adscode
adscode

SOS veren sadece vaka sayıları mı?..

Pandemi süreci daha da zor geçmeye başladı. Nedenleri konusunda onlarca gerekçe sayabiliriz. Peki, yeterince ders aldık mı? Keşke gönül rahatlığıyla evet diyebilsek ama çok zor!..

SOS veren sadece vaka sayıları mı?..
Milliyet Diyalog

Diğer konular bir yana eğitimde patinaj yapıp duruyoruz. En basit konularda bile kafa karışıklığı yaşanıyor.

Ciddi anlamda bir koordinasyon eksikliği var. Alınan kararlar, akşamdan sabaha değişiyor.

Duyuruların paydaşlara ulaşması ise çoğu zaman iş işten geçtikten sonra gerçekleşiyor!..

Pazartesi yerine cuma!

Eğitimle ilgili kararlar, pazartesi yerine cuma günü alınsa, çok daha iyi olmaz mı?

Bakanlar Kurulu pazartesi günü, akşamüzeri toplanıyor ve alınan kararlar ancak akşam saatlerinde açıklanıyor. Söz konusu kararların, Valiliklerce değerlendirildikten sonra okullara ulaşması ve uygulamaya dönüşmesi ise zaman alıyor, kafa karışıklıklarına neden oluyor.


En azından eğitime yönelik karar alım süreci cumaya çekilemez mi?..

Neden mi? İşte bu yüzden:

- Değişiklikler okullara dün gece yarısı bildirildi ve salı gününden itibaren uygulanacak denildi.

Öğretmenler bütün gece öğrencilere bilgilendirme mesajları geçti.

- Geçen hafta okullara yazı geldi ortaokullar için çarşambaya kadar sınavları bitirin denildi.

- Ülkenin her yerinde aynı durum var. Yerinde karar saçmalığıyla sorumluluktan kaçılıyor.

Yerellerde bakanlığın yayınladığı tabloya uyulmuyor. Aynı mahalledeki devlet okulu 2 gün 6 saat, özel okul 6 gün 9 saat!..

- Okula gittik, kapandı denildi!

- Kırmızı illerde ara sınıflar eğitime aynen devam. Onlar için risk yok mu?..

Oyalama merkezi mi?

Yükseköğretimde okullaşma oranımız hızla yükseliyor! Kötü mü? Tam aksine sevindirici. Üzücü olan insan gücü planlaması, meslek çeşitliliği, Ar-Ge ve kaliteye yeterince önem verilmemesi. Sınavlar yüzünden yaşanmayan çocukluk ve gençliğin ödülünün işsizlik olması!..

Sınav ve dershane odaklı eğitimin geldiği son nokta, hepimizin canını acıtıyor. En sıradan işlere bile on binlerce üniversite mezunu başvuruyor.

Üniversitelerimizi oyalama merkezi olmaktan çıkarıp, gençlerimize, ekmeklerini taştan çıkartacak yetkinlikler kazandırmalıyız!


Öğrenim gördüğü alanda iş bulup çalışanların sayısı hızla azalırken, kontenjanlar neden hâlâ artırılıyor?..

Meslek lisesi, memleket meselesi diyoruz ama devamı gelmiyor.

Mesleki ve teknik eğitimin önemini ne zaman kavrayacağız?

Daha da önemlisi, on binlerce diplomalı elemanın işsiz gezdiği alanlara, artan bir şekilde hâlâ neden öğrenci alınıyor?..

Eğitim sistemimizi, anaokulundan doktoraya kadar yeniden düzenlememiz gerekiyor. Eğer bu şekilde gidilirse, hiçbir donanım gerektirmeyen işlere, yüzlerce hatta binlerce mastır ve doktoralı genç başvurursa hiç şaşırtıcı olmaz.

En değerli varlığımız gençlerimiz.

Onları, planlı ve programlı bir şekilde, geleceğe, ne kadar iyi hazırlarsak, o kadar mutlu ve güçlü bir ülke oluruz.

Gençlerin mutlu olmadığı bir ortamda ne aileler mutlu olur ne de ülke, bunu asla unutmamalıyız...

Onlar, kendilerinden ne isteniyorsa, harfiyen yerine getiriyorlar, biz yetişkinler ve yönetenlere düşen görev de onlara hak ettiklerini vermek olmalıdır!..


YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)