adscode
adscode

Müsteşar Konuştukça Ortalık Daha da Karışıyor!

MEB Müsteşarı Yusuf Tekin, bir önceki sınav sistemlerinin de mimarıydı, şimdikinin de.

Müsteşar Konuştukça Ortalık Daha da Karışıyor!
Günün Yazısı

Yeni sistemi, yere göğe sığdıramıyor ama sürekli değiştiren de yine kendisi. Görünen o ki, daha çok şeyler değişecek. Çünkü, ne yapmaya çalıştıklarını, hala, kendileri bile anlayabilmiş değiller. Taşların oturması, zaman alacak!..

 

 

İşte Tekin’in en son açıklamaları ve onlara ilişkin anekdotlar:

 

 

Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin, A Haber televizyonunda yayınlanan programda, liseye yerleştirmelerde uygulanacak yeni sistemle ilgili açıklamalarda bulundu.

Liselerin büyük çoğunluğunu çocukların ikametlerine ya da eğitimlerini sürdürdükleri ortaokullara yakınlık esasına göre sınıflandırdıklarını bildiren Tekin, "Çocuğun evine en yakın mahallindeki lise türlerini kendisine sunacağız. Bütün öğrencilere, tercih ekranı açıldığında evine en yakın 9 tane okul seçeneği sunmuş olacağız." dedi.
 -  Peki, mahallede o kadar okul yoksa ne olacak? Bir mahalleye bir okul bile fazla iken 3 tane daha okul mu açılacak?


. Tercih edilecek okullar arasında her lise türünden tercihin bulunacağını belirten Tekin, "Anadolu liselerimiz, mesleki ve teknik Anadolu liselerimiz, Anadolu imam hatip liselerimiz var. Öğrenci bunlar arasından 5 tercih yapacak." diye konuştu.

-      Çok iddialı ve çok erken açıklamalar bunlar. Bir ilçe ya da mahalle düşünün ki, bir liseyi dolduracak kadar bile öğrenci yoksa, oraya yeni liseler mi açılacak yoksa onlarca kilometre uzaktaki  başka mahalle ya da ilçelerdeki okullar da o mahalleye mi katılacak?

Kontenjan fazlalığı durumunda alınan tedbirler

 


. Tekin, mahallinden yerleştirmede kontenjan fazlası bir talep olduğunda yapılacaklara ilişkin de bilgiler verdi. "Kontenjan fazlalığı durumunda sıralama tercih önceliği, adres, kayıtlı olduğu ortaokul bilgileri şeklinde belirlendi. Bunu hukuki metinlere de koyuyoruz." diyen Tekin, bu sistemi hayata geçirmek için her bölgenin nüfus yoğunluğunu ve ortaöğretim kurumları ile ilişkisini ortaya koyan bir çalışma yürüttüklerini anlattı.

-      MEB, sistemi taksit, taksit açıklayacağına, bir an önce başvuru kılavuzunu basıp, kafa karışıklığına son vermeli. Kaldı ki, yaptığı açıklamaların pek çoğu, birbiriyle çelişiyor!


. Yusuf Tekin, sıkıntı çıkabilecek yerler için okul dönüşümleri başta olmak üzere tedbirler aldıklarını bildirdi. İl müdürlüklerine, bir mahallede yeterince lise olmaması halinde herhangi bir kurumu, ihtiyaç duyulan lise türüne dönüştürebilecekleri yönünde bilgi verdiklerini aktaran Tekin, "İkili öğretim gündemimizde yok. İstisnai olarak çok sıkışırsak belki başvurabiliriz ama ikili eğitime zaten uygulanmakta olan okullar dışında başvurmayacağız." ifadelerini kullandı.

 

-      Bir mahallede üç tane imam hatip lisesi varsa, bu okulların ikisi Anadolu lisesi ve meslek lisesine dönüştürülecek ya da o mahallede hiç meslek lisesi yoksa, mevcut liselerden birisi meslek lisesine mi dönüştürülecek? 100 kontenjanı olan bir okul 500 ya da 1000 başvuru olduğunda, çözüm ne olacak?  

 

"Öğrenciden fazla kontenjan var"


. YÖK tarafından üniversiteye girişte ilk basamak olan Temel Yeterlik Testi'nde (TYT) soru sayısının artırılmasının ardından liselere yerleştirmede yapılacak merkezi sınavda da soru sayısını 60'tan 90'a çıkarıldığını anımsatan Tekin, "Ortalama bir soru başına 1,5 dakikalık bir süre tanımlıyoruz. Sınav 135 dakika sürecek. Sınava girecek çocuk, 12-13 yaşlarında bir çocuk. 2 saat 15 dakikalık bir süreci sağlıklı bir şekilde devam ettiremeyebilir. Biz o yüzden farklı iki oturum gibi değil ama arada kısa bir ihtiyaç molası verilecek şekilde ikiye ayırarak sınavı organize edeceğiz." bilgilerini paylaştı.

-      İlle de YÖK uygulamaları örnek alınıyorsa, önce, devlet, özel tüm okullar için merkezi ve tek yerleştirme esas alınmalı, kayıt sistemi curcunaya dönüştürülmemelidir. Daha sınavın nasıl olacağına karar veremeyen bir MEB, önümüzdeki haftalarda, farklı uygulamalar öngörürse, hiç şaşırmayın!

. Kamuoyunda çok sayıda öğrencinin liseye yerleşemeyeceği gibi bir algı bulunduğuna işaret eden Tekin, devlet okullarında 9. sınıflar için kontenjanın 1 milyon 300 bin, özel lise kontenjanının ise 200 bin, 8. sınıf öğrenci sayısının ise 1 milyon 180 bin dolayında olduğunu vurguladı. Öğrenciden fazla kontenjan bulunduğuna işaret eden Tekin, "Toplam kontenjan 1 milyon 500 bine çıkıyor. Buradaki işimiz simülasyonu doğru kurmak. Kimsenin endişe etmesine gerek yok. Rahatlıkla bu simülasyon kurulabilir. Herkes istediği türden bir okula rahatlıkla gidebilir." dedi.

