adscode
adscode

‘Mutlu eğitim’ projesi bizim için de şart oldu

Eğitim felsefemiz yeniden belirlenmeli ve kazandıracağı hedeflerin ilk sırasına da her koşulda mutlu olmayı öğretmek gelmeli!

‘Mutlu eğitim’ projesi bizim için de şart oldu
Milliyet Diyalog

Nereye giderseniz gidin, kiminle konuşursanız konuşun, paranız, gücünüz, ortamınız, konumuz, eğitiminiz ne olursa olsun, herkes mutsuz. Ve böylesi bir mutsuzluğu, daha öğrenciyken, çocuklarımızın yaşam biçimi haline getiriyor, ömür boyu onunla yaşamalarına ortam hazırlıyoruz.

İşte bu yüzden, Güney Korelilerin yaptığı gibi biz de, içeriği farklı olsa da, yeni bir “mutlu eğitim” projesi hazırlayalım.

 

Çocuklarımız, mutlu bir öğrencilik dönemi geçirirlerse, eminiz ki yaşamları da hep mutluluk içerisinde geçer. En azından, şu anda olduğu gibi, mutsuz olmak için değil, mutlu olmak için bahane ararlar.

Bardağın dolu tarafını görelim derken, elbette, hepimizi mutsuz edecek binlerce dış etkenin farkındayız ama şunu da çok iyi biliyoruz ki mutsuzluk üzerine kurulu bir yaşam tarzı mutsuzluğumuzu daha da artırmanın ötesine geçemiyor!

Puan her şey değil!

Eğitimin evrensel değerlerinden biri, her çocuğun başarılı olabileceği bir alanın olduğuna inanmaktır. Oysa biz bunun tam tersini yapıyoruz.

Çocuklarımızın başarılı oldukları alanları geliştirip, onları mutlu ve üretken hale getireceğimize, ilgi ve yeteneklerini köreltip hayata küstürüyoruz.

Sınav dayatmaları bir ülkeye yapılacak en büyük kötülük ve biz, bunu hep yapıyoruz. Hem de çocuklarımıza çocukluğunu, gençlerimize gençliğini yaşatmadan, elimizdeki avucumuzdakini harcayarak, sabrımızı tüketerek, heyecanımızı yok ederek...

 

LGS, YKS, DGS ve KPSS benzeri sınavlar çocuklarımızı aşağılamanın, mutsuz etmenin, hayata küstürmenin ötesinde ne işe yarıyor?

Yüz bin öğrenci seçeceğiz diye, milyonlarcasını hayata küstürüyoruz. Bunun yolu bu değil.

Şeffaflık, liyakat, doğru yönlendirme, umut tacirliğinden çok daha önemli!..

Gelecek kiminse     o karar versin!

Gelelim sınav ve tercih sürecine: Çocuklarımıza en büyük kötülüğü, iyilik olsun diye, bazen biz, bazen de devlet yapıyor.

Lise ve üniversiteye girişte yaşananlar ortada.

Hiçbir ülke çocuklarına böyle eziyet çektirmez ama biz çektiriyoruz.

Hiçbir anne, baba çocuğu istemediği bir mesleğe yöneltip, mutsuz olsun istemez ama biz dayatıyoruz!..

Duygularımızla, ön yargılarla ya da deneme yanılma yöntemiyle hareket etmeye bayılıyoruz.

Oysa akıl ve bilim çağındayız...

Attığımız her adımda, hele ki bu, okul ve meslek seçimiyse her zamankinden çok daha dikkatli olmalıyız...

Sınavlar ve tercihlerle ilgili gelişmeleri yakından izliyorsanız, herkes bir kabahatli arıyor.

Oysa o aradığımız kabahatliler çok uzaklarda değil.

O kabahatli, siz, biz, o, hepimiziz. Çünkü herkesin şikâyet ettiği bu sistemi biz ayakta tutuyor ve çocuklarımıza biz dayatıyoruz...

Okul ve meslek seçiminde devletin yol göstericiliği ve anne babaların kararları elbette çok önemli.

Peki ya çocuklarımızın ilgileri, yetenekleri, fikirleri, en önemlisi de hayallerinin hiç mi önemi yok?

Hayat onların hayatı, gelecek de onların geleceği.

Devlet ve ebeveynler olarak, onlara yapacağımız en büyük iyilik, hayal kurmaya teşvik etmek ve o hayallerini gerçekleştirebilecekleri ortamları sağlamaktır.

 

Çocuklarımız devletin ya da sizlerin yazdığı ya da dayattığı senaryoların değil, kendi hayallerinin kahramanı olsunlar. Çünkü öyle daha mutlu olurlar...

 

Yazının devamı için tıklayınız !


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)