adscode
adscode

Öğretmenleri Atama Projesi, Pota Uygulaması ve Öğretmenlerin Beklentileri

'ÖĞRETMENLERİ ATAMA PROJESİ POTA UYGULAMASI ve ÖĞRETMENLERİN UZUN VADEDEKİ BEKLENTİLERİ'

Öğretmenleri Atama Projesi, Pota Uygulaması ve Öğretmenlerin Beklentileri
Özel Eğitim

 









GİRİŞ:Ülkemiz, buhranlı savaş yıllarının ardından gelen hızlı Batılılaşma ve bu doğrultuda yapılan çalışmalarla, bulunduğu coğrafyada söz sahibi olmaya çalışmaktadır. Eğitimde Köy Enstitüleri ile başlayan atılım; açılan üniversiteler, Anadolu liseleri ve “her şehirde bir üniversite” hedefiyle devam etmektedir. Bu olumlu gelişmelerin yanında olumsuz olanlar da göze çarpmaktadır. Öğretmen fazlası olmasına rağmen hâlâ öğretmen açığı yaşamamız en büyük eksiklerimizden biridir.









Her yıl yapılan öğretmen atamalarında KPSS (Kamu Personeli Seçme Sınavı)’den alınan puanlara göre oluşturulan sıralamalar baz alınmakta ve ihtiyaç duyuldukça yapılan atamalar ile bu öğretmen açığı giderilmeye çalışılmaktadır. Ancak uzun yıllardır bu sınava girerek atama bekleyen ve bu hedefe ulaşamayan öğretmenlerimiz mevcuttur. 150.000 öğretmen açığı varken 350.000 öğretmenin atama bekliyor olması hem Millî Eğitim Bakanlığı’nın hem de öğretmen adaylarının elini kolunu bağlamaktadır.









Öğretmen adaylarının sıkıntı çektiği nokta atanamamanın yanında, hiçbir zaman da atanamayacak olmalarını düşünmeleridir.Bunun sebebi de KPSS’den sonra yapılan atamalardaki taban puanların her geçen yıl yükselmesi ve günü kurtarma politikasının dışında ileri yönelik bir düzenlemenin de mevcut olmamasıdır.









Sayın bakanımızın konuyla ilgili olarak iyi öğretmeni seçeceğini söylemesi her şeyden önce “diploma”nın tanımıyla çelişmektedir. TDK’ye göre diplomanın tanımı şöyledir:

“Bir kimseye herhangi bir okulu veya öğrenim programını başarıyla tamamladığını, bir derece veya unvanı kullanmaya hak kazandığını, bir iş, sanat veya meslek dalında çalışabilme yetkisi elde ettiğini belirtmek için bir öğretim kurumu tarafından düzenlenip verilen resmî belge, icazetname, şehadetname”. Buradan yola çıkarak öğretmenleri üzen konu onlara “öğretmen adayı” denmesidir. Diploması olan insanlar öğretmen değil midir? Öğretmen olacak kadar yeterli değilseler bu diplomaları veren kurumlar suçlu değil midir ve eğer onlar suçluysa fakülte bitiren öğretmenlerin günahı nedir?









Ülkemizin ileriye yönelik eğitim planlarına baktığımızda öğretmen istihdamıyla ilgili olumlu bir çalışmanın olmaması herkesi endişeye sevk etmektedir. İnsanların KPSS için yıllık ortalama 2.000 TL gibi bir meblağı gözden çıkarıp sonunda atanamaması veya sınavla ilgili yolsuzlukların ortaya çıkması bir hayal kırıklığı değil midir?Bir de bunların üstüne “alan sınavı” uygulamasının düşünülmesi hepimizi derinden yaralamıştır.Çünkü günde iki oturum olarak yapılan bir sınava bile 10 aylık ciddi bir çalışmayla hazırlanırken bir de alan sınavı yükü daha onlarca öğretmenin intihar sebebi olursa bunun hesabını bakanlık verebilecek midir? (http://www.haberturk.com/yasam/haber/668404-bunca-yil-300-lira-icin-mi-okudum-dedi)









