Seyahatseverler artık sadece deniz, kum ve güneşle yetinmiyor; tatillerinde yerel tatlar, kültürel miras ve özgün deneyimler de arıyor. Bu kapsamda gastronomi merakı, son yıllarda turizm tercihlerinde daha belirleyici bir rol üstlenmeye başladı. Özellikle Ege ve Akdeniz’de gastronomiye odaklanan otellerin sayısı hızla artıyor.
Fethiye’deki Liberty Signa, bu dönüşümün dikkat çeken örneklerinden. Otel, misafirlerine bölgenin mutfak mirasını yansıtan menüler ve yerel üreticilerle iş birliği içinde hazırlanan lezzetler sunuyor. Yerelliği modern yorumlarla buluşturan otelde Fethiye’ye özgü devetabanı, labada, ebegümeci, kazayağı, gışıyak, turp otu gibi otlarla özel sunumlar da hazırlanıyor.
Malzemeler yerelden
Otelde şefler, malzemeleri doğrudan yöre halkından tedarik ediyor; konuklar ise bu lezzetlerin hikâyelerini, zaman zaman düzenlenen atölyelerde dinleme şansı buluyor.
Otel, gastronominin yanı sıra kültürel alanda da yereli destekliyor. Fethiye’nin Üzümlü Köyü’nde el dokuma geleneğini sürdüren Dastarhane ile iş birliği kapsamında, “dastar” adlı özel kumaşın modern tasarımlarla buluşmasına katkı sağlanırken hem kültürel mirasın yaşatılmasına hem de yerel ekonominin desteklenmesine öncülük ediliyor.

Şeflerin rehberliğinde gerçekleşen özel etkinlikte bir araya geldiğimiz Liberty Signa Genel Müdürü Tamer Dolanay “Gastronomi turizmi artık bir lüks değil; bilinçli seyahat deneyimlerinin merkezinde yer alıyor” diyerek doğal kaynaklara, yerel üreticilere ve sürdürülebilir mutfaklara yönelmenin günümüzün kaçınılmaz bir gerekliliği olduğunu kaydetti. Otelin Executive Chef’i Ömer Canbay ise “Yerel malzemeleri kullanarak, geleneksel tarifleri modern dokunuşlarla harmanlamak hem geçmişe saygı göstermek hem de geleceğe ilham vermek anlamına geliyor” diye konuştu.