Yenilikçi eğitim anlayışı ve nitelikli akademik kadrosu ile eğitim, öğretim ve araştırma faaliyetlerini sürdüren İstanbul Üniversitesi’nin bünyesinde 16 fakülte, 12 enstitü, 2 yüksekokul ve 2 meslek yüksekokulu bulunuyor. Öğrencilerin 103 lisans ve 2 ön lisans programında öğrenimlerini sürdürdükleri İstanbul Üniversitesi’nde; örgün eğitimde 55 binin üstünde, açık öğretim programlarında ise 300 binin üzerinde öğrenci eğitim almaya devam ediyor. İstanbul Üniversitesi’nin lisansüstü eğitim potansiyeli ile de ülkemizin yükseköğreniminde öne çıktığını belirten Prof. Dr. Mahmut Ak, “Üniversitemizde 324 yüksek lisans programında 8 binin üzerinde, 204 doktora programında ise 5 binin üzerinde öğrenci akademik çalışmalarına devam ediyor” dedi.
“Yayın Sayısında İlk Sıradayız”
İstanbul Üniversitesi’nin Yükseköğretim Kurulunca ilan edilen, araştırma üniversitesi statüsüne sahip 11 üniversiteden biri olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ak, 2018- 2019 yılları arasındaki performans değerlendirmesinde en yüksek yayın sayısına sahip 1.üniversite olduklarını kaydederek, “Üniversitemiz en yüksek uluslararası işbirliği ile gerçekleştirilen yayın sayısına sahip 2. üniversitedir. Belirtilen dönemde 102’si ulusal, 4’ü uluslararası olmak üzere toplamda 106 patentimiz tescil olmuştur” şeklinde konuştu.
Zengin Araştırma Altyapısı
İstanbul Üniversitesi’nin Türkiye’nin Nobel ödüllü 2 mezuna sahip tek üniversitesi olduğunu ve 4 akademisyeni ile 19 mezununun ise Türk tıbbına yön veren 100 bilim insanı içerisinde yer aldığını aktaran Prof. Dr. Ak ifadelerini şöyle sürdürdü: “Üniversitemiz, 77 Uygulama ve Araştırma Merkezi ve 145 Araştırma Laboratuvarıyla zengin bir araştırma altyapısına sahiptir. Üniversitemiz bünyesinde yer alan her bir araştırma birimi, konusunda uzman ve araştırma niteliği ön plana çıkan akademisyenler tarafından yönetilmektedir. Bu kapsamlı yapının üniversite düzeyinde koordinasyonunun sağlanması için ‘Bilim ve Araştırma Politikaları Danışma Kurulu’ ile ‘Bilim ve Araştırma Politikaları Kurulu’ oluşturulmuştur. Böylece mevcut araştırma yapısının etkinliği arttırılarak, uluslararası alanda bilime ve topluma yüksek katkı sunan araştırmaların sayısının arttırılması sağlanmaktadır.”
Web of Science’ta Taranan Yayınlarda Birincilik
İstanbul Üniversitesi’nin 1980-2018 yıllarını kapsayan dönemde Web of Science’ta taranan 361 bin 186 yayınla ve h-indeks performansıyla tüm araştırma üniversiteleri içerisinde 1.sırada yer aldığına dikkat çeken Prof. Dr. Ak, söz konusu dönemde 7 bin 647 uluslararası işbirlikli yayınla, araştırma üniversiteleri içerisinde 2.sırada olduklarını belirterek, yine aynı dönemde atıf performansında da 2.sırada bulunduklarını söyledi.
“ARWU’da 13 Yıldır İlk 500’de Yer Alan Tek Türk Üniversitesiyiz”
“Üniversitemiz; ARWU’da 13 yıldır üst üste ilk 500’de yer alarak ülkemizi temsil eden tek Türk üniversitesidir” şekline konuşan Prof. Dr. Ak şu bilgileri verdi: “İstanbul Üniversitesi, Times Higher Education (THE) 2020 Dünya Sıralamasında ‘klinik, klinik öncesi bilimler ve sağlık’ alanında 401-500 bandında yer alarak bu alanda ilk 500’e giren 3 Türk üniversitesinden 2.si olma başarısını göstermiştir. Bununla birlikte ‘eğitim’ alanında da 401-500 bandında bulunarak ilk 500’de yer alan 10 Türk üniversitesinden birisi olmuştur. Üniversitemiz QS 2020 Dünya Sıralamasında da yaşam bilimleri ve tıp alanında 342. sırada yer almış ve ilk 500 sıralamasına giren 2 Türk üniversitesinden biri olmuştur. İstanbul Üniversitesi bu sıralamada ayrıca, sanat ve beşerî bilimler alanında ilk 500’e giren 4 Türk üniversitesinden biri olmuştur.”
“Araştırma Kapasitemiz Daha da Güçlenecek”
İstanbul Üniversitesi’nin URAP 2019-2020 Dünya Sıralamasında da 582. sırada yer alarak Türk üniversiteleri içerisinde en başarılı 2. üniversite olduğunun altını çizen Prof. Dr. Ak, sözlerini şu ifadelerle tamamladı: “Görüldüğü gibi üniversitemiz araştırma alanında oldukça güçlü bir kapasiteye sahiptir. İstanbul Üniversitesi sahip olduğu bu güçlü araştırma kapasitesiyle yayın, atıf, uluslararası işbirlikli yayın, ulusal ve uluslararası projeler ve patent alanlarında pek çok başarıya imza atmıştır. Bu kapasitenin, uluslararası düzeyde ortaklıklarla, bilimsel çalışmalarla ve küresel ölçekte bilimsel işbirlikleri ile daha da güçleneceğine inancım tamdır.”
