlarda, farklı puanlarla atandığına şahit olabiliyorsunuz.
Bu da onları rahatsız etmeye yetiyor da artıyor!..
İşte mağduriyetlerinden bazıları! Abartılı bulanlar olabilir. O zaman doğrusu ne ise o ortaya konsun ki, gereksiz polemikler yaşanmasın!..


Süremiz doldu, gidemiyoruz!

Doğu bölgelerinde çalışan birçok öğretmen zorunlu hizmetlerini bitirmelerine rağmen yer değiştiremiyor.
Batı bölgelerine tayin olamıyor.
Bakanlık, anayasanın eşitlik ilkesini uygulamak için onbinlerce il dışı mağduru öğretmenin dava açmasını mı beklemektedir?
Yıllardır doğu bölgelerinde çalışıp o bölgelerde çakılı kalan öğretmenler için bakanlığın acil çözüm üretmesi beklenmektedir.
MEB bu fedakar öğretmenleri ödüllendirecekken cezalandırmaktadır.
Uzun soluklu çözümler (sözleşmeli öğretmenlik gibi) doğu görevini bitirmiş öğretmeni o bölgede daha fazla bırakmaktan başka bir şey ifade etmeyecektir. İl dışı rotasyon da aynı bölgelerdeki illerin kendi aralarında öğretmen değiş-tokuşculuğu oynamasıdır.
Çözüm bize göre “bölgeler arası zorunlu hizmet rotasyonu”dur.
Çözüm üretilmediği takdirde anayasal fırsat eşitliği, imkân eşitliği gereği onbinlerce öğretmen dava açmaya hazırdır.
İl dışı atamalarda çoğu branş hüsrana uğradı.
Puanlar o kadar yükseldi ki, örnek olarak bir sınıf öğretmeninin 1. bölgede çalışabilmesi için doğu bölgelerinde en az 15 yıl öğretmenlik yapması gerekiyor.
Matematik, fen, ingilizce, türkçe gibi birçok branş da farklı durumda değil.
İl dışı keyfi iptaller de doğuda çakılı kalmış öğretmenleri deyim yerindeyse çileden çıkarmaktadır!


Sorunu kim çözecek?

Hala binlerce ücretli öğretmen merkezi bölgelerde çalıştırılırken açık yok mantığıyla hareket etmek öğretmenlerin zekasıyla dalga geçmektir.
Bu sorunu çözmek MEB’in, MEB müsteşarlarının sorumluluğundadır.
Adil bir çözüm sunulmadığı takdirde öğretmenlerimiz hukuki yoldan haklarını arayacaklardır.
Geçmiş yıllarda yapılan ve olumlu sonuçlar doğuran ikinci il dışı ataması özellikle bu yıl tekrar yapılmalıdır.
MEB, tam bir fiyasko olan ve doğudaki öğretmeni hiçe sayan il dışı atamalarının ikincisini yapmak zorundadır. İkinci il dışı atamalarında,
- İl dışı atamalardan, temmuz ayı emeklilik işlemlerinden, Ağustos ayındaki özür atamalarından oluşacak tüm normları açmalıdır.
Milli Eğitim Bakanlığı doğuda çakılı kalmış öğretmen sorununun “aile bütünlüğü” gerekçesiyle hukuki hak kazanmış eş durumu atamaları kadar önemli ve hukuki bir sorun olduğunu görmelidir.
Anayasanın 10. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen eşitlik ilkesinden yararlananlar açısından bir temel hak, yani eşit işlem görmeyi ya da ayrım gözetilmemesini isteme hakkını doğurduğu tartışmasızdır.
Bununla birlikte eşitlik, aynı zamanda, muhataplarını yani devlet organları ve idare makamları anayasal bir buyruk ile devlet yönetiminde benimsenmesi gereken, egemen temel bir ilkeyi vurgulamaktadır.
Bu anlamda eşitlik ilkesinin il dışı atamalarda sürekli ihlal edilmiş olduğu açıkça ortadadır.
Sadece eşitlik ilkesinin değil daha birçok anayasal temel ilkeler il dışı mağduru öğretmenlerin hukuki dayanağıdır.
Hiç kimse on yıldır zorunlu hizmet bölgelerinde çalışan bir öğretmenin gideceği yere bir yıllık öğretmenin yerleşmesini açıklayamaz.
Yine hiç kimse branşı nedeniyle, bakanlığın plansız ve dengesiz yerleştirme politikası nedeniyle, doğu görevi afları, branşları birbirine karıştırma gibi kısa dönemli çözümlerin sonucunda oluşan büyük sorunları, doğuda çakılı kalmış öğretmenlerin sırtına yükleyemez.

