MEB YENİ DÜZENİ KURMAYA REHBER ÖĞRETMENLİKLE Mİ BAŞLIYOR?
Millî Eğitim Bakanlığı Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri taslak yönetmeliği hazırlandığı, ilgili yönetmeliğin imza aşamasında olduğu, Rehber Öğretmenlerin çalışma saatlerinin arttırılacağı, Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri biriminin Rehberlik Hizmetleri olarak değişeceği yönünde bilgilere ulaşılmıştır.
Bu bilgiler doğrultusunda;
Rehberlik ve Psikolojik Danışma servisleri okullarda sorun oluşmasını engelleyen, bu nedenle önleyici tedbirler alan, sorun yaşandığında ise en az hasarla sürecin tamamlanmasını sağlayan birimlerdir. Eğitim sisteminin özel ve ana hizmet birimidir. Bu açıdan değerlendirildiğinde okulların Rehberlik ve Psikolojik Danışma servislerinin kadrosu alan mezunlarından oluşturulması gerekmektedir.
Hazırlanan taslak yönetmeliğin yürürlüğe girmesi halinde;
· Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetlerine alanında uzman olmayan kişilerin atanmasının önü açılacaktır.
Anayasa Mahkemesi, “hukuk devleti” ilkesini; hukuk güvenliği, kamu yararı, yasaların öngörülebilir olmaları ölçütleriyle birlikte açıkladığı kararında şu tespitlerde bulunmuştur: “Anayasa'nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, her eylem ve işlemi hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu güçlendirerek sürdüren, Anayasa'ya aykırı durum ve tutumları benimsemeyen, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, yasaların üstünde Anayasa’nın ve yasa koyucunun da bozamayacağı temel hukuk ilkeleri bulunduğu bilincinde olan devlettir.” demektedir. (Anayasa Mahkemesi’nin 28.1.2004 Tarihli ve 2003/86 Esas, 2004/6 Karar sayılı Kararı, Anayasa Mahkemesi Kararlar Dergisi, Sayı:40, 2. Cilt, Ankara-2005, sh.486).
Yapılacak yeni düzenlemenin hukuk devleti ilkesine aykırılık teşkil etmemesi ve alan uzmanı olmayan branşlardan Rehber Öğretmenliğe atama yapılmaması, liyakat ilkesinin göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
· Eğitim öğretim hizmetlerindeki birçok sorun ve sıkıntıya rağmen, görevlerini nitelikli yapan eğitimcilerin çabaları ile olumlu çalışmalar yapan Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri birimleri nitelik kaybına uğrayacaktır.
· Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri mesleğinin genel disiplininin değiştirilmesi, ayrıca mesleğin asıl amacı ve içeriği ile bağdaşmayan otorite figürü verilmesi, mesleği sıradanlaştıracak ve amacı dışında uygulamalara yönlendirecektir. Öğretmen ve öğrenciyi karşı karşıya getirecektir.
· Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri biriminde çalışan eğitimcilerin çalışma şartları ve özlük hakları korunmalı ve yasal düzenlemelere aykırılık teşkil etmemesi temel şart olmalıdır.
Bütün bunların yanı sıra Anayasa'nın "Zorla çalıştırma yasağı" başlıklı 18. maddesi şöyledir;
"Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır. Şekil ve şartları kanunla düzenlenmek üzere hükümlülük veya tutukluluk süreleri içindeki çalıştırmalar; olağanüstü hallerde vatandaşlardan istenecek hizmetler; ülke ihtiyaçlarının zorunlu kıldığı alanlarda öngörülen vatandaşlık ödevi niteliğindeki beden ve fikir çalışmaları, zorla çalıştırma sayılmaz."
Ayrıca; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin "Kölelik ve zorla çalıştırma yasağı" başlıklı 4. maddesi şöyledir:
"1. Hiç kimse köle ya da kul durumunda tutulamaz.
2. Hiç kimse zorla çalıştırılamaz ve zorunlu çalışmaya tabi tutulamaz….”
Yapılacak düzenlemelerin hukuksal düzenlemelere aykırı olması kabul edilemez. Anayasa Mahkemesi defaten “zorla çalıştırma ve angarya” hususunda çeşitli kararlara imza atmıştır.