“Öğretmenlik dışında işler de yapabilirsiniz.” sözünü hatırlayınız. Türkiye’de öğretmenlik dışında meslekler elbet vardır.Fakat bizler o mesleklere yönelecek olsaydık sizce eğitim fakültesine gider miydik? Eğitim fakültesindeki öğrencilerin genel profiline baktığımızda yarıdan fazlasının aylık gelirinin fakirlik sınırı olarak belirtilen değerin altındaki ailelerin evlatları olduğu gerçeğiyle karşılaşırız. Şartlar böyleyken reform yapmak istemesini olumlu karşıladığımız Sayın Ömer DİNÇER’in öğretmenlerin görüşlerini almaması ve sıkıntıları artıracak uygulamalara gidecek olması üniversitede harcanan yılların heba olduğunun göstergesidir. Ayrıca yayınevlerinin KPSS üzerinden ciddi kazançlar sağlaması yüzünden bu yayınevlerinin bakanlığa baskı yaptığı şüphesi kuruma olan güvenimizi zedelemektedir.









Yıllardır uygulanan KPSS’den belli bir puan almasına rağmen yeterli görülmeyen öğretmene “Sen yeterli değilsin, seni almam; fakat istiyorsan asgari ücret ve düşük sigortayla çalış.” diyenin kendi bakanlığımız olması ve bu sebeple öğretmenliğin ara meslek durumuna gelmesi öğretmenlerin gururuna vurulan son ve en etkili darbedir. Ayrıca “Kanatlı Hayvan Yetiştiricliği” mezunu olan birinin 3









insan yetiştirmesi için okullarda görevlendirilmesi eğitime ne kadar önem verildiğini hepimize çok iyi bir şekilde göstermiştir.Bir öğrencinin yılda birkaç öğretmen değiştirmesi velileri de isyan ettirmiştir.Önceleri sessiz kalan velilerimiz yıllar geçtikçe çocuklarının sıradanlaştığını görerek birçoğumuza sitem etmiştir.Bir gün velilerimize bir anket uygulanırsa durumun aynen böyle olduğu görülecektir.Ülkemizden büyük değerlerin güçlükle yetişmesi, suç oranlarının artması hep bu zihniyetin ürünüdür.Gidişatın düzelmemesi birilerinin rant peşinde olduğunu düşündürürken öğretmenleri de çaresiz bırakmaktadır.









Dönemimiz hükümetinin bizi özel sektöre kaydırma çabasına baktığımızda aslında durumun vahametini görmekteyiz.Nedir bu? Özel sektörde sözleşmeler yıllık olarak yapılır ve bu sözleşmelerin yapıldığı dönem mayıs ayının sonu ile haziran ayının başıdır. Atamalarımız ise ağustos ayında yapıldığı için hiçbir idareci anlaştığı öğretmenin ağustos ayında gitmesini göze almaz. Ayrıca ödenen maaşların yetersizliği de cabası. Özel sektördeki her idarecinin KPSS’ye hazırlanan öğretmenlere ılımlı olmadığını MEB bilmemekte midir? Elinde KPSS kitabı olan bir öğretmenin işsiz kalması ihtimali daima vardır ve olacaktır.









Atamalarla ilgili çok farklı öneriler ortaya atılmıştır. 18. Millî Eğitim Şûrası’nda da sınavsız atamayla ilgili teklif reddedilmişti. http://www.egitimfakultesi.com/mebden-kpss-isyani.html kaynağında da bu konu hakkındaki düşünceler mevcuttur. Fakat bu önerilerin tam anlamıyla somutlaştırılmış bir şeklini henüz kimse görmemiştir. Bu sebepledir ki bazı şeylerin daha çabuk netleştirilebilmesi için aşağıdaki çözüm türetilmiştir.

*****









ÖĞRETMEN ALIMLARINDA POTA UYGULAMASI NEDİR?









Öğretmen yeterliliklerine baktığımızda “genel yetenek, genel kültür, meslek bilgisi, alan bilgisi” gibi kavramlarla karşılaşırız. Fakültelerden verilen diplomalar öğretmenlerin bu alanlardaki yeterliliğinin resmî kanıtıdır.İlla bir ölçüm yapılacaksa öğretmenleri yarış psikolojisinden çıkarıp daha insanî şartlara yöneltecek çözümlere ihtiyacımız vardır.









