2015 Yükseköğretime Geçiş Sınavının YGS-2 testlerinde 500 tam puan alan Burak Arınalp Türkiye birincilerinden biri oldu.
Sınavın beklediği kadar zor olmadığını söyleyen Arınalp, "Sınav zordan öte beklenenin dışındaydı. Özellikle Türkçe ve Sosyal Bilimler'de niteliksiz sorular olduğunu düşünüyorum. Zorlamadan öte arada kalmaya yönelik, belki hızlı okumayı ölçen ve dikkati ölçen sorulardı" dedi.
YGS'de derece yapmayı beklemediğini ifade eden İstanbul Erkek Lisesi mezunu Arınalp, birinciliğin kendisi için sürpriz olduğunu, öğrendiğinde de bir hayli şaşırdığını ifade etti. Arınalp "Sınava dershaneyle olabildiğince paralel giderek, okul derslerini de fazla boşlamadan; tempomu da çok aşırıya çıkararak değil, sosyal hayatımı devam ettirerek hazırlandım" dedi.
Hangi bölümde okuyacağına henüz tam olarak karar vermediğini söyleyen Arınalp, "Muhtemelen sayısal ağırlıklı bir bölüm olacak. Boğaziçi Üniversitesi istiyorum, bilgisayar mühendisliği olabilir" ifadelerini kullandı. Burak Arınalp, gelecek yıllarda YGS'ye girecek öğrencilere de önerilerde bulundu. "Çok çalışmaktan öte konuları gerçek anlamda sindirerek öğrenmeyi tavsiye ederim. Yani konuyu oturtmadan, test ağırlıklı çalışmak değil, konunun özünü anlamaya yönelik bir çalışma temposu öneririm" dedi.
Yaptığı derecede okul ve dershanedeki hocalarının da büyük katkısı olduğunu ifade eden Arınalp, Haziran ayında yapılacak LYS için daha yüksek tempoyla çalışmaya başlayacağını belirtti.
*****
YGS'de 6 puan türünün 5’inde birinci olan Samanyolu Fen Lisesi ve FEM Dershanesi öğrencisi Mehmet Enes Arıcı, başarısını her zaman kendisine destek olan öğretmenlerine ve ailesine borçlu olduğunu söyledi.
Mehmet Enes Arıcı, bugün açıklanan YGS sonucunu, Sinop’ta öğrendi. Başarılı öğrenci sevincini babası Hüseyin, annesi Gülay ve kız kardeşi Neslihan Arıcı ile paylaştı. Anne ve babasının elini öpen Mehmet Enes'i babası da alnından öperek kutladı.
İstanbul’da tıp fakültesi okumayı planladığını söyleyen Enes Arıcı, sınav maratonunun uzun olduğunu söyledi. LYS sonuçlarının daha önemli olduğuna ve giriş puanlarını yüzde 60 oranında etkileyeceğine dikkat çeken Arıcı, YGS sonucu kötü olanların motivasyonlarının bozmadan çalışmaya devam etmelerini tavsiye eden Arıcı, adaylara hedefleri doğrultusunda hiçbir fedakarlıktan kaçınmadan çalışmalarını sürdürmelerini istedi.
Sene başından bu yana öğretmenlerinin yoğun bir ilgiyle desteklerini kendisinden esirgemediğini kaydeden Arıcı, başarısının altında da ekip çalışması ve aile desteğinin olduğunu kaydetti.
Arıcı, başarısının altında yatan nedenleri şöyle sıraladı: “Sene başında ilk önce hocalarımızla plan program yaptık. O plan program çerçevesinde hocalarımız bize ödevler verdi. Her hafta düzenli olarak takip etti. O ödevleri düzenli olarak yapmaya gayret gösterdik.
Günde yaklaşık 3.5-4 saat çalışmaya gayret gösterdik. Haftada bir günü kendimize ayırmaya gayret gösterdik. Arkadaşlarımızla beraber sosyal aktiviteler yaptık. Arkadaşlarımla beraber ekip çalışması içinde çalışmalar yaptık. Ailem, annem, babam ve kardeşim de bu süreçte bu yoğun tempoda sürekli bana desteklerini esirgemediler. Dershanedeki hocalarım da gerek kaynak yönünden gerek rehberlik yönünden sürekli takip süreci içinde desteklediler. Samanyolu Fen Lisesi’nde okuyorum. Hocalarım, branş öğretmenlerim, rehberlik öğretmenlerim, gecelerini gündüzlerine katarak çalışmalarımıza destek verdiler, sorularımızı çözdüler, eksik konularımızı anlattılar. Yoğun bir tempo içinde bize destek verdiler."
