Accenture’ın 30 ülkede 3 bin 600 çalışanın katılımı ile gerçekleştirdiği araştırmaya göre önümüzdeki 15 yıl içinde kadınlar üst düzey yönetici pozisyonlarında daha fazla yer alacak ve şirketlerdeki teknik konulardan daha fazla sorumlu olacak.
Accenture’ın gerçekleştirdiği araştırma, çalışma hayatına dair başta kadınlar ve teknoloji konuları olmak üzere farklı ipuçları sunuyor. Araştırmaya katılanların yüzde 52'si, şirketlerinin kadın çalışanlarını üst düzey görevlere, geçtiğimiz yıllardan daha fazla hazırladığını belirtiyor. Katılımcıların yüzde 71’i ise 2030 yılında CTO (Chief Technology Officer) pozisyonunda daha fazla kadının yer alacağı görüşünde.
Araştırmanın odaklandığı bir diğer önemli konu ise teknoloji. Katılımcılar, teknolojinin yöneticilerin hayatını kolaylaştırdığını fakat diğer yandan da onlara bazı engeller oluşturduğunu düşünüyor. Katılımcıların yüzde 58'i, teknoloji sayesinde yöneticilerin ekipleri ile daha hızlı ve esnek bir şekilde iletişim kurabildiği görüşünde. Fakat yine yüzde 58'i, bu esnekliğin her an erişim imkanı sağladığı, yüzde 50'si aynı anda birden fazla iş yapılmasına yol açtığı ve yüzde 40'ı da ekip kültüründen uzaklaştırdığı için yöneticilere fazla sorumluluk yüklediği düşüncesinde.
Katılımcıların yüzde 55’i, yöneticilerin karşılaştığı zorlukların başında fazla bilgi yüklemesinin, yüzde 52’si ise hızla gelişen teknolojinin takip edilmesi gerekliliğinin geldiğini belirtiyor.
Accenture Türkiye Finansal Hizmetler Sektörü Lideri ve Yönetici Ortağı Dilnişin Bayel, “Accenture olarak her sene Dünya Kadınlar Günü’nü 50’yi aşkın ülkede 200’den fazla etkinlikle kutluyoruz. Bu etkinliklerde değişik kariyerlere sahip ilham alacağımız kadınların konuşmalarıyla onların samimi hayat görüşlerinden faydalanıyor ve kadınlar olarak bir arada birbirimizi desteklediğimiz sürece çok daha başarılı, etkin ve etkili olacağımıza inanıyoruz. Kadınları Günü’ne özel hazırladığımız bu araştırmamız, kadınların iş hayatında yöneticilik ve teknoloji konuları ile daha fazla anılacağı ve önümüzdeki yıllarda özellikle teknoloji yöneticiliği konusunda daha fazla söz sahibi olacağı yönündeki görüşlerimizi destekliyor. Hayatın her alanında olduğu gibi çalışma ortamında da kadın ve erkek için fırsatların eşit olduğu bir ortam oluşturulması çok önemli.” dedi.
Çalışma ortamında kuşak farkı belirginleşmeye başlıyor
Araştırmaya göre çalışanların işlerinden duyduğu tatmin geçtiğimiz yıllara oranla daha az. Çalışanlar işlerinden tatmin olmamalarının nedenlerini hak ettikleri maaştan daha azını almaları, gelişim için yeterli fırsat elde edememeleri ve fazla iş yüküyle uzun saatler geçirmeleri olarak gösteriyor. Katılımcıların sadece yüzde 44’ü işlerinden memnun ve yeni iş fırsatları ile ilgilenmiyor. Geçtiğimiz yıl bu oran yüzde 52’ydi.
Araştırma, kuşaklar arasındaki görüş farklılıklarını da ortaya koyuyor. Milenyum kuşağının yüzde 33’ü çalışma saatlerinin çok uzun olduğunu düşünürken bu oran Baby Boomer kuşağında yüzde 28, X kuşağında ise yüzde 30.
Milenyum kuşağının yüzde 68’i maaşlarında artış talep ederken X kuşağının yüzde 64’ü, Baby Boomer kuşağının ise yüzde 59’u bu talepte bulunuyor. Kadınlarda ve erkeklerde ise bu oran yüzde 54 ile aynı.
Günümüzün dijital çalışma ortamında “dinlemek” daha zor hale geldi
Katılımcıların yüzde 96’sı ise kendisini iyi bir dinleyici olarak tanımlıyor. Yüzde 64’ü ise günümüzün dijital çalışma ortamında dinlemenin daha zor hale geldiğini düşünüyor. Yüzde 98’i, çalışma gününün bir bölümünde, aynı anda birden fazla iş yaptığını kabul ediyor. İş yapmaya engel olan şeylerin başında yüzde 79 ile telefon görüşmeleri, yüzde 46 ile e-posta, yüzde 30 ile anlık mesaj, yüzde 28 ile kısa mesaj geliyor.
Katılımcıların yüzde 80’i konferans görüşmeleri sırasında başka işler de yapıyor. Yüzde 66’sı iş e-postaları, yüzde 34’ü kişisel e-postaları ile ilgilenirken yüzde 22’si sosyal medyada geziniyor, yüzde 21’i ise haber okuyor.
Metodoloji Hakkında
Accenture’ın Kasım 2014’te gerçekleştirdiği bu araştırmada 30 ülkede orta ölçekliden büyük şirketlere, her kademeden 3 bin 600 çalışandan görüş alındı. Araştırmada görüş alınan ülkeler arasında Arjantin, Avustralya, Avusturya, Brezilya, Kanada, Çin, Fransa, Almanya, Hindistan, Endonezya, İtalya, Japonya, Malezya, Meksika, Hollanda, Danimarka, Finlandiya, Norveç, İsveç, Filipinler, Suudi Arabistan, Singapur, Güney Afrika, Güney Kore, İspanya, İsviçre, Tayland, Birleşik Arap Emirlikleri, İngiltere ve ABD bulunuyor.
Her ülkeden en az 100 katılımcı ile görüşülürken Amerika’dan 500, Almanya, İngiltere, Danimarka, Finlandiya, Norveç ve İsveç ülkelerinden 200 katılımcı ile görüşme gerçekleştirildi. Katılımcılar cinsiyet, yaş ve pozisyon seviyesi olarak eşit dağıtılırken araştırmadaki hata payı yaklaşık +/-1.7’dir.
