adscode
adscode

Sivaslı sanatçıdan, Balatlı çocuklara resim dersi

Cumhuriyet Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim ve Heykel Bölümü'nü dereceyle bitiren sanatçı Fatih Kürün, Balat'ta açtığı atölyede çocuklara eğitim veriyor.

Sivaslı sanatçıdan, Balatlı çocuklara resim dersi
Eğitim
Cumhuriyet Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim ve Heykel Bölümü'nü dereceyle bitiren Sivaslı sanatçı Fatih Kürün, Balat'ta açtığı atölyede çocuklara eğitim veriyor.

Kürün, pedagojik formasyon eğitimi aldığını, hobi kursları verip, yetenek sınavlarına öğrenci yetiştirerek, hazırladığı öğrencilerden, Marmara Üniversitesi başta olmak üzere Türkiye'deki birçok üniversiteye öğrenci kazandırdığını anlattı.

Resim ve heykel dallarında birçok sergiye katılıp, özel ve resmi kurumlara anıt, duvar boyama, rölyef çalışmaları yapan Kürün, gönüllü olarak Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) başta olmak üzere birçok dernek ve okulda sanatsal etkinlikler düzenliyor.

Kürün, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Sivas'ta doğup büyüdükten sonra evlilik nedeniyle İstanbul'a yerleştiğini belirterek, çalışmalarını Balat'taki atölyesinde sürdürdüğünü söyledi.

Ağabeyinin Kadıköy, Üsküdar, Karaköy ve Balat önerisinden sonra Balat'ta atölye açmaya karar verdiğini dile getiren Kürün, "Maddi anlamda zorlamayacak bir yer tercihim oldu hem de sanat anlamında ilk kez Balat'a gelenlerden biri oldum. Bu durum benim için büyük bir avantaj teşkil ediyor. Burada kendime ait bir ortam oluşturmaya ve insanlara sanatı sunmaya çalışıyorum." diye konuştu.

Kürün, Balat'ın çok eski bir yerleşim alanı olduğunu hatırlatarak, burada yaşayan Balatlı ve Suriyeli çocuklara resim ve heykel dersleri verdiğini dile getirerek, çocukların, atölyedeki heykel ve resimleri gördüğü zaman merakla soru sorduklarını anlattı.

Sanatı çocuklara sevdirmek istediğini vurgulayan Kürün, konuşmasına şöyle devam etti:

"Burası İstanbul'un en eski mahallesi ve buraya daha önce sanatçı olarak çok kimse girmemiş. Giren sanatçılar da mimari çalışmalarını gerçekleştirmek için gelmiş ve resim konusunda çok fazla desteklenmemiş. Atölyeyi açtıktan sonra yaptığım heykel ve resimleri gören çocuklar, 'Ağabey şu heykeli, bu resmi sen mi yaptın?' diye soruyorlar. Ben de onlara, gördükleri her şeyi yaptığımı, onların da yapabileceğini anlatıp, ellerine kağıt kalem verip nasıl yapacaklarını anlatıyorum. Bu olayı yaşayan çocuklar çok mutlu oluyorlar. Sürekli gelenler de var, canı istediği zaman gelenler de... Diğer taraftan ciddi bir eğitime tabi tuttuğum veya yetenek sınavına hazırladığım öğrencilerim var. Ayrıca 3 çocuğu olan, sanatı çok seven bir aile, 3 çocuğunu da bana getiriyor. Aile sanatı sevip değer verdikleri için çocuklarının sanatla bir yere gelmesini istiyor."

Kürün, ailesi tarafından desteklenmeyen çocukların sanatsal alanda çok başarılı olamadığını işaret ederek, "Çocukların sosyal medya veya dizi karakterlerinin etkisinde kaldığını görüyorum. Atölyeye gelen çocukların, falanca dizinin logosunu yap veya şu oyuncunun ismini yaz gibi taleplerine sıcak bakmıyorum. Çocukların kendi içsel değerlerini bize aktarabilecekleri resimler yapmasını istiyorum." ifadelerini kullandı.

"Sanatsız bir toplum olmayalım gayretindeyim"
İstanbul'a yerleşmesinin üzerinden yaklaşık 8 ay gibi kısa bir zaman geçmesine rağmen, hedeflerini gerçekleştirmeye başladığını ifade eden Kürün, "Eşimle hayalini kurduğumuz pek çok hedefi gerçekleştiriyoruz ve eşimle, 'Çok paramız olsun ama hayırda harcamak nasip olsun' dediğimiz bir duamız var. Belki bir çocuğa veya hiç tanımadığımız bir başkasına iyilik yapabilmek hedefimiz." dedi.

Kürün, sanatı çok sevdiğini belirterek, şunları anlattı:

"Burada insanlara sanatı sevdirebilmek, masalarını yahut özel alanlarını sanatla süsleyebilecek bir obje sunmaya ve kabul ettirmeye çalışıyorum. İnsanlar, estetik olarak sanatı görsün, sadece dinsel anlamda düşünmesinler istiyorum. Şimdiye kadar bu manada insanları üzebilecek ya da bizi o konuma getirebilecek hiçbir çalışmamız olmadı ama çocuklar sanatla, resim ve heykelle birlikte büyüsünler, sanatı içlerine sindirsinler ve sanatsız bir toplum olmayalım gayretindeyim."

Herkesin sanata destek vermesi gerektiğini söyleyen Kürün, "İnsanlar sadece maddi anlamda değil, manevi anlamda da sanata destek vermeli diye düşünüyorum. İstanbul'dan ve insanından beklentim bu ve İstanbul'da güzel insanlar tanıyorum." değerlendirmesini yaptı.

Kürün, okuduğu okulların, yaptığı heykel ve resim çalışmalarını besleyip, desteklediğini vurgulayarak, "Heykel üç, resim ise iki boyut üzerine devam eden bir nesnedir ve dönüşmesi gereken fikirler, heykele veya üç boyutlu insanların görseline dönüşebilir, resim de dönüşebiliyor. Bizim Temel Sanat Eğitimi dediğimiz bir kavramımız var ve aslında hepsi çizgiyle ve iç felsefi yapıyla ortaya çıkan bir durumdur. Ben zaman zaman aktarmak istediğim düşünceyi taşa, ahşaba, bir döküm malzemesine veya tuvallerime aktarıyorum. Heykel ve resmin arasında bir bağın olması benim için çok büyük bir avantaj teşkil ediyor ve iki konsept üzerine ilerleme kaydetmem daha hızlı oluyor. Çünkü ikisinin de temelinde çizim var. İkisinin de temelinde aynı felsefe üzerinden çıkan plastik sanatlar felsefesi var. Bu anlamda yaptığım pek çok çalışmalarım var." diye konuştu.

Kürün, heykel ve resim sanatını buluşturarak, toplumsal olaylara dikkat çektiğini belirterek, sözlerini, "Çalışmalarımda bilgilerimi birleştirip, sosyal, toplumsal olaylara dikkat çekmeyi amaçlıyorum. Mesela arkamda gördüğünüz tabloda kadına yönelik şiddete dikkat çektiğim bir çalışma var. Resmettiğim kadının yüzünü heykel-rölyef yaptım, diğer renkleri de resim üzerinden tasarlayarak gittim ve renk çalışmaları yaptım. Bazen de heykelleri boyarken ya da renklendirirken, resim bilgim üzerinden renklendiriyorum. O da benim için büyük bir avantaj teşkil ediyor ve İstanbul gibi metropol bir yerde büyük avantaj sağlıyor."diye tamamladı.

AA

Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)