İzmirli sınıf arkadaşları Dilan Atar ve Süeda Şanlı Türkiye ikincisi oldu
İzmir Fen Lisesi öğrencisi Dilan Atar ve sınıf arkadaşı Süeda Şanlı Yükseköğretime Geçis Sınavı (YGS) sonuçlarına göre Türkiye ikincisi oldu. Atar YGS-3 ve YGS-5 puan türünde, Şanlı ise YGS-4 puan türünde sıralamaya girdi.
Atar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sınavın oldukça zorladığını, sınavdan sonra moralinin bozulduğunu belirtti.
En çok Türkçe testinde zorlandığını aktaran Atar, "Sınavdan önce iyi bir sonuç elde edeceğimi biliyordum. İyi hazırlanmıştım. Ama derece konusunda tahminim yoktu" diye konuştu.
Atar, sınava düzenli çalışarak hazırlandığını, kendine vakit ayırmayı ihmal etmediğini, fırsat buldukça arkadaşlarıyla dışarı çıktığını ve kitap okuduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
"Hedefim tıp okumak. İnsanların yaşamını size emanet etmeleri açısından kutsal bir meslek olarak görüyorum. Küçüklüğümden beri doktor olmak istiyorum. Sonuçlar açıklandığında okuldaydım, akıllı telefondan baktım sonuçlara."
Anne Ayfer Atar da mutluluğunu dile getirerek, bekledikleri bir sonuç olduğunu kaydetti.
"Her şey bitmiş değil"
Süeda Şanlı ise emeğinin karşılığını aldığını belirleterek, "Henüz her şey bitmiş değil, ikinci sınav daha önemli" dedi.
"Bir an önce kutlama havasından çıkıp LYS'ye odaklanmak gerektiğini" vurgulayan Şanlı, hedefinin tıp okumak olduğunu sözlerine ekledi.
Balıkesir'de ailesinin yanında olan İzmir Yamanlar Fen Lisesi öğrencisi 17 yaşındaki Melih Demir, 492.8 puan ile Türkiye ikincisi oldu. Mutlu haberi ilk ailesi ile paylaşan Melih Demir daha sonra İzmir'e gelerek öğretmenleri ve arkadaşları ile mutlu haberi kutladı. Bu kadar iyi bir derece beklemediğini dile getiren Melih Demir, ''Balıkesir'de evde ailemin yanındaydım, arkadaşlar söyledi YGS açıklandı diye. Ben internetten girdim ve öğrendim sonucu. İlk yanımda olan ailemle mutlu haberi paylaştım daha sonra arkadaşlara mesaj attım ve telefonla arayarak öğretmenlerimle paylaştım. Böyle bir derece aklımda yoktu. Sınavın nispeten iyi geçtiğini düşünüyordum ama bu kadar iyi olacağını düşünmüyordum. Bu başarının arkasında tabiki ailemin, öğretmenlerimin ve arkadaşlarımın desteği çok'' dedi.
BAŞARININ SIRRI DÜZENLİ ÇALIŞMA
Düzenli çalışmanın altını çizen Melih Demir, ''Sene başından beri yaptığımız düzenli çalışma bu başarının sırrı. Günde yaklaşık 6 saat çalışıyordum. Bunun üzerine bazen ekliyordum. Bazen eksik olduğu zamanlar oluyordu. Düzenli çalışmak önemli. Bir yerde bıraktığınız zaman tekrar yakalayamıyorsunuz. Sınavda toplam 9 yanlışım vardı. Bunlardan 3'ü Türkçe, 3'ü Fen Bilimleri ve 3'ü de Sosyal Bilimler. Yanlışlarım, hep dikkatsiz olduğum sorulardı. Biz sınıf olarak genelde iç içeydik ve sürekli beraberdik. Sürekli sosyal faaliyetlerde bulunduk. Bu da çalışmamızı olumlu yönde etkiledi. Bilgisayar mühendisliği hedefliyorum. İstanbul Teknik Üniversitesi ya da Boğaziçi Üniversitesini istiyorum'' dedi.
