adscode
adscode

Mezar Taşları Okunuyor!

Eğitim-iş'in Tandoğan'da bitireceği Laik Eğitim ve Emeğe Saygı Yürüyüşü'nde akıl almaz sert müdahale öncesi gündeme dair mesajlardan bir tanesi de bu görüntüydü.

Mezar Taşları Okunuyor!
Sendikalar
Eğitim-iş'in 17 Aralık'da Yatağan'dan başlattığı ve 20 Aralık'ta Ankara'da bitirmeyi planladığı Laik Eğitim ve Emeğe Saygı Yürüyüşü'ne polis çok sert müdahale etmiş, Genel Başkan dahil 100'e yakın öğretmen gözaltına alınmıştı.
 
Eğitim-iş'in bu eylemi yapma gerekçesini Genel Başkan Veli Demir şöyle açıklamıştı:
 
"17 Aralık 2013 günü ortaya saçılan para sayma makineleri, ayakkabı kutularında saklanan rüşvet paraları, hükümet üyelerinin adının karıştığı rüşvet ilişkileri ve "sıfırlanamayan paralar" gerçeğinin üzeri, yargı ve emniyet operasyonları ile örtülmeye çalışılmıştır. Eğitim-İş ülke tarihinin en büyük yolsuzluğunu unutmadığını ve unutturmayacağını göstermek için "Laik Eğitim ve Emeğe Saygı" yürüyüşünü hırsızlığın, rüşvetin, yolsuzluğun ayyukaya çıktığı 17 Aralık'ta başlatmıştır. Bu anlamda Eğitim-İş, özelleştirmeler sonucunda taşeronlaşan emekçilerin, asgari ücretle açlığa mahkum edilmesine,  iş güvencesinin ve iş güvenliğinin ortadan kaldırılmasına olan tepkisinin bir göstergesi olan "Büyük Yürüyüşünü" Yatağan'dan başlatarak ortaya koymuştur. Özelleştirmelerin, taşeronlaşma, yoksullaşma, iş güvenliğinin bir kenara bırakılarak emekçilerin ölüm galerisine gönderilmesi olduğunu biliyoruz. 19. Milli Eğitim Şurası, din istismarcılığını meşrulaştıran bir Şura olmuştur. Şura, eğitim sistemini AKP'nin elinde bir oyuncağa dönüştürmüş ve kendisine seçmen ve oy devşireceği bir yapıya büründürmüştür. Tüm bu olanlara karşı Eğitim-İş'in Şura'da gösterdiği direnç ve verdiği mücadele kamuoyunun malumudur. Karma eğitimin ortadan kaldırılması, ilkokul birinci sınıftan başlayarak tüm öğrencilere pedogojinin temel ilkelerine aykırı bir biçimde din eğitimi dersi verilmesi, akademik gerekçeler ve bilimsel gereklilikler bir kenara bırakılarak ilerleyen süreçte Türk Alfabesine bir alternatif oluşturma girişimi kokan zorunlu Osmanlıca dersi gibi birçok düzenleme, Laik eğitim sisteminin sonu anlamına gelmektedir. "
 
Eğitim Bir-Senli yöneticilerin dedelerimizin mezar taşlarını okuyamıyoruz diye teklif ettiği Osmanlıca'nın ardından ilerleyen günlerde latin alfabesinin kaldırılması talebine kadar giden istekler ile sadece osmanlıca dersi ile yetinmeyeceklerini göstermiş oldu.
 
İşte tam da burada aşağıdaki fotoğraf aslında her şeyi çok net anlatmaya yetiyor. Atatürk; "Bizim uyumlu, zengin dilimiz yeni Türk harfleriyle kendini gösterecektir. Yüzyıllardan beri kafalarımızı demir çerçeve içinde bulunduran, anlaşılmayan ve anlamadığımız işaretlerden kendimizi kurtarmak ve bu gereği anlamak zorunluğundasınız. Anladığınızın izlerine, yakın zamanda bütün dünya tanık olacaktır. Buna kesinlikle inanıyorum." demiş ve gerçekten de bütün dünya bunu görmüştür. Şimdi bunun tersine olayları isteyenleri görmek gerçekten düşündürücüdür.
 
Daha da vahim olanı bu teklifi yapan sendikanın üyelerinin öğretmenler olduğudur.

Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)