Örneğin, TEOG'da ful çektiniz ya da bir kaç kaç yanlışınız var.
Böylesi bir durumda ilk bir kaç tercihinize mutlaka girmelisiniz.
Çünkü üzerinize düşeni fazlasıyla yaptınız ve karşılığını beklemeye de hakkınız var.
Ama tek yanlışı olan öğrenci dahi önünü göremiyorsa, gerisini siz düşünün.
Şu an için yabancı okulların çoğunda kayıtlar dolmuş ya da dolmaya yakın gibi gözüküyor ama hep birlikte göreceğiz, devlet liselerinde kayıtlar başlasın, boşalmayan okul kalmayacak.
Sonra tekrar dolacak, tekrar boşalacak.
Bu sistemin, öğrencileri daha fazla üzmenin ötesinde kime ne yararı var, biri çıkıp anlatırsa, çok seviniriz...
Bu süreçte üzülme ya da aşırı heyecanlanma yerine, olup bitenleri sükunetle izlemek en doğru olanı.
Önümüzdeki haftalarda, hiç ummadığınız fırsatlar karşınıza çıkacağından emin olabilirsiniz.
Bir kaç lise veya üniversite dışında, hangisine girerseniz girin, gözünüz hep giremediğiniz okullarda kalacaktır.
Sistemin en acımasız kurallarından birisi de bu.
İşte bu yüzden, nereye girerseniz girin, orada mutlu olmaya çalışın, yoksa, kırgınlık hiç bitmez! Bu da sizi daha fazla üzmenin ötesinde bir işe yaramaz.
MEB ve ÖSYM'nin sınav adı altında yaptığı en tek şey, lise ve üniversiteye girişten, hayata atılıncaya kadar, gençleri hayattan bezdirmek.
Bu konuda çok başarılılar kendilerini tebrik ederiz!
Peki ya velilere ne demeli?
MEB ve ÖSYM'nin yanlışlarına su taşımanın ötesinde ne yapıyorlar.
Şu an için olmasa bile, taşlar yerli yerine oturduktan sonra bir muhasebe yapmalarında yarar var...
Öğrencilere gelince, içimizde en masum olanı onlar.
Ellerinden gelenin en iyisini yapıyorlar ama o bile yetmiyor!..
Yuh olsun hepimize!..