adscode
adscode

Gelecek eğitimle şekillenmelidir

Yarın bugünden çok farklı olacak. Tıpkı bugünün dünden çok farklı olduğu gibi. Eskiden yüzlerce yılda bir çağ değişirmiş, şimdi 10 yıl bile değil. Teknolojide son 30 yıldaki değişim binlerce yıldan daha ileride.

Gelecek eğitimle şekillenmelidir
Milliyet Diyalog
Güncelleme : 12-Oct-21 17:40

İşte bu yüzden, bu hızlı değişime ayak uyduracak, modüler bir eğitim modeli ortaya koymalıyız.

Tüm araştırmalar, önümüzde 20-25 yıl içerisinde, bugünkü mesleklerden yüzde 70’inin yok olacağını, yerine yeni mesleklerin geleceğini öngörüyor.

Peki, böylesi bir ortamda biz ne yapıyoruz?

Üniversitelerde 250 bin kontenjan boş kalıyor, kimsenin umurunda bile değil.


Ülkemiz eğitim verilen alanlarda diplomalı elemana artık doydu. Kalitede sorun olduğu için de dünyaya yeterince eğitilmiş insan gücü ihracatı yapamıyoruz. 8 milyonu aşkın diplomalı işsiz şişkinliği bu yüzden.

Yaşam ve hizmet kalitesi dibe vurdu çünkü mezunların çoğu, teorik eğitimin ötesine geçemedi ve öğrenim gördüğü alanda iş bulamıyor…

Yüz binlerce hatta milyonlarca istihdam fazlası kalifiye insan gücü olan alanlara hâlâ her yıl on binlerce yeni kontenjan yaratmak hangi mantığın ürünü anlamak mümkün değil.

Yükseköğretimde, hem insan gücü hem de mali israfı önlemek için yeniden yapılanma şart!

Bunu gerçekleştirmeden geleceği yakalamak, “ben de varım” demek hiç de kolay değil.

Yükseköğretimin geleceğine yönelik acilen bir şûra toplanmalı diyeceğim ama MEB’inkini görünce, bunu önermekten vazgeçiyorum. Neden mi?

20. Milli Eğitim Şûrası

Yedi yıl aradan sonra 1-3 Aralık tarihleri arasında Ankara’da toplanacak olan 20. Milli Eğitim Şûrası’nın ana konusu “Eğitimde fırsat eşitliği” olacakmış.

Böylesi bir konu aslında acı bir itiraf gibi.

Anayasamızın en temel konularında biri, hiçbir ayrım gözetmeksizin eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanmasını emrederken ve bırakın öncesini, Cumhuriyet tarihimiz boyunca iktidara gelen tüm hükümetlerin öncelikli vaatlerinden birisinin yine eğitimde fırsat eşitliği olduğunu göz önünde bulundurursak, 100 yıl sonra, Milli Eğitim Şûrası’nda konuştuğumuz, tartıştığımız konu bu olmamalıydı.

Madem bu konuyu konuşacaklar, umarız, önce doğru teşhis koyarlar. Yani anayasal olduğu kadar insani olan bu sorumluluğun neden ve nasıl gerçekleşmediğini de doğru bir şekilde araştırarak, geleceğe yönelik doğru kararlar alırlar. Yoksa 150’nci, 200’üncü yılda da hâlâ eğitimde fırsat eşitliğini tartışıyor oluruz.

Eğitimi, dolayısıyla da çocuklarımızın ve ülkemizin geleceğini zaafa uğratan o kara delikler her ne ise doğru tespit etmeden, doğru çözümler üretemeyiz.

Umarız, bu kez, günü kurtarmanın ya da birilerine şirin görünmenin ötesine geçilerek, aklın ve bilimin referans olduğu geleceğe yönelik pedagojik ve bir o kadar da adil kararlar alınır.


YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)