-      Üniversitelerde de, aday sayısının çok üzerinde bir kontenjan vardı ama 350 bin kontenjan boş kaldı. MEB de şimdi aynı hataya düşüyor. Öğrenci sizin gösterdiğiniz ya da yönlendirdiğiniz okula değil, kendi gitmek istediği okula gitmek istiyor. Okullar homojen bir şekilde ülke geneline dağılmadığı için yine on binlerce öğrenci açıkta kalacak ya da açık liseye gitmek zorunda kalacak?

"Sınav takvimi açıklanmadan önce veliye bir lise sunulacak"



. "İnsanlar çocuklarını böyle bir sınava neden sokarlar? Bir kaos, bir bilinmezlik varsa çocuğun hangi liseye devam edeceğini bilmiyorsa böyle bir sınava girip başarısına göre çocuğunu yerleştirmek isteyebilir. Sınav takvimi açıklanmadan önce veliye bir lise sunulacak. Diyeceğiz ki 'Çocuğun sınava girmezse eğer, şu okullardan birine yerleşmeyi sana garanti ediyorum'. Biz bunu daha önce açıklayacağımız için o liselerin sınavlarına giriş, yıllar itibarıyla azalacaktır. Şunu kabul ediyorum. Bu yıl daha fazla sayıda öğrenci sınava girecektir, deneyecektir en azından. Ama ilerleyen yıllar, mesela önümüzdeki yıl, bu liste sağlıklı bir şekilde incelendikten sonra yerleştirmeleri sağlıklı yapıldıktan sonra ben bir sonraki yılda bu sınava giren öğrenci sayısının kontenjanın iki katını aşmayacağını tahmin ediyorum."

-      MEB daha bugünü göremezken, yarın konusunda nasıl bu kadar kesin konuşabilir ki. Daha düne kadar TEOG’tan daha  iyi bir sistem yoktu, bir anda çöpe atıldı. İsteyen istediği okula girecek deniliyor. Bu mümkün mü? Aynı mahallede bir okula yığılma olduğunda tüm öğrenciler alınacak mı? Bu mümkün değilken, nasıl istediği okula girecek denilebilinir ki! Kaldı ki, bu sistem ne kadar kalıcı olacak? Daha şimdiden yamalı bohçaya dönmüşken!..
 


Pansiyonlu okul tercihi

 

. "Orada bir seçeneğimiz daha var. Bizim yaklaşık olarak 9 bin civarında lisemiz var. Bunlardan 4 bine yakınının pansiyonu var. Öğrenciyi evine en yakın okula yerleştireceğimize göre bu pansiyonlarımızın önemli bir kısmının boş kalacağı varsayılabilir.

 

-      Müsteşar Bey, görünen o ki, Türkiye koşullarını, okulları ve pansiyonların bulundukları yerlere yeterince vakıf değil. Yatılı bölge okulları ve pansiyonlar daha çok kırsal bölgelerde. Peki ya büyük kentlerde ne yapacak. Örneğin İstanbul’da kaç pansiyonları var?  Varsayımlarla, eğitim sistemi oluşturulamaz. Daha eğitim bölgeleri oluşturmadan yapılan tüm bu açıklamalar, kafa karıştırmanın ötesinde hiçbir işe yaramayacaktır.

. O yüzden şöyle bir ekran daha oluşturduk. 'Sizin çocuğunuz kendisine sunduğumuz 5 okuldan birine yerleşemedi'. Biz kendisine diyeceğiz ki 'Pansiyonda kalmak koşuluyla evinize yakın olmayan başka bir okulu tercih etmek ister misiniz?' Böyle bir ekran çıkacak. Bu yatılı eğitimi özendirmek değil, biz çocukların eğitimde yaşadıkları sıkıntıları minimize etmeye çalışıyoruz. Ankara'da bir öğrenci, Keçiören'den kalkıp Ümitköy'e gidip gelirken yaklaşık 3 saatini yolda harcıyor. Bu tür sıkıntıların yaşanmadığı bir eğitim ortamı istiyoruz. Bu tabloda bu artık yaşanmayacak. Bu da isteğe bağlı. Açık lise veya benzeri seçenekler de var. Onları da kullanabilir veli."

 

-      Çankaya’daki bir öğrenci okul bulamayıp Ümitköye’e yönlendirdiğinde orada kaç pansiyonlu okul var ve kaçı dışarıdan öğrenci alabilecek durumda. İstanbul’daki durum daha da vahim çünkü pansiyonlu okul sayısı yok denecek kadar az. Kaldı ki, aynı şehirde hangi veli çocuğu pansiyonda kalsın ister? Artık böylesi sıkıntılar yaşanmayacak gibi kesin ifadeler konuşmak, yeni hayal kırıklıkları demektir. MEB bunu yaşatmaya alışık ama veliler artık sınav ve değişiklik yorgunu oldu. Ne yapılacaksa bir an önce karar verilmeli ve onun üzerinden konuşulmalı. Yoksa her akla gelini, olacakmış gibi anlatmak, veli ve öğrencileri daha fazla üzmenin ötesinde hiçbir işe yaramıyor.

 

Şu ana kadar, Bakan Yılmaz, konulara yeterince vakıf değil deniliyordu ama görünen o ki Müsteşar Tekin de ondan daha fazla eğitime, sınavlara, okulların dağılımına ve yapısına hakim değil.

Başta kendileri olmak üzere Allah hepimize sabır versin!..

 


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)