Bu soruya cevap vermeden önce, bir durum tespiti yapmakta yarar var:
TEOG da kaldırıldı. Sınavlar bitti mi?
Dersaneler kapandı denildi, kapandı mı?
Her yere üniversite açıldı, üniversiteye giriş, sorun olmaktan çıktı mı?
Bir Bakan gitti, diğeri geldi, eğitimin sorunları çözüldü mü?
Müfredat değişti, eğitim ve öğrenci rahatladı mı?
Osmanlıca dersi konuldu, isteyen öğrendi mi?
Tekli eğitime geçilecek, herkes yabancı dil öğrenecek denildi, gerçekleşti mi?
Haydi kızlar okula, haydi gençler öğretmenliğe dedik, koşa koşa gittiler, peki sevinebilirler mi?
Bu tespitleri devam ettirsek, buradan Çin'e yol olur.
Konuşmak kolay, peki ya sonrası?
TTK Başkanı Durmuş, keşke üniversite sınavlarından önce MEB sınavlarını kaldırılacağı bir ortamı sağlasa ama nerdeeeee...
Görünen o ki MEB sınavları, üniversite sınavlarından daha fazla çocuklarımızı yoruyor ve kafaları daha da karıştırmanın ötesinde bir şey yapılamıyor!
Başkan, tespitlerinde haksız mı?
Pek çoğunda, sonuna kadar haklı. Aynı eleştirileri, toplumun neredeyse tamamı, kırk yıldır yapıyor ama hala değişen bir şey yok!
Niye?
Çözüm üreten değil, Başkan Durmuş gibi durum tespiti yapmanın ötesine geçemeyen ya da onların ellerini kollarını bağlayan siyasetçiler yüzünden.
Bakın neler demiş:
. TEOG gibi bir takım sınavların yani sonuç değerlendirme sınavlarının öğrenciler bir yere sokmak veya bir yerden atmak noktasında iş gören ve bunun dışında hiç bir şeye yaramayan sınavların toptan kaldırılmasını sağlamamız lazım.
. Çocuklarımızın bu konuda kafalarının karışmasını istemiyoruz. ÖSYM başkanı ile oturup çalıştık. Öğrencilere nerelerde soru çıkacağının listesini de göndereceğiz.
. Şaka değil kazanım listesini göndereceğiz. Çünkü arkadaşlar bu sınav hazırlık kitaplarında çocuklarımıza acayip bir şekilde gol atılıyor. Nedir o gol lüzumsuzluk.
. Biz bir sadeleştirme yapmaya çalışıyoruz bizim bu sadeleştirmemizi sınav yayıncıları, sınav odaklı düşünen öğretmenlerimiz, sınav odaklı düşünen kurumlar ve sınav düzenleyen kurumlar sabote ediyorlar.
. Niye ben çocuğa bilgi, beceri ve davranış kazandırmaya çalışıyorum. Sınavda neyi ölçüyorum. Sadece bilgiyi ölçüyorum. Beceri ve davranışı ölçemiyorum.
. Peki ölçmeyi niçin yapmalıyım. Ben bir çocuğa neyi öğretemedim. Onu ölçmek için yapmalıyım ki ona o telafi eğitimini verebileyim.
. Peki Türk eğitim sistemi içinde öğrenemeyen, öğretemeden atlamış olarak giden öğrenciye bir telafi mekanizmamız var mı? Yok.
. Geçiş sınav sistemi dediğimiz sistemi yeniden yapılandırdık. İlkokul 1,2,3'de zaten sınav yoktu biliyorsunuz. Bazı sınıf öğretmenlerimiz sınav yapıyor olsalar bile çocuklara test çözdürüyor olsalar bile Allah onları affetsin. Biz bunu zinhar ve keskin bir dille kaldırdığımızı ilan ettik.
. Gelecek sezon 1-2-3 ve 4'de sınav olmayacak, olmamalıdır da zaten. Öğretmenimiz birçok yerde 30'dan az sınıflarda muhatap olamayan yerlerde gerekli telafileri yapmak suretiyle bunu yapacak. Dolayısıyla 1-2-3 ve 4'de ölçe değerlendirme sınav sistemi ile alakalı meseleyi olamamakla suretle kesin çözdük.
. Ortaokulda da bu sene TEOG'da yeni bir sistem uygulamakla birlikte sınavı kaldırdık. Yani yüzde 10'luk okul beni ilgilendirmiyor.
. Şu anlamda ilgilendirmiyor geride kalan yüzde 90'da benim öğrencilerimin yüzde 90'ı var zaten orada daha büyük bir kitleye hizmet etmiş durumdayım.
. Sınavsız bir şekilde artık liseye aktaracak duruma geldik. Geriye kalan yüzde 10'la ilgili sorunumuzu da ki o sınav benim gözüm bir sorundur hala o sorunu da en yakın zamanda çözmek suretiyle onu da halledeceğiz.
. Ondan sonra gelecek üniversite sınavına nasipse 2-3 yıl içinde üniversite sınavı kalkar diye ümit ediyorum. Çünkü bizim şuan da zaten talepten fazla arzımız var. Yani diyelim biz bu sene 1 milyon 250 bin öğrenci mezun ettiysek o öğrencilerin tamamı bile girse üniversiteye bunu karşılayabilecek miktarda okulumuz var.
. Sorun burada sadece matematikçilere düşüyor. Matematikçilerin yapması gereken şey bir dağılım sorunu bir oyun teorini uygulamak suretle çözecekler.
. Biz ne garip insanlarız ya çocuklara ne yapıyoruz şimdi inovasyon eğitimi veriyoruz yani yenilikçilik eğitimi, biz kendimiz yenilikçi değiliz ki, biz dağılım problemini kendimiz çözmemişiz ki, çocuklara akıllı ol, yaratıcı ol diyoruz...
Aslında fazla söze hacet yok!
Başkan Durmuş, MEB, ÖSYM, YÖK, TÜBİTAK, TTK ve benzeri kurumlar ile ilgili değerlendirmeyi bizzat kendisi yapıyor. Hem de çok çarpıcı bir şekilde:
Biz ne garip insanlarız ya, çocuklara ne yapıyoruz şimdi, inovasyon eğitimi veriyoruz yani yenilikçilik eğitimi, biz kendimiz yenilikçi değiliz ki, biz dağılım problemini kendimiz çözmemişiz ki, çocuklara akıllı ol, yaratıcı ol diyoruz...