adscode
adscode

Eğitim, bir dayatma değil paylaşımdır!

Öğrenciyi ya da yaşamı yakalamayan bir eğitim sistemi, ne kadar iyi olursa olsun sıkıntı yaratmanın ötesine geçemez.

Eğitim, bir dayatma değil paylaşımdır!
Milliyet Diyalog
Güncelleme : 16-Oct-22 11:40

Bazı sıkıntılar var ki küreseldir. Bunların en başında da eğitim geliyor. 

Dünyanın hangi ülkesine giderseniz gidin eğitimde sıkıntısı olmayan yok gibidir. Nüfusu az ya da çok, zengin ya da fakir, kalkınmış ya da geri kalmış hiç fark etmez.

Neden? Çünkü, eğitim artık gençlerin hızına yetişemiyor. Öğretmenler artık mutlu değil. Velilerin kafası karmakarışık. 

Yeni aldığınız bir elbise dünyanın en iyi ustalarının elinden çıksa da, eğer size dar ya da bol geliyorsa içinde asla rahat edemezsiniz. 

Eğitim sistemleri de öyle. 

Öğrenciyi ya da yaşamı yakalamayan bir eğitim sistemi, ne kadar iyi olursa olsun sıkıntı yaratmanın ötesine geçemez. 

Oscarlı da olsa eğer size hitap etmiyorsa o filmin sonunu zor getirirsiniz. 

Damak zevkinize uymayan lezzetler, en iyi şeflerinin elinden çıksa da o sofradan aç kalkarsınız… 

Dünyanın ya da ülkenin en iyi öğretim kurumlarından mezun olup da çok sıradan, çok mütevazi, çok donanımsız ya da çok mutsuz kişilere fazlasıyla rast gelmişsinizdir. 

İşte bu noktada önemli olan bireye yönelik tercihleridir. Birisi için iyi olan bir başkası için doğru model olmayabilir... 

Öğrencilere, hele ki öğretmenlere hoşlarına gitmeyen bir şeyi dayatmak yarardan çok zarar verebiliyor. 

Öğretmen ve öğrenci mutsuzsa, o eğitim sistemine iyi demek mümkün değildir.

Örneğin dünyanın en iyi üniversiteleri Amerika’da. Amerika’yı Amerika yapanlardan biri de onlardır. Ama aynı Amerika temel eğitimde lime lime dökülüyor. Çünkü, yükseköğretime verdiği değeri ve özeni temel eğitime vermiyor. Oysa, temel eğitim, kişilerin gelişiminde en önemli etken. Yani temel sağlam değilse, onun üzerine sağlam bir bina inşa etmeniz mümkün değil. Dünyadaki yeni model eğitim arayışlarının bireysel tercihlere yönelik olması bu yüzden. Her birey, nasıl ki farklı ilgi, yetenek, birikim, deneyim ve hayale sahipse, onlara verilecek eğitim de farklı olmalı ki, alacak olanlar, eğitimi bir eziyet olarak değil kazanım olarak görmeli ve dört elle sarılmalı… 

Sınav odaklı eğitim 

Sınav ortaklı eğitim sistemlerinde en az yüzde 70’in hayaline kavuşamayacağı en baştan bellidir. Önce bundan vazgeçmek gerekir. 

Ne kadar başarılı olursanız olun bu yarışın kazananları, kontenjanlar kadardır! Barajları kaldırdığınızda ya da kontenjanları şişirdiğimizde durum değişmez. Elinizden gelen her şeyi yapsanız da, yarışı hep en ön sıralarda bitirseniz de, her zaman hayalini kurduğunuz mesleğe de kavuşamazsınız. 

Dereceyle mezun olsanız da eğer eğer yeterli istihdam olanakları yoksa o alanda iş bulamazsınız.

Bu yüzden de mutluluk getirmesi gereken eğitim ve diplomalar, her kapıyı açan altın anahtar olmaktan çıkıp, kendinize bile, sizi daha fazla mutsuz etmekten bir işe yaramaz gibi görünmeye başlar! 

Dünyanın dört bir yanında milyonlarca genç bugün bu durumda. Söylemler de her yerde aynı: Ne istediyseniz fazlasıyla yerine getirdik, en zor sınavları aşıp, en iyi öğretim kurumlarında öğrenim görüp en iyi diplomalarımızı aldık ama bir iş bile bulamıyoruz. Onca mücadele bunun için miydi? 

Çocukluğumuzu, gençliğimizi bu yüzden mi yaşamadık? 

Bir sınavdan çıkıp diğerine bu yüzden mi koşturduk? 

Onca zamanı, onca parayı bu yüzden mi harcadık. 

Haksızlar mı?.. 

Ne yapmak gerek? 

Eğitim, başlıkta da dile getirdiğimiz gibi bir dayatma değil, bir paylaşım sanatıdır. Paydaşlardan biri mutlu değilse ortada sorun var demektir. 

Paydaşları da sadece öğrenci, öğretmen ve veliler değildir. 

 

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYIN 


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)