adscode
adscode

Sınıf içinde istenmeyen davranışları engellemek mümkün mü?

Sınıfta öğrencilerin kontrolünü sağlamak isteyen öğretmenlere uzmanından öneriler: "Nasihat vermeden, niyet okumadan teşvik edin."

Sınıf içinde istenmeyen davranışları engellemek mümkün mü?
Eğitim
Güncelleme : 20-Apr-22 14:40

Altınbaş Üniversitesi, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Tekirdağ İl Milli Eğitim Müdürlüğü iş birliği ile yeni öğrenme-öğretme strateji süreçlerini güçlendirmek amacıyla Beyin Temelli Öğrenme ve İstenmeyen Davranışları önleme eğitimleri düzenledi. Türkiye genelinden ortaokul ve lise öğretmenlerinin de katıldığı eğitimde konuşan Profil Analisti, Psiko Dil Bilimci Mehmet Fatih Hanoğlu, eğitim dünyasında ezberleri bozan bu yöntemin, eğitimde geri kalmamıza neden olabilecek ezberci ve sınav odaklı anlayıştan eğitim sistemimizi çıkarmanın yollarından biri olduğunu dile getirdi.

Bu meslek içi gelişim eğitimleriyle hedeflerinin öğretmenlerimizin bu metodolojiden yararlanmalarını sağlamak olduğuna değinen Mehmet Fatih Hanoğlu, “Çocuklarımızın öğrenmeye isteklerinin artmasına, öğrenmeyi öğrenmesine, sınıf içerisinde daha aktif olmalarına, daha az zamanda daha yaratıcı bir öğrenme zemini bulmasına katkı sunuyoruz” dedi.

“Nasihat vermeden, niyet okumadan teşvik edin”

Eğitim metodolojisi ile ilgili ayrıntılı bilgi veren Mehmet Fatih Hanoğlu, istenmeyen öğrenci davranışlarının, öğrencilerin yaşları, cinsiyetleri, sosyo-ekonomik düzeyleri, psikolojik özellikleri gibi pek çok etkene bağlı olarak çok farklı biçimlerde ortaya çıktığını anlattı. Öncelikle öğretmenlerimizin sınıflarında öğrencilerinin hangi istenmeyen davranışları yaptığının analizlerini yapmaları gerektiğini belirtti. Bu istenmeyen davranışların eğitimin hangi aşamasında, ne zaman artıp veya azaldığını gözlemlemek ön koşul olduğunu belirten Hanoğlu sözlerine şu şekilde devam etti. “Bu gözlemden sonra önce bizim aktif öğretmen olmamız ve aktif öğretmen olarak müdahale etmemiz gerekir. Özellikle beynimiz mevcut durumdan sıkıldığında hayale, başka yer ve zamana gider. Sınıfındaki öğrencilerinde bu durum ile karşılaşan ve “beyin temelli metot” uygulayan aktif öğretmen, yargılamadan, niyet okumadan, nasihat vermeden ve eleştirmeden öğrencilerin 1 metre kadar yanına gelerek ‘Merhaba anlatılan konuya dönersen sana birazdan birkaç sorum olacak.’ diyerek dikkatini çekmeli. Birkaç dakika sonra öğrenci için başarı duygusunu hissedebileceği kolay bir soru sormalı ve gizliden teşvik edilmeli. Unutmamak gerekir ki beyin temelli öğrenme teşvik ile artar, tehdit ile azalır.”

Duygusal zemine ihtiyaç var

Hanoğlu, ayrıca çocukların biyolojik olarak da öğrenmeye devam ettiklerini, bilişsel anlamda öğrenmenin duygusal bir zemine ihtiyaç duyduğunu ifade etti. Bir eğitimin en önemli ayrıntısının geri bildirim olduğunu ve uzun süreli bellek olgusunun geri bildirim konusunda göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguladı. Sadece öğreten, yalnızca olanlar üzerine düşünmeye teşvik eden bir eğitim metodunun artık geçmişte kaldığına ve günümüz koşullarına uymadığına işaret eden Hanoğlu, çocukların, eleştirel, işbirlikçi, katılımcı olarak deneyimlediklerini öğrenebildiklerini belirtti.

Beyin temelli eğitim metodunun çocuklardaki en önemli kazançlarından birinin de aynı dersleri almalarına rağmen öğrenme unsurlarının azalmasını önleyebilecek kısa yolları öğretirken, beynin gelişimini de desteklediğini ileten Hanoğlu, "Bedenimizin temel varlık sebebi beynimizi gezdirmek ise kavramsal düşünme şekillerini geliştirmek için beyni gezdirmemiz gerekir diyerek, beyin temelli öğrenme metodunu ifade etti.


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)