Neredeyse hiç bir meslek için uygulanmayan sözleşmeli dayatması, aile bütünlüğünü bozduğu gibi eğitimde huzuru da kaçırıyor.
Aynı okulda, aynı sınıfta görev yapan öğretmenlere, farklı statüler tanınması, eğitim birliğini bozuyor.
Kadrolu, ücretli, sözleşmeli diye çeşit çeşit öğretmen olmaz.
Aynı görevi yapan tüm öğretmenler, aynı statüde olmalı ve haklara sahip olmalıdır.
Öğretmenleri itibar erezyonuna uğratmanın hiç kimseye bir yararı olmaz. MEB'in artık bunu anlaması gerekirdi ama görünen o ki, anlamaları mümkün değil!
Öğretmen açığına göz yumup, farklı bölgelerdeki öğrencilerimizi öğretmensiz mi bırakalım, elbette hayır!
Yaratılan aidiyet hissi ve idealizmle nasıl ki, Cumhuriyet'in ilk yıllarında, vatanımın her yeri beni görev alanım diye her öğretmen, her kente koşa koşa gittiyse yine aynı heyecanla gider.
Yeter ki, onlara sahip çıkılsın, hakları verilsin...
Sözleşmeli dayatması gibi mülakat dayatmasından da bir şekilde vazgeçilmelidir. Çünkü adil değildir.
Hassasiyetler olmayacak mı, elbette olacak. Ama kaş yapalım derken göz çıkartmadan!
MEB çok el değiştirdi ve her defasında daha da geriye gitti. Ne olur artık istikrar gelsin...