adscode
adscode

Doktora Öğrencisinin Ölüm Nedeni Meb Baskısı mı?

​Kanada’da Milli Eğitim Bakanlığı bursu ile doktora yapan Emel Aslan Çon, kalp krizi nedeniyle hayatını kaybetti. Abbas Güçlü daha önce bu konuda dikkat çekmişti ! İşte detaylar

Doktora Öğrencisinin Ölüm Nedeni Meb Baskısı mı?
Türkiye'den Haberler
Kanada’da bulunan Guelph Üniversitesi’nde doktora yapan 29 yaşındaki Emel Aslan Çon geçirdiği kalp krizi nedeniyle hayatını kaybetti.

Çon’un öğrencisi olduğu Guelph Üniversitesi’nde yas ilan edilerek bayraklar yarıya indirildi. Çon için yarın üniversite kampüsünde cenaze töreni düzenlenecek.

Çon’un Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yürütülen Yurtdışına Lisansüstü Öğrenim Görmek Üzere Gönderilecek Adayları Seçme ve Yerleştirme (YLSY) programı dahilinde Kanada’da Moleküler Biyoloji alanında doktora yaptığı öğrenildi.

MEB'İN TAZMİNAT KARARI

YLSY bursu kapsamında yurtdışında öğrenim gören akademisyenlerin, doktora derecelerini aldıktan sonra yurda dönerek, adına görevli olarak gönderildikleri üniversitelerde zorunlu hizmette bulunmaları gerekiyor. Geçtiğimiz aylarda ilgili bursun bağlı olduğu kanun yönetmeliğinde değişiklik yapılarak, doktorasını Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kendisine tanınan süre içerisinde bitiremeyen adayların tazminata düşürülmesi karar altına alındı. Önceki uygulamada doktorasını belirlenen süre içerisinde bitiremeyen öğrenciler kendileri için yapılan harcamaların karşılığı olan borcu ödemek üzere adına görevli olarak gönderildikleri üniversitede göreve başlıyor ve borcunu zorunlu hizmette bulunarak ödüyordu. Ancak son değişiklikle birlikte yalnızca doktorada başarısız olan değil, okumakta olduğu üniversitenin doktora programı süresi Bakanlık tarafından belirlenen süreden uzun olan veya doktora süreci çeşitli sebeplerle bu süreden birkaç sene daha uzun süren öğrencilerin, doktora derecelerini almış ve başarıyla yurda dönmüş olsalar dahi tazminat ödeme korkusunu gündeme getirdi. YLSY bursiyeri öğrenciler bu ve bunun dışında daha pek çok sorunla karşı karşıya kalıyor ve gerçek anlamda stres altında araştırmalarını sürdürüyor.

Emel Aslan Çon, doktorasını MEB tarafından belirlenen süre içerisinde tamamlayamamış olup hala çalışmalarına devam etmekteydi. Üstelik belirtilen süre içinde tamamlayamamasının nedeni başarısızlığı değil, öğrenim gördüğü programın doktora süresinin MEB tarafından belirlenen öğrenim süresinden uzun olması idi. Kısacası birkaç ay önce çıkarılan yönetmelik ile birlikte, tazminat ödeme riskiyle karşı karşıya bırakılan öğrencilerden biriydi.

Kalp krizi geçirerek hayatını kaybeden Emel Aslan Çon’un son twitleri gerçekleri gözler önüne serer nitelikte:




Çon’un sosyal medyada bir YLSY bursiyerinin “Doktora süresinde ölürsek tazminat öder miyiz?” sorusuna yazdığı yorum da dikkat çekiyor:

Üniversitenin mesajı

Öğrencimiz Emel ASLAN ÇON vefat etti. Yayın tarihi: 06.03.2015 - 01:19 - Görüntülenme Sayısı: 5616

Kanada Guelph Üniversitesi´nde Moleküler Biyoloji alanında doktorasını yapmakta iken geçirdiği kalp krizi sebebiyle hayatını kaybeden öğrencimiz Emel ASLAN ÇON´a Allah´tan rahmet yakınlarına ve arkadaşlarına sabırlar dileriz.