Ülke genelinde son yıllarda yaşanan istismar vakaları Rehberlik ve Psikolojik Danışma birimleri tarafından ortaya çıkarılmış ve önleyici tedbirler alınmıştır. Psikolojik Danışma Hizmetlerinin evrensel düzeyde belli ilkeleri (gizlilik vb.) vardır. Bu hizmetlerin sadece yönlendirme ile sınırlandırılması doğru değildir. Rehberlik ve Psikolojik Danışma, öğretmenlik dışında alan uzmanlığı gerektirmektedir. Rehber öğretmenlere otorite rolü verilmesi güvenilirliğini zedeleyecektir.
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayımlanması planlanan yönetmeliğin mevzuata uygun olması, Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetlerinde görev yapan öğretmenlerin meslek tanımlarının değiştirilmemesi ve öğrencilerin üzerinde otorite figürü rolü verilmemesi gerekmektedir. Aksi bir düzenleme nitelik kaybına yol açacaktır. Okullarda oluşan çalışma iklimini bozacaktır.
Milli Eğitim Bakanlığı düzenlemeyi yürürlüğe koymamalıdır. Eğitim-İş olarak düzenlemenin yürürlüğe girmemesi için Bakanlık nezdinde her türlü girişimde bulunacağız, dayatmacı yaklaşım devam ettiği takdirde sendikal ve hukuki mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz.
PDR ile ilgili çıkan haberler üzerine gelen bir yazıyı da sizlerle paylaşıyoruz:
İYİ GÜNLER ABBAS BEY EĞİTİM SİSTEMİ HAKKINDAKİ HASSASİYETİNİZİ BİLDİĞİM İÇİN BU KONUYU SİZİNLE PAYLAŞMAK VE DESTEĞİNİZİ İSTEMEK İÇİN BU MAİLİ SİZE GÖNDERİYORUM. İLGİNİZ İÇİN ŞİMDİDEN TEŞEKKÜRLER
Bu yazı Milli Eğitimi Bakanlığının Yeni Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Hizmetleri Yönetmeliğine büyük bir sitem - büyük bir yanlıştan dönme aşamasının son dönemecinin ve vicdanımızın sesidir...
Sayın Yetkili Rehberlik ve psikolojik danışma bir süreçtir; bu süreç hayat boyu devam eder. Okullardaki süreç ise öğrencinin eğitim - öğretim hayatı ile sınırlı kalmaktadır. İnsan doğası gereği biyopsikososyolojik bir varlıktır. İnsan denilince akla duygu - düşünce - geçmiş- gelecek - şu an ve bunların bütünlüğü olan bir benlik - kimlik akla gelmektedir. Bu benliği - kimliği tanımak - tanımlamak ve bu doğrultuda geniş bir algı yaratmak bazen yıllara ihtiyaç duymaktadır. Burada da ancak süreklilik arz eden bir yaklaşım gerektirmektedir. Yani rehberliğin faydası uzun vadede gerçekleşebileceği gibi kısa vadede de gerçekleşebilmektedir. Bunu da bireyin andaki gelinmiş ve biriktirilmiş olan tüm benliği - kimliği esas teşkil etmektedir. Dolayısıyla rehberliği bir derse sığdırmak- rehberliğin başında duran ve öğrenciyi merkeze alan bir yaklaşımın uygulayıcısı olan Psikolojik Danışmanı - Rehber Öğretmeni varoluş kimliğinden uzaklaştırmak ne kadar yarar sağlayacaktır.
Takdir edersiniz ki Rehberlik birtakım ilkeleri olan bir uzmanlık alanıdır. Bunlar Farklılıklara Saygı - Süreklilik - Gizlilik - Şartsız kabul -Öğrenci Merkezli - İşbirliği - Gönüllülük ve İnsancıl bir anlayışı vardır. Okullarda rehberliği bir ders haline getirmek - Rehber Öğretmene - Psikolojik Danışmana nöbet tutturarak onu otorite haline getirmek öğrencinin şartsız kabul ilkesini yok saymaktır. Otorite haline gelen bir Rehber Öğretmene - Psikolojik Danışmana öğrencinin kaygı duymadan gelmesi ve yardım istemesini - sıkıntısını güven içerisinde anlatmasını imkansız kılmaktadır. Ayrıca nöbet tutan bir Rehber Öğretmen - Psikolojik Danışman öğrencinin Rehberlik Servisine en çok baş vurduğu zaman dilimi olan teneffüslerde Rehberlik Servisinin dışında nöbet yerinde olacağı için öğrencinin Rehberlik Servisinden yardım alma hakkına ket vuracaktır.