Şu anki sisteme göre konuştuğumuzda KPSS’den “70” alan bir öğretmenin mesleki hayatında bakanlığın beklentisine uygun olarak ihtiyaç duyacağı bilgi ve beceriye sahip olduğunu görüyoruz. Öyle ki bakanlık “yeterlidir” diyerek atama yapıyor. Bakanlıkça belirlenecek pota baraj puanı öğretmenlere fazladan yük getirmeyecek ve şimdiki gibi geceli gündüzlü ders çalıştırmayacak bir değer olmalıdır.Örnek olarak değerlendirmeyi “70” puana göre yaptık.









Pota uygulamasının özünde baraj olarak belirlenen puanı alan veya bu puanın üzerine çıkan öğretmenlerin tekrardan bir sınava tabi olmaması vardır.Ancak potayı geçen öğretmenlerimizin de kendi aralarında sıralanması gerekmektedir. Bunu da –kendi içlerindeki önceliği değiştirilebilir- mezuniyet yılı, potaya girme yılı ve yaş faktörleriyle sağlayabiliriz. (Yaş ve mezuniyet yılının eklenmesi ihtimali yaş sınırının hâlâ var olmasındandır.) Atama yapılırken seçilecek öğretmenler oluşacak sıraya göre alınabilir. 4









POTANIN UYGULANMASI









Formüldeki değişkenler bakanlığın uygun göreceği şekilde yeniden sıralanabilir. Eşitlik durumlarında bir sonraki kritere geçilir. Potaya giriş yılları potaları simgelemektedir. Örneğin potaya 2013’te girenler kendi içinde aynı potadadır.Bu potadakilerin tamamı eritilince 2014’teki öğretmenlerin atanmasına geçilir.Potaya giriş puanı ve mezuniyeti ne olursa olsun kişi bir önceki potada yer alan adayın önüne geçemez. Yani 2013’te 71 puanla potaya giren biri, 2014’te potaya 90 puanla giren birinden önce atanır.

 

XxXxXx BRANŞI **** YILI ATAMALARI

Öğrenci isimleri hayalidir ve sistem her branşta uygulanabileceği için “XxXxXx Branşı” olarak isimlendirilmiştir.

















 

Öğretmen

Potaya Giriş Yılı

Mezuniyet Yılı

Potaya Giriş Puanı

Bülent YILMAZ

2014

2009

81,2

Cansu Ġclal YILDIRIM

2013

2008

87,8

Hande SEÇKĠN

2016

2005

87,3

Serhan KULA

2015

2011

77,2

Aziz BAĞIġ

2014

2011

76,6

Güler ÇELEBĠ

2013

2006

71,3

Emine TOK

2013

2010

71,9

Mehmet Ali YEġĠL

2014

2006

79,5

Çağrı KIRATLI

2013

2008

88,6

 

 

 

Atanma Sırası

Öğretmen

Potaya Giriş Yılı

Mezuniyet Yılı

Potaya Giriş Puanı

1.

Güler ÇELEBĠ

2013

2006

71,3

2.

Çağrı KIRATLI

2013

2008

88,6

3.

Cansu Ġclal YILDIRIM

2013

2008

87,8

4.

Emine TOK

2013

2010

71,9

5.

Mehmet Ali YEġĠL

2014

2006

79,5

6.

Bülent YILMAZ

2014

2009

81,2

7.

Aziz BAĞIġ

2014

2011

76,6

8.

Serhan KULA

2015

2011

77,2

9.

Hande SEÇKĠN

2016

2005

87,3

 

 

*MEB öğretmenlik için yaş sınırını kaldırırsa formüldeki yaş önceliği kaldırılabilir veya yerine başka bir seçenek getirilebilir.

TABLONUN YORUMLANMASI

Öğretmenler oluşturulan formüle göre sıralanmıştır. 2013’te potaya giren dört öğretmen vardır. En eski mezun “Güler ÇELEBİ” olduğu için bir adım öne geçmiştir.Hem pota girişi hem mezuniyeti aynı olan Çağrı ve Cansu’dan potaya giriş puanı büyük olan Çağrı, Cansu’ya göre yine bir adım öndedir. Benzer uygulama diğer yıllar için de yapılır.

*****

SİSTEMİN GETİRİLERİ

1. Ülkenin değerli öğretmenleri şu anki sistemde kendilerini yıpratan uygulamadaki gibi yıllarını harcamazlar ve potaya bir kez girince sadece atanacağı zamanı bekler.