 

Başımız sağolsun...


 

 

ABBAS GÜÇLÜ KONUYA DİKKAT ÇEKMİŞTİ !

Beş yılda beş bin hayal kırıklığı!..

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitim ve gençlere yönelik neyi hayal ettiyse, MEB eline yüzüne bulaştırdı.
Bu konuda bugüne kadar onlarca proje sayabiliriz ama bugünkü konumuz "Beş Yılda Beş Bin Öğrenci Projesi".
İşte o günlere dair bir haber: "Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2012 yılı sonuna kadar 'Beş Yılda Beş Bin Öğrenci Projesi' kapsamında lisansüstü eğitim için yurtdışına gönderilecek öğrencileri bilgilendirme toplantısı Milli Eğitim Bakanlığı Şura Salonu'nda 6 Ocak 2010 tarihinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleşti.  

Dualarla gittiler
Erdoğan, hali hazırda 1408 öğrencinin bu proje kapsamında yurtdışında burslu statüde lisansüstü öğrenim gördüğünün altını çizdi. Bugün atılan adımla da 2009 yılında seçilen 941 öğrenciyi yurtdışına uğurladıklarını belirten Erdoğan, çalışmaların devam ettiğini ve açığı kapatmak için 2010 yılında 1000-1500 öğrenci için duyuru yapma hazırlıklarının sürdürüldüğünü söyledi.
Başbakan Erdoğan; Gazi Mustafa Kemal bunu 1920'li yıllarda fark etmişti. Yurtdışına ilk öğrenci gönderme kararı bizzat Gazi Mustafa Kemal'in verdiği talimatla 1929 yılında çıkarılan kanunla verilmiştir. Yeni Türkiye'nin fabrikaları, demiryolları, karayolları, köprüleri işte o mühendislerin eliyle inşa edildi. Ama ondan sonra uzunca bir süre ara verildi.  
Gazi Mustafa Kemal, ülkemizin dört bir yanını demir ağlarla örme talimatı verdi. Biz şimdi onu gerçekleştiriyoruz.
Cumhuriyetin 10. yılında o öğrencilerimizin imzası vardı. İnşallah, Cumhuriyetimizin 100. yılında da, 2023'te şimdi gönderdiğimiz öğrencilerin imzası olacak.
Bu ülkenin, bu milletin sizden büyük beklentileri var. Edindiğiniz tecrübeyi insanımıza kazandırmak için ahde vefa ile hareket edeceğinize inanıyorum. Millet olarak, ülke olarak sizlere inanıyoruz. Geleceğin Türkiye'si sizlerin gayretiyle gerçekleşecek. Allah yolunuzu açık etsin. Güle güle gidin, güle güle gelin. Hepinize bu kutlu yolunuzda başarılar diliyorum."