Bu bağlamda Rehber Öğretmene - Psikolojik Danışmana nöbet tutturmak - sınav görevi vermek - alanı ile ilişiği olmayan kurslar verdirmek ve son olarak mesai saatleri artırmak yarar sağlamaktan çok zarar verdirecektir.
Görev tanımlamasında bulunmayan ve bulunmaması gereken görevler verilmeye başlandığında artık Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik vasfı da alınmış olur. Ortada sadece Öğretmen niteliği kalmış olur. Ki okulda ortalama 10 ders - alan varsa 11.ders - alan da oluşturulmuş olur; oysa Psikolojik Danışma ve Rehberlik ders değildir, Psikolojik Danışma ve Rehberlik tüm derslerin varlığında aydınlatıcı -algılayıcı olan ve dersi bireyle bütünleştirici olan bir ruh olduğu gibi ayrıca kişide duygusal - düşünsel derin bir farkındalık kazandırma sürecidir. Bu süreç ortadan kaldırıldığında ortada bir kuru bilgi kalmış olur, bu kuru bilginin yarım yamalak ve anlamsız kalmasına neden olur. Yani Psikolojik Danışma ve Rehberlik varsa diğer dersler vardır ve anlam kazanır, bireyle dersleri hatta bireyle evreni ancak bu şekilde barıştırılabilir. Kısaca Psikolojik Danışma ve Rehberlik bir ders değildir ve dolayısıyla da dersin öğreteni olan öğretmen de olamaz. Psikolojik Danışma ve Rehberlik kavramı öğrencinin varoluşsal sürecinde bilgiyi - kimliği - düşünceyi - duyguyu sentezleyerek daha ileri bir algı düzeyini oluşturma ve algısal dünyası ile beraber benliğini sağlıklı yönde inşa etme gerçekliğidir.
Öğrenci - öğretmen - veli - İdare arasında çimento görevi yapan ve 4'lü ayaktan bir taraf değil tüm tarafların tarafı olarak öğrenci merkezli bir yaklaşım içerisinde olan Rehberlik Servisi ayağını tümden pasifize etmek Türk eğitim - öğretim sistemini baltalamak, öğrencinin kişisel gelişimine destek olan ve yarar sağlayan bilimsel alan olan Psikolojik Danışma ve Rehberliği yok etmektir. Son süreçte şiddet - ihmal ve istismar gibi bireyi ve toplumu yaralayıcı vakalar hep Rehberlik Servisinin çabası ve öğrenciye vermiş olduğu güven ve gizlilik duygusuyla ortaya çıkabilmektedir. Kısaca Rehberlik Servisi Öğrencinin fırtınalarla dolu çocukluk ve ergenlik dönemindeki güvenli limanıdır, lütfen bu limanı yakmayınız. Tüm bunları ve sayamadığım riskleri de göz önünde bulundurarak bir an önce bu yanlıştan vaz geçilmelidir. 2001 Rehberlik yönetmeliğinin eksiklerinin olduğunu kabul ederek yeni bir yönetmeliğe ihtiyaç duyulduğu bizce de bir gerçekliktir. Ayrıca bu süreçte gelişmiş ülkelerin eğitimindeki Psikolojik Hizmetler de araştırılarak sonuca ulaşılmalıdır. Eski yönetmeliğinin yenilenme süreci ve gerçekliği ancak alandaki çalışan uzmanlar ile STK - Sendikalar - Üniversiteler ve alan ile ilgili olan Dernekler ile iletişime geçilerek ortak bir konsensüste buluşmak en gerçekçi ve sağlıklı bir ürün olan yeni Psikolojik Danışma ve Rehberlik yönetmeliğini ortaya çıkarabilecektir... Saygılarımla..