MEB’de Kim Gidecek, Kim Kalacak, Kimler Gelecek?..

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Bakanlık için tercihini beklenildiği gibi, Müsteşar Yusuf Tekin’den yana değil de Ziya Selçuk’tan yana kullanması, değişim arzusunun bir sonucu.

 Eğitimde işlerin yolunda gitmediğini herkes dile getirdi.

Ve bu süreçte en etkili isim de, Müsteşar Tekin ve onun kadrosuydu.

Yola onlarla devam edilseydi, hiçbir heyecan yaratılmazdı. Ama Ziya Selçuk ile müthiş bir ivme kazanıldı.

Toplumun her kesiminde, eğitim için yeni bir umut doğdu.

Beklenti öylesine yüksek oldu ki, bir an önce icraata geçilmesi gerekiyor.

Örneğin önümüzdeki günlerde, LGS yerleştirme sonuçları açıklanacak ve yüzbinlerce öğrenci adeta ortada kalacak.

Onlar için B ve C planları şimdiden hazır olmalı ki, ortalık toz duman olmadan, tüm öğrenci ve veliler rahatlamalı.

Yine aynı şekilde atamalar ve mülakat konusunda, nasıl bir yol izleneceği hemen ortaya konulmalı ki, şehir efsaneleri boşa çıkmalı…

Müsteşar Yusuf Tekin'in izne ayrıldığı söyleniyordu. Çünkü kendisini son zamanlarda gören yok gibiydi ve sık sık twit atan biri olarak, ona da vermişti. Ama  izinde değil,  görevinin başında olduğunu bir mesajla  hatırlattı.

Diğer tüm Bakanlıklarda olduğu gibi, MEB'de de yeniden yapılanma söz konusu ve bu çerçevede, tüm makamlar, asaleten değil, vekaleten imza yetkisiyle yol almaya çalışıyor.

İşte bu yüzden Bakan Yardımcıları ve yeni yapıya göre atanacak kilit isimler, bir an önce belirlenirse, icraat için zaman kazanılmış olur.

Boşa geçecek her gün, işlerin daha da karışmasına neden olur ki, buna fırsat vermemek gerekir.

Eğitimde, uzun yıllardır ilk kez böylesine pozitif bir ivme yakalandı, umarız beklentiler boş çıkmaz.
 
Bu konuda herkes ama herkes Bakan Selçuk’a yardımcı olmak zorunda.

Çünkü onun başarısı, on milyonlarca öğrenci veli ve öğretmenin, yani ülkemizin yüzünün gülmesi demektir ki, böylesi bir motivasyona hepimizin ihtiyacı var…

Eğitimde yüzler gülerse, ülkenin yüzü güler…