adscode
adscode

MİLLİ EĞİTİM BAKANINA AÇIK MEKTUP

MİLLİ EĞİTİM BAKANINA AÇIK MEKTUP
Eğitim

Sayın Bakanım, öncelikle başarılar diliyorum. Eğitimi bilen biri olarak aşağıda sunacağım hususları ciddiye alacağınızı diliyorum.

Şöyle ki; bugün çoğu aile gençlerin yalan söylediğinden, bencil olduğundan, ukala geçindiğinden, sevgisiz, saygısız ve sorumsuz olduğundan şikâyet etmektedir. Ne oluyor da eğittiğimiz bu gençler böyle yetişiyor?

Eğitim müfredatına bakın; evliya gibi gençlik yetiştirilmekten bahseder fakat sonuç neden tersi oluyor? Yıllardır eğitim konusunda yapılan çalışmalar, teknik bazı düzenlemeler, mevzuat ve sınav şeklinde yapılan değişikliklerden öteye gitmemiştir. İyi bir müfredata, iyi teknik malzemelere ve harika okullara rağmen neden ahlaklı (insani duyguları eğitilmiş) insan yetiştiremiyoruz?

Çünkü eğitim sistemimiz yıllardır sadece aklı eğitiyor. Yani iyi mühendis, iyi doktor yetişiyor fakat duyguları eğitmeyi terk ettiğimiz için ahlaklı gençlik yetişmiyor. Hâlbuki insanın davranışlarına yön veren duygularıdır. Ve duyguların yeri de kalbtir. 

Allah insana 60 kadar duygu vermiştir. Mesela her insanda gayret duygusu vardır. Fakat zamanında eğitilmediği için bu gayret ya öfke gibi aşırı bir uç, ya da rezillik (yağcılık) gibi bir diğer aşırı uç olabiliyor.

Hâlbuki gayret duygusu insana kendisini, namusunu, ailesini, vatanını korumak için gereklidir. İşte eğitilmeyen gayret duygusu kontrolsüz öfkeye dönüşür ve böyle bir insan en ufak bir hadisede patlar. Sonradan pişman olacağı işler yapar. 

Bunun bir diğer aşırı ucu da gayretsizliktir. Bu da insanı ayaklar altında paspas haline getirir. 

Kanaat duygusu eğitilmemiş bir iş adamı işlerine hile de katar, kazanmak için herkesin üzerine basarak gitmesine engel olunamaz. 

Merhamet duygusu eğitilmemiş mesela bir doktora parasız ameliyat yaptıramazsınız. Bir gazeteciye doğru haber, bir öğretmene fedakârlık, bir siyasetçiye vatandaşa samimi hizmet yaptırmak çok kolay değildir. Bu gibi misalleri artırmak mümkündür. 

Paylaşan, merhamet sahibi, komşusunu gözeten, akrabalarına sahip çıkan, sabırlı, hoşgörülü, devamlı tebessüm eden insanlarımız nereye gitti? 

Patlamaya hazır, bilgiçlik taslayan, benmerkezci, para kazanmaktan başka ideali olmayan insanlar nereden çıktı? 

Aileler bile okula giden çocuklarının kişiliklerinden önce ders durumunu sorar hale gelmiştir. Çünkü aile için asıl maksat çocuğun doktor veya mühendis olmasıdır. İlk zamanlar akla başka bir şey gelmiyor. Ta ki, çocuk doktor veya mühendis olup çıktıktan sonra ailesine ve topluma yabancılaşmış olduğu, sadece kendisini düşündüğü müşahede edilene kadar…
Durmadan eşyalarımızı, arabalarımızı, bilgisayarlarımızı ve cep telefonlarımızı değiştirmekle meşgul olduk. Çocukların ellerine bol harçlık verince görevimizi yaptığımızı sandık. Daha sonra tanımakta zorluk çektiğimiz, her şeye yabancılaşmış çocukları görünce neler olduğunu bile anlamakta zorlandık. Buna rağmen yine çocukları suçladık.

Mademki bu topraklar üzerinde Yunuslar, Mimar Sinanlar, Fatih’ler, Alparslanlar, onlar alim yetişmiş ve onları yetiştiren anneler ve babalar bu topraklarda yaşamış… O halde bu gün yapılacak şey, gözümüzü farklı kültürden kanımıza karışan ve bizimle doku uyuşmazlığı bulunan çocuk terbiyesi usullerini değil, Anadolu insanının usullerini su üzerine çıkartmaktır.
Dolayısıyla çare, daha küçük yaşlardan başlayarak duygular eğitilmeli ve böylece insanlar gerçek hayata hazır hale getirilmelidir. Unutulmalıdır ki; toplumun çimentosu da ancak budur


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)