Ama eğerTarih, doğa, deniz, güneş, gastronomi ve daha pek gerekçeyle turizm kenti, turizm ülkesi olabilirsiniz. Ama eğerturizmi, para kazanmanın bir yolu olarak düşünmenin ötesine geçip, bir yaşam biçimi haline getirmezseniz, istediğiniz sonucu alamazsınız…
Turizm konusunda zengin hem de çok