Niye üniversite kuruyorlar? (3)

Yabancı üniversiteler de bu yüzden açılamıyor. Oysa Özal’dan bugüne, gelen her iktidar, bu engelin kaldırılacağı sözünü verdi ama hiçbiri yerine getiremedi ya da getirmek istemedi...

Peki, açılsalar ne olurdu? Bilimde, teknolojide çağ atlar, Nobel ödülü mü alırdık? Kesinlikle hayır. Yararı olmaz mıydı? Elbette olurdu ama abartılacak boyutlarda değil!..

Yabancı futbolcular geldi Dünya Kupası’nda finallere mi kaldık, yabancı bankalar geldi ekonomide harikalar mı yarattık ya da yabancı şeflerle mutfağımız daha mı renklendi?..

Devlet ya da vakıf üniversitelerimizin bugünkü halleriyle gelecek vaat ettiklerini söylemek de yeterince inandırıcı olmaz...

Vakıf üniversitelerine yönelik olarak birkaç gündür sürdürdüğümüz yolculuğa bugün de devam etmek istiyoruz...

Cemaate yakın olanlar

Cemaate yakın 10 civarında üniversite bulunuyor. Bu sayı kimilerine göre artabilir, kimilerine göre azalabilir. Çünkü bugünlerde kimse göze batmak istemiyor...
Cemaatin dünya genelindeki üniversite sayısı ise bunun en az beş katı. Her biri farklı vakıflar ya da kişiler tarafından kuruldu. Eğitim kaliteleri, burs olanakları ve kampüsleri de Türkiye ortalamasının altında değil ve her kesimden öğrenciye hitap ediyorlar...
100’e yakın ülkeden öğrencileri var

Patronajsız üniversiteler

Gerçek anlamda kaç vakıf üniversitesi var diye sorsanız herhalde sayıları 10’u bulmaz. Bunlardan bazıları Işık, TED, THK gibi aileye, şirketlere ya da farklı zümrelere sahip olmayan üniversiteler. Her ne kadar onların başında da kök salan yöneticiler olsa da mütevelli heyetleri çok homojen ve kadrolar her an değişebiliyor.
Ayrıca yerel dinamikler ya da geçmişten gelen vakıflar aracılığıyla kurulan üniversiteler de var. Örneğin Bezmiâlem (İstanbul), Hamdullah Emin Paşa (Alanya), Orhan Gazi (Bursa), Avrasya (Trabzon), Nuh Naci Yazgan (Kayseri) ve Esenyurt (İstanbul) üniversiteleri...

Vakıfların vakıfları

Herkes üniversite kurar da onlar kurmaz mı? Vakıflar Genel Müdürlüğü Fatih Sultan Mehmet’i, Diyanet Vakfı da İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi’ni kurdu.
İstanbul Şehir, Medipol, Sabahattin Zaim’in de yine hükümete yakın vakıflar tarafından kurulduğu söyleniyor...
Şifa için ise cemaate yakın diyen de var hükümete yakın diyen de.
Hemen hepsi de daha iyi eğitim peşinde ve farklı kimlikleriyle en iyisini yaratma arzusundalar.
Peki, ne kadar başarılılar? Onu da zaman gösterecek...

Fabrikasyon çalışanlar

Güya kâr amacı gütmeyecekler, güya bağışlarla yaşayacaklar! Ama üniversiteler üzerinden zengin olmayı kafaya koyanlar de var, olanlar da. YÖK yasası artık onlara dar geliyor. Statüleri ve misyonları yeniden belirlenmelidir. Yoksa, birkaç “para göz” yüzünden hepsi aynı kefeye konulabilir. Bu da onlara zarar verir..

Vakıf Üniversiteler Birliği
Vakıf üniversiteleri bir türlü bir araya gelemediler. Eskiler yeniler, zenginler fakirler, büyük kentlerdekiler küçük kentlerdekiler,     iddialılar iddiasızlar, ona yakınlar buna yakınlar, para harcamak için kurulanlar para harcamak için kurulanlar diye pek çok kategoriye ayrılabiliyorlar. Bu yüzden de hiçbir zaman, hiçbir şekilde hepsi bir araya gelmedi, ortak hareket edemedi. Birileri için olmazsa olmaz olana, ilk karşı çıkan ötekiler oldu.

Haberin devamı için tıklayınız !