2. Atanacağı zamanı yaklaşık olarak tahmin eden öğretmen hayatını ona göre düzenler.

3. Her yıl dershane ve kitaplara yüksek meblağlarda para harcanmaz.

4. Şu anki sistemde sınav hazırlığına harcanan zaman ve çaba mesleki gelişime ve sosyal hayata harcanır.

 

ÖĞRETMENLERİN UZUN VADEDEKİ BEKLENTİLERİ

Öğretmen kalitesinin ölçülmesi amacıyla uygulanan KPSS’nin yetersizliği Sayın bakanımız Ömer DİNÇER tarafından dile getirilmiş olmasına rağmen düşünülen çözümler öğretmenlere fazladan yük getirmekten başka bir işe yaramayacaktır.

Öğretmenlerin daha üniversiteye girişinden atanmasına dek geçecek süreyi kapsayan çalışmaların daha olumlu sonuçlar getireceği kanısındayız. Bunun gerçekleşmesi de MEB, ÖSYM, YÖK gibi kurumların iş birliği içinde çalışmasından geçmektedir. Aynısı olmasa da aşağıda önerilenlere benzer çözümler bekliyoruz. 6

 

1. Mevcut öğretmenlerden emeklilik yaşı gelmiş olanların zorunlu emeklilik kapmasında yeterli bir maaşla emekli edilmesi ve yerlerine yeni atamaların yapılmasına gerek vardır. Emekliliği gelmiş olmasına rağmen çalışanların emekli maaşlarından yapılacak kesintiler öğretmenleri emekli olmaya teşvik edecektir. Yani zamanında emekli olanlar emekli maaşlarını tam alırken diğerleri daha az alacaktır. Benzer uygulamalar eski adıyla SSK’den emekli olup da esnaflık yapanlar için mevcuttur.İş yeri açtığında emekli maaşı düşmektedir.

 

2. Öğretmenlere verilen hizmet puanlarında müfettişlerin değerlendirmeleri de etkili olmalıdır. Yetersiz görülen öğretmenler hizmet içi eğitime tabi tutulmalı.Bu sayede gerekli evrak prosedürleri daha sağlıklı işlenirken eğitimin kalitesinin yükseltilmesi için de harcanacak çaba artar.

 

3. Üstün gayret ve başarı gösteren öğretmenler sembolik ödüllerle değil, “uzatılmış tatil, ek maaş, serbest tayin” gibi ihtiyaç duyulan şeylerle ödüllendirilmeli.

 

4. Yıllık atanacak öğretmen sayısı ve öğretmenlere ödenecek maaşlar OECD ülkelerindeki kriterlere uygun olarak artırılmalıdır. İhtiyaç duyulan öğretmen sayısı hem öğrencilerin sayısına hem de sadece kendi branşlarındaki mevcut öğretmen sayısına göre hesaplanmalıdır. Ek ders uygulaması kalkmalı, her öğretmen kendi branşına veya başka seçenek yoksa sadece kendi branşına yakın olan derse (ara branşlar) girmelidir.

 

5. Bir üst maddede değinilen mevzuya dayanarak “ücretli öğretmenlik” kavramının artık bitirilmesi gerektiği konusu tüm öğretmenler tarafından kabul edilmektedir.

 

*****

DEĞERLENDİRME

Bir ülkenin kalkınmasındaki aslî unsur olan eğitim hırslı, idealist, gündemi takip eden öğretmenler tarafından uygulanabilir. Öğretmenlerin bu özelliklere sahip olması da sağlıklı bir ruh halini, yeterli bilgi ve beceriyi gerektirir. Yaşam şartları iyileştirilmemiş hiçbir öğretmen beklentileri tam anlamıyla karşılayamaz. Bugün atanmış olsa da içinde bulunduğu şartlardan memnun olmayan meslektaşlarımızın varlığı bunun emaresidir. Atanma çabasında olan bizler de daha olumlu şartlarda yaşamak için hayatımızın odak noktası olan mesleğimizle ilgili önemli kararların alınmasını bekliyoruz.

Türkiye’nin her bir köşesinde görev yapan meslektaşlarımız, ataması yapılmamış öğretmenlerimiz ve eğitim şehitlerimiz adına bu yola baş koyan herkese şükranlarımızı sunuyoruz.


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    1 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (1)