Eşit koşullar istiyoruz

Hem anayasaya hem de insan haklarına aykırı bu sorunu çözmek için MEB derhal her öğretmenin eşit bir şekilde doğu görevini yaptığı bir atama sistemini uygulamalıdır.
Bu sistemin "bölgesel zorunlu hizmet rotasyonu" olduğunu bakanlık bürokratları çok iyi bilmektedir.
Tüm atama sorunlarını sıfıra indirecek, tüm öğretmenler arasında eşitliği sağlayacak bu sistemin detayları dahi bilinmektedir.
Uygulanmadığı takdirde sorunun çözüm yolu mahkemelerdir.
Bir diğer husus emekliliği gelmiş öğretmenlerin "yolluk ataması" olarak adlandırdığı yolluk almak için yaptığı tayinlerdir.
2015 il dışı atamalarda emekliliğine az bir süre kala sadece yolluk almak için tayin olan öğretmen sayısını (Haziran ayı’nda il dışı tayin isteyip, Temmuz ayı’nda emeklilik işlemlerini başlatan öğretmen sayısı) MEB kamuoyuyla paylaşmalıdır.
Bu öğretmenler için yönetmeliklerde düzenleme yapılmalıdır.
Bu düşüncedeki öğretmenler hem devleti zarara uğratmakta, hem de il dışı atama için yıllarca bekleyen öğretmenlerin önünü gereksiz şekilde kapatmaktadır.
Bu konuda sorumluluk bakanlıktaki ilgili kişilerindir. Bu sorumlu kişiler, Türk ceza kanununun 257. maddesi gereği kişilerin mağduriyetine ve kamunun zararına neden olan, yönetmelikteki boşluğu kullananlara dolaylı yoldan da olsa menfaat sağlamış olan kişilerin cezasını kendi içlerinde değerlendirmeli ve bu sorunu derhal çözmelidirler.


Ayrıcalıklı zümre!

MEB bürokratları, doğu görevi affıyla ortaya çıkarılan ayrıcalıklı zümreyi, mazeret durumundaki keyfi atamaları, zorunlu hizmeti hiç yapmamış ya da az yapmış kişileri anayasanın eşitlik ilkesi gereği doğu görevi yapmış kişilerle eşit duruma getirmelidir.
MEB bürokratları tüm bu adaletsizliklerden dolayı sabrı tükenmiş, inancını yitirmiş öğretmenleri sahiplenmeli, sorunların çözümünden kendilerinin sorumlu olduğunu görmeli ve ikinci il dışını adil bir şekilde yapıp geçmişte yapılan hatalardan doğan eşitsizlikleri yeni bir sistemle gidermelidir.
Tekrar edecek olursak, aynı branşa sahip ve şu anda aynı bölgede çalışan, mesleğinin onuncu yılında olan iki öğretmenin biri bir yıl, diğeri altı yıl zorunlu hizmet yapmışsa burada adaletten söz edilemez, eşitlik hakları çiğnenmiştir, çalışma barışı bakanlık bürokratlarının yanlış politikalarından dolayı bozulmuştur.
Öğretmenlik mesleği yapan tüm öğretmenler için eşitlik kaçınılmazdır.
Adil olmayan bu sistemin bu şekilde devam etmesi artık anayasal hakların önüne geçmiştir.
Sorunların çözümü için tüm sendikalar birlik olmalı ve adil-eşit bir sistem için elinden geleni yapmalıdır.
Öğretmenlerin büyük bir kısmı, bu kutsal mesleğin içindeki haksızlıklarda, hak gasplarında, adaletsizliklerde yalnız bırakıldığını hissetmektedir.
Yalnız bırakılan öğretmenlerimiz artık çözüm yolunu hukuki zeminde aramaya ve sorumlular hakkında gereken başvuruları yapmakta kararlıdır.

Öğretmenlik Mesleğinde Eşit ve Adil Bir Düzen İsteyen Öğretmenler.

Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)