Zorla döndürülüyorlar
Ve gelinen son durum:
"MEB bursu ile '5 Yılda 5000 Öğrenci Projesi' dahilinde İngiltere'de doktora yapıyorum.
Bu bursa başvururken köyünden, memleketinden yeni çıkmış idealist, hevesli, genç bir insandım.
MEB Yükseköğretim Genel Müdürlüğü tarafından teşviklendirilip, bursun zorunlu görev karşılığı yani önemli olanın vatana hizmet olduğu, kimsenin bizim hayatımızı altüst etmek gibi bir niyetinin olmadığı söylenip, yüklü miktarlarda senetler imzalamamız sağlandı.
Nitekim 12 Ocak 2015'e kadar MEB uygulamayı bu şekilde götürdü.
Bu tarihten itibaren ise yeni bir tebliğle var olan uygulamanın sona erdiği ve derecesini ne sebeple olursa olsun alamayan öğrencilerin tazminata düşürüleceği söylendi.
Bu söyleme daha önce güvence verdikleri öğrenciler de dahil edildi.
Ben ve birçok öğrenciyi doktorayı bitirememe stresi aldı.
Zaten doktora yoğun ve stresli bir süreç iken, bir de bitiremezsek 400-500 bin liralık bir parayı nasıl geri öderiz diye düşünmeye başladık.
Burada herkes doktorasını bitirmeye çabalamaktadır zaten, kimse başarısız olup geri dönmek istemez, zira ailemizin, ülkemizin bizden beklentileri var, kaldı ki en büyük beklenti kendimiz için. Fakat hayatta hiçbir şey garanti değildir.
Eğitim de bir ticaret anlaşması değildir. Çeşitli sebeplerden (danışman ile olan anlaşmazlıktan, çalışılan konunun zorluğundan, sınavdaki durumdan...) doktora eğitimi tamamlanamayabilir.
Bu durumda var olan uygulama öğrencinin master derecesiyle araştırma görevlisi olarak atanıp, zorunlu görevini yerine getirmesiydi. Şimdi ise tazminata düşürülmesi kararı alındı.
Bu karar yolun yarısında kuralların değiştirilmesi anlamına geliyor.
Resmi olarak elimizde böyle bir belge bulunmasa da bu duruma düşen öğrencilerin atandığı gerçek durum örnekleri var.
Bu paranın nasıl ödeneceği konusunda ise acımasız tavırlar alınıyor.

'Hayatımız karardı'
Bir MEB çalışanı, 'Ödeyemezseniz icra takibi başlar' diye bir açıklamada bulundu.
MEB'in neden birden böyle bir tavır takındığını anlamakta zorlanıyoruz. Eğer öğrencileri zorlamak, denetlemek istiyorlarsa, her 6 ayda okuldan ve öğrenciden ilerleme raporu istenebilir ya da devam belgesi, pasaport fotokopileri gibi.

 

5 yılda 5 bin hayal kırıklığı (2)

Yurtdışındaki master ve doktora öğrencilerinden mail yağıyor.
Türkiye'deki aileleri de dert küpü.
Oysa ne büyük hayallerle gitmişlerdi.
Ya anne babalar?
Çocuklarının devlet bursuyla yurtdışına okumaya gönderilmesi en çok onları gururlandırmıştı...
Atatürk'ten sonra, Demirel, Özal ve son olarak da Erdoğan bu projeye gönül verdi...
Ve maalesef gelinen nokta hiç de iç açıcı değil.
Bursiyer ve veliler gibi MEB'den de bilgi notu geldi.
Kısa kısa da olsa bir bölümünü sizlerle paylaşacağım. Çünkü söz konusu olan sadece o gençlerin değil, ülkemizin de geleceği ve eminim ki hemen herkes bu konuda üzerine düşenin çok daha fazlasını yapacaktır.
Gelin önce mağdurların sesine kulak verelim:

Ölünce kurtuluyorsunuz!
l Yeni gelen yükseköğretim genel müdürü, sanki bir talimat almış gibi, bütün şartları zorlaştırmaya başladı. Bu iş böyle giderse, fazla burslu kalacağını zannetmiyorum. Şu an en az 100 İngiltereburslusu, master'dan sonra doktora yapmamaya karar vermek zorunda kaldı. Bin bir uğraşla burs kazanan çoğu arkadaşımız, bu şartlarda kefil bulamadığı için, öğrenime başlayamayacak. Tazminat sadece eğitim sırasında vefat ederseniz düşüyor!
l Ben de evladımı nice hayallerle yurtdışına gönderdim. Oradaki eğitim ataşelerinin ilgisizliği, öğrencilere yardımcı olmayışı ve konuları bilmeyişi bizi kahrediyor. Bir baba olarak beni de tazminat durumuna düşürdüler. Evladımın borcunu ödemekteyiz. Milli Eğitim bu konuda hiçbir şey yapamaz, olan ailelere ve yıkılan ve yıkılacak olan yuvalara olacaktır.
l Eğer başarılı olursak, bizimle övünülecek, bir yerde takılırsak, yüzümüze bakan herkes, hem ailenin hem de kefillerinin hayatını mahvettin diyecek. Her gece yastığa kafamı koyduğumda, memleketim ve ailem adına ne yapabilirimi düşünmek istiyorum, tazminata kalırsam ne yaparımı değil.
l Annem, beni hasta haliyle okuttu. Tazminata kalırsam annemin yüzüne nasıl bakarım diye düşünmekten eğitimime motive olamıyorum. Hukuk başta vicdanlar içindir. 700 bin lirayı ömrümüzün sonuna kadar da ödeyemeyiz. İçimizde çocuklu aile kurmuş insanlar da var. Şunu sormak istiyorum; bir memur, bir siyasetçi, gazeteci, sporcu ya da x bir kişi hayatta yaptığı en küçük başarısızlıkta ya da sendelemede şimdiye kadar kazandıklarının faizli iadesi ve işten çıkarılmayla karşı karşıya kalsa ne kadar verimli olur?
l Birçok arkadaşımı biliyorum, bu ay bursunu alamadığı için kira ödeyemeyip ev sahibiyle sorun yaşıyor ve bize tavsiye edilen: "Birbirinizden borç alın verin!". Hepimiz aynı durumdayken kim kimden borç istesin?
l Geçtiğimiz günlerde New York'ta toplantı yapıldı. Özellikle Ankara MEB çalışanlarının üslubu ve tavrı hiç hoş değil ve çok rahatsız ediciydi.
l Yurtdışına gönderilenleri, MEB'de ya da YÖK'te hayatından bezmiş bir memurun ya da avukatın eline bırakmamak lazım. Kendimize de çocuklarımıza da ayıp ediyoruz...

MEB ne diyor?
"5 Yılda 5 Bin Öğrenci projesi kapsamında 2006'dan bugüne kadar 6970 öğrenci bu burslardan yararlanmaya hak kazanmıştır. Halen yurtdışında 22 farklı ülkede 2734 öğrencimiz bu burslardan yararlanarak yüksek lisans ve doktora eğitimini sürdürmektedir.  
Öğrencilerimizin yurtdışına gitmeden önce imzaladıkları taahhüt senetlerinde de belirtildiği gibi, mecburi hizmet karşılığı yurtdışına gönderilen öğrencilerden; öğrenimlerini gönderiliş amaçlarına uygun bir dereceyle tamamlamayanlar, öğrenim görmekten vazgeçenler, öğrenimlerini tamamladıktan sonra yasal süre içerisinde görev talep etmeyenler, teklif edilen         göreve başlamayanlar, taahhüt/yüklenme senedi hükümlerine uymayanlar, mecburi hizmetlerini tamamlamadan görevlerinden istifa edenler veya devlet memurluğundan ihraç edilenler, mevzuata aykırı hareketlerden dolayı öğrencilikle ilişiği kesilenler, Bakanlığımız tarafından kendisi için yapılmış bütün masrafları, masrafın yapıldığı para cinsinden ödemeyi, Türk Lirası cinsinden yapılmış harcamaları yüzde 50 fazlası ve yasal faiziyle birlikte, fiilen döviz olarak yapılmış her türlü masrafları aynı döviz cins ve miktarı üzerinden yasal     faiziyle birlikte ödemek zorundadırlar.
Bakanlığımız geçmişte olduğu gibi gelecekte de kendi elinde olmayan sebeplerle eğitimini tamamlayamayan öğrencilerimizin mağduriyetini gidermek için ilgili taraflarla görüşmeler yaparak hukuki sınırlar içinde gerekli tedbirleri almaya devam edecektir.
Bu nedenle bursiyer öğrencilerimizin çalışmalarına odaklanması ve çalışmalarını bir an önce başarıyla tamamlayarak ülkelerine dönmesi en büyük arzumuzdur."
Özetin özeti: MEB, paradan para kazanan tefeci değil, Milli Eğitim Bakanlığı'dır. Batık bankerlerden bile faiz artı yüzde 50 fazlası alınmadı!..


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)