adscode
adscode

Özgürlük, özgürlük daha çok özgürlük!

Özgürlük kavramı bazılarımızı rahatsız etse de hiç istisnasız hepimizin olmazsa olmazlarının başında geliyor.

Özgürlük, özgürlük daha çok özgürlük!
Milliyet Diyalog
Basın özgürlüğü önemli de yargının, siyasetin, öğrencinin, üniversitenin, esnafın, sporcunun, sanatçının özgürlüğü önemsiz mi?


Özgürlüklerin nerede başladığı, nerede bittiği, daha da önemlisi, nereden baktığınıza göre değişkenlik göstermesi tartışmaların ana konusu.

Normal koşullarda hiç ama hiç kimsenin özgürlüklere karşı çıkması beklenemez.

Yoksa kısıtlanan özgürlük, başkalarının değil, kendi özgürlüğü olur...

Soran, sorgulayan...

Tüm siyasi partilerin parti programlarına bakın, hiç tartışmasız, hepsi de soran, sorgulayan, düşünen, görüşlerini özgürce ifade eden nesiller istiyor.

Çünkü onlar da çok iyi biliyor ki düşünmeyen, sormayan, sorgulamayan ve bunları en çarpıcı şekilde ifade etmeyen bir kişinin sadece kendisine değil, partisine, işyerine, ailesine, ülkesine de bir yararı olmaz...

Düşünmeyi, sormayı, sorgulamayı, görüşleri özgürce ifade etmeyi hep siyasi çerçevede değerlendirdik ve adeta öcü gibi gördük.

Oysa her alanda özgürlük, eğitimin temelidir.

Özgür düşünmeyen beyinler hiçbir şey üretemez, üretse de katma değeri yüksek ürüne dönüştüremez; daha da önemlisi, ürettiği fikri, hizmeti ve ürünü başkalarına sunamaz, pazarlayamaz satamaz...

Eğitimdeki geri kalışımızın en önemli nedenlerinden biri de öğrencileri suskunluğa zorlamamızdır!

Bu onların da işine geliyor, öğretmen ve eğitime yön verenlerin de ama yanlış!..

Düşünmeden olmaz!

Geçenlerde sosyetik bir okula gittim, ekmeğin fiyatını sordum.

Yüzü aşkın öğrencinin bulunduğu salonda tek el bile kalkmadı.

Bilmeleri gerekirdi, belki de biliyorlardı ama kalkıp kendilerini ifade edemediler.

Çok daha önemlisi, hadi ekmeğin fiyatını bilmiyorlardı, peki şunu diyerek, kendileriyle ilgili olumsuz yargıyı tam tersine çevirip alkış alamazlar mıydı?

Örneğin, kaç gramlık, siyah mı beyaz mı, Nişantaşı’da mı, Ümraniye’de mi, tam buğday mı, çavdar ekmeği mi diye, hem bilmediklerini hissettirmeyip hem de farklı bakış açısıyla takdir kazanamazlar mıydı?

Pekâlâ yapabilirlerdi ama onlara özgür düşünmeyi adeta yasakladık.

Tüm sınavları 4 ve 5 seçenekli yaparak, 6, 66, 666’ncı seçeneklerin olabileceğini öğretmedik.

Hayallerine gem vurduk!

Oysa bugünün dünyasında en büyük sermaye yaratıcılık ve biz onu körelttik.

Tıpkı iktisat okuyan çocuğuna, “Kriz var diyorlar, sence ekonomi nasıl gidiyor?” diye soran babaya, seçeneklerin ne diye soran ve eğer ortada seçenek yoksa cevap veremeyen öğrencinin, yeteneklerini körelttiğimiz gibi...

Yazının devamı için tıklayınız

Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)