adscode
adscode

Proje Okullar, Yanlış Bir Proje mi?

Eğitim sistemimizin reform yorgunu haline geldiğini bilmeyen yok. Öylesine yüzeysel reform paketleri açılıyor ki, bir süre sonra, bu projeyi hayata geçirenler bile sahip çıkmıyor. Proje okullar projesi…

Proje Okullar, Yanlış Bir Proje mi?
Günün Yazısı
Eğitim sistemimizin reform yorgunu haline geldiğini bilmeyen yok. Öylesine yüzeysel reform paketleri açılıyor ki, bir süre sonra, bu projeyi hayata geçirenler bile sahip çıkmıyor. Proje okullar projesi de onlardan birisi. Ne bir mantığı var ne de doğru bir zamanlaması! Ben yaptım demekle de olunmuyor! Önce inandırmanız gerekir!..

 
Okullar günlerdir ayakta. Görünen o ki, bu protestolar, daha uzunca bir süre devam edecek.  Çünkü, bu projenin, bu okullara, yarar değil, zarar getireceğine inanılıyor.


Aksini savunanlar, bunun gerekçelerini de ortaya koymak ve öğrencisinden velisine, öğretmeninden mezununa herkesi inandırmak zorunda.


Elinizdeki gücü, onarmaya değil de, yıkmaya, parçalamaya, sıradanlaşmaya harcarsanız, belki bugün için istediğinizi yapabilirsiniz ama o kalıcı olmaz.

 
Bunun böyle olduğuna ilişkin onlarca örnek sayabiliriz…


Örneğin yabancı dil konusu.

Gelecek yıl tüm ortaokullara hazırlık sınıfları koymaya hazırlanan MEB, o hazırlık sınıflarını, daha birkaç yıl önce kaldıran aynı MEB değil miydi?..

 
8 yılını dolduran öğretmenlerin yer değiştirmesinden daha doğal ne var deniliyor?

Haklılar ama böylesi kararlar, akşam alınıp, sabah uygulanırsa, her şeyin ötesinde, insana saygının olmadığının bir göstergesi olur.


Rektörler de iki dönemden fazla yani 8 yıldan fazla görev yapamıyor!


Peki bu 8 yıl kuralı, neden diğer mesleklere değil  de sadece eğitimcilere uygulanıyor.


Gidin bakın, eğitimde dünya markası olan okullarda böyle bir uygulama var mı?..


Daha da önemlisi, bu okullarda uzun süre görev yapmanın, hangi sakıncaları ortaya çıktı ki, böyle bir karar alındı.


Ve yerlerine atananlar ya da atanacaklar, nasıl seçilecek?..


Beğenenler olur, olmaz, o onların takdir edeceği bir şey ama bu okulların hepsi, kendilerini kanıtlamış örnek okullarımız.


Diğer okullarımızı onların seviyesine çıkartacağımıza, bunları, onların seviyesine indirmeye çalışıyoruz ki, bu hiç hoş bir şey değil.


Reformun her türlüsüne evet ama önce bir mantığı olmalı, sonra da sürdürülebilir bir altyapısı bulunmalı. Yoksa macera olmanın ötesine geçemez…

 
Eğer bu okullar, gerçekten ciddiye alınıyorsa, önce temel sorunları çözülmeli.

Örneğin İstanbul Erkek Lisesi’nin yurt binası, bir an önce, depreme dayanıklı hale getirilmeli ki, öğrencileri göçebelikten kurtulsun.
 

Bu okullardan mezun olanlar modern Türkiye Cumhuriyetini inşa ettiler.


Bugün bacası tüten her fabrikada, atılan her temelde, dünyaya satılan her üründe, sanatta zirveye ulaşan her eserde onların imzası var.

Gelişmelere sessiz kaldıklarına bakmayın.

Sabırla, sağduyu ile gelişmeleri izliyorlar ve doğru zamanda, doğru uyarılarla üzerlerine düşeni yapacaklardır…


MEB’e düşen görev, okulların önüne polis yığmak değil, kapılarını, veli ve mezunlarına sonuna kadar açıp, yaptıkları işin gerekliliğini ve önemini anlatmak olmalıdır.


İkana ederlerse en büyük desteği yine onlardan alırlar. Ama eğer ikna edemezlerse de hatadan dönmenin de bir erdem olduğunu gösterirler…


Eğitimin onca sorunu varken, enerjimizi, zaten iyi olan okulları huzursuz etmeye değil, ihtiyacı olan okullara harcamalıyız…
 

Ne olur artık eğitimde taşlar yerli yerine otursun…

 

Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)