Eğitim, Üretim, İndirim Kodu ve Endüstri

Online alışveriş ile bir kere tanışıp, iyi bir alışveriş süreci yaşadıktan sonra birçok insanın alışveriş merkezlerine, kenardaki butiklere gidip alışveriş yapmak istemediğini duyar olduk. Elbette bunun için birçok sebep var. İstanbul gibi büyük şehirlerde, yoğun iş hayatının yanında sıkışık trafik, kalabalık alışveriş merkezleri ve ödeme kuyrukları, “stokta kalmamış” diyaloğuna muhatap olmak insanların artık katlanmakta zorluk çektiği şeyler arasında olması diyebiliriz.Bununda ötesinde artık markalar online alışverişe adapte olmanın, dijitalleşmenin önemine vardılar. Üstelik indirim kodu gibi müşteriyi cezbeden sadakat ve ikna seçenekleri de oldukça yaygın hala geldi. Online alışveriş biraz daha ilerisine bakıldığında sadece müşteriler için değil, markalar için de oldukça cazip bir seçenek olma haline geldi. Stok tutmak, dükkân kiralamak, doğru pazarlama stratejisi kurmak, mağazanın elektrik ve su giderleri, çalışan maaşları, vergiler derken bunların satıştan elde edilen gelirden bir şekilde çıkartılması için yüksek fiyat politikaları uygulanır. Ama bunun yanında sadece siparişlerin alındığı ve stok merkezinden direkt olarak adrese gönderilen başka bir süreç var o da elbette herkesin vakıf olduğu e-ticaret diğer adıyla online alışveriş. Aradan çıkan mağaza sürecinden dolayı, satış maliyetlerinin düşmesi birçok köklü markanın online mağazasında farklı, parekende mağazasında farklı fiyat uygulamasına sebep oluyor. Türkiye’nin en köklü, dünya markalarını ve ürünlerini geniş mağaza ağına getirmeyi başarmış Boyner bu online alışveriş süreçlerine en iyi adapte olan markalardan birisi. Üstelik Boyner indirim kodu anlamında da oldukça bonkör davranıyor. Şimdi şöyle bir düşünün; Boyner mağazalarının ne kadar büyük ve geniş olduğunu herkes bilir. Bu mağazanın en uygun konumda bulunması, tutulması, buraya ürünlerin getirilmesi ve sürekli değişen ürün stoğunun takibi, çalışan maaşları derken ciddi bir masraftan ve yatırımdan bahsediyoruz. Oysa zaten uzun zamandır sahip müşteri kitlesi zaten ürünlerden ve süreçten haber olduğu için online alışverişi çoktan tercih etti çünkü az önce bahsettiğimiz maliyet zinciri ve yükü online mağazada yok! Eğer Boyner internet sitesinin ziyaret ederseniz 3 al 2 öde, 1 alana 1 bedava gibi kampanyaları oldukça görürsünüz işte bu büyük indirim bu şekilde sağlanıyor! Son zamanlarda insanlar giyim alanında her ne kadar online alışveriş yolunu tercih etse de aslında başlangıç bu şekilde değildi. Elektronik, tatil rezervasyonları başı çekmekteydi. Çünkü insanlar beden ve renk konusunda emin olmakta endişe duyar durumdaydılar. Zamanla yapılan alışverişlerden sonra bu her ne kadar oturmuş olsa da kimi zaman ürün iadesi ve değişiminin de yapılması gerekebiliyor. Elbette güzel yurdumuz Türkiye’de sahip olduğumuz avantajlardan birisi de bu aşamada ortaya çıkıyor. Cumhuriyetimizin kuruluşundan bu yana posta ve kargo ağının yoğun olarak kullanılmasından dolayı bugün birçok kargo şirketi çok iyi bir alt yapıya sahip durumda. Türkiye’de, İstanbul, İzmir ve Ankara gibi büyük şehirlerde kargo teslimatı alışverişten kimi zaman 24 en geç 36 saat içerisinde yapılsa da ülkemizin Edirne’den Van’ına kadar ürün gönderimi en fazla 3-4 iş günü sürüyor. Kargo alt yapısının bu denli güçlü olması sebebiyle satın aldığınız ürünleri, hakkınız olan tüketici kanunu sayesinde 14 gün içerisinde hiçbir gerekçe göstermeksizin iade edebilir paranızı geri alabilirsiniz. Ya da kargo ile gönderip, yeni ürünü talep ederek değişimini sağlayabilirsiniz. Boyner gibi büyük mağaza zinciri olan markalar kendi mağazalarından ürün faturasıyla değişim imkânı bile sağlayabiliyor! Kardeş ülkemiz Güney Kore’den gelen, yine Güney Kore’de bir sokaktan adını alan n11’de aslında e-ticaret anlamında oldukça farklı bir boyutta konumlanıyor. Çok kısa bir süre önce kurulup, arkasına aldığı yüksek Kore mühendisliği ve yerel ortaklığı sayesinde kendisinden bile önce kurulan rakiplerini çok kısa sürede geçmeyi başaran n11 satıcıların ve alıcıların bir araya geldiği bu platform. Dünyada, İngilizce adıyla“Market Place”, Türkçesi “Pazar Yeri “olan bu platformda insanı gerçekten cezbeden fiyat indirimleri, kampanyalar, dünyanın dört bir yanından gelen birbirinden teknolojik, kullanışlı ve kaliteli ürünler sergileniyor. Üstelik geliştirdiği iş birlikleri sayesinde geniş ödeme seçeneği, çok taksitli ödeme kolaylıklarının yanında n11 indirim kodu sayesinde ekstra indirimlerden de faydalanmak mümkün! Kullanıcılardan ziyade satıcıların n11’i bu kadar sevmesinin ve bu kadar elbette birçok sebebi var. Bir internet sitesi düşünün tek başına yılda 2 milyar Türk Lirası ciro yapıyor. Böyle bir sitede dükkân açmak, Türkiye’nin en kalabalık sokağında dükkân, mağaza açmaktan bile daha avantajlı! Çünkü sadece müşteri kitlesinden yana değil ayrıca şirket kurmanın, dükkân kirası, dükkân depozitosu gibi külfetten ve yatırımdan çok uzaksınız! Büyük pazaryerleri, geniş ağıyla mağaza zincirinden hızlıca online alışveriş sürecine taşınan markaların ve süreçlerin yanında birde tamamen e-ticaret odaklı, dünyaca ünlü markaların ürünlerini müşterileriyle buluşturun bir diğer online alışveriş platformu da Trendyol. Türkiye’de yaklaşık 15 milyon üye sayısıyla, ağırlıklı olarak kadınlara hitap eden butik indirim kampanya kurgusuyla ilerleyen şirket. Dünyaca ünlü, lüks markaların en kaliteli ürünlerini sezon öncesi ve sonrası kampanyalarıyla %80’e varan indirim kampanyalarıyla satışa sunuyor. Bu büyük indirim kampanyalarının yanında ayrıca sunduğu Trendyol indirim kodu avantajının yanında Trendyol Elite Üyelik programı sayesinde belli süre içerisinde 1.000 TL gibi miktarlarda alışveriş yapan müşterilerine tüm alışverişlerde ücretsiz kargo, özel davetlere katılabilecekleri hediye davetiyeler sunuyor. Private Shopping yani Özel Alışveriş Kulübü ötesinde Trendyol Milla markasıyla da kendi ürünlerini üreten Trendyol’da ayrıca giyim ürünlerinin yanında mücevher, elektronik, elektrik, ev dekorasyonu gibi ürünleri de görmek çokça mümkün! Alışveriş süreçleri bu kadar kolayken aslında satıştan öncesinde, yani üretim süreçlerinde son zamanlarda çok sessiz bir yeni devrim yaşanıyor. Bu devrim ülkelerin ekonomilerini, ürün üretimi ve malzeme bilimi anlamında ciddi bir farklılığa sahip. İnsanlar eskiden ufak tefek ürünleri internetten satın alıp, gelmesini beklerdi. Eğer istediği ürün; örneğin kendine özel bir plastik baskıysa bunu hobi olarak kendisi törpüler, rendeler ya da zımparalayıp yapardı. Şimdi kendisi dilediği gibi çizip 3D printerdan çıktısını 24 saat içerisinde alabiliyor. Üstelik bu üretim ciddi anlamda bir yelpazeye çıkmış durumda. Amerika’da ve Çin’de evde aparat basmanın ötesinde savunma sanayi alanında silah, mühimmat, mermi hatta havacılık alanında uçak basmaktan bahsediliyor. Küçük ve az sayıda üretim için 3D printerlar hayatımda oldukça yer alsa da ufak pasta payıyla Endüstri 4.0 içerisinde ciddi bir yer alıyor. Amerika gibi dünya devi markalarının, üretim merkezleri ile satış merkezleri arasında her zaman tam tersi bir denge bulunur. Üretimler genelde yüksek iş gücü, ucuz maliyet, nüfus gibi kriterlerden dolayı Asya ülkelerinde ağırlıklı olarak Çin, Hindistan gibi ülkelerde yapılırdı. Bunun genel olarak tek bir sebebi vardır üretim maliyeti. Ucuz işçiliğin olduğu her ülkede tesis büyüklüğünde fabrikalar kuran markalar son zamanlarda aslında Asya ülkelerinde maliyetin yeteri kadar ucuz olmadığını fark etmeye başladı. Sanayileşme ilk günden bugüne kadar her ne kadar gelişmiş olsa da üretim bandında, tasarım aşamasında ya da taşımacılıkta bir şekilde insanoğluna ihtiyaç duyuluyor. Süreçler ne kadar tasarlanmış, otomatize edilmiş olsa da buna rağmen hatalı üretim, üretim kaybı gibi aksaklıklar düşük de olsa hala yaşanıyor. Bunun yanında yapay zeka, iş zekası gibi çözümler ile bu kayıplar olabildiğince azaltılmaya başladı. Mühendisler, akademisyenler ve teknoloji şirketleri yapay zekanın sadece veri toplamak için değil üretim için de kullanılabileceğini fark etmesiyle beraber ülkelerde ufak çaplı, tam zamanlı çalışan üretim makineleri denenmeye başlandı. Çok kısa süre içerisinde büyük başarı elde edilen bu araştırma ve geliştirme süreçlerinden sonra birçok şirket üretimde robotlaşmaya doğru ilerledi. Bu nedenle Amerika gibi büyük şirketler bile üretim merkezlerini kendilerine doğru tekrar çekmeye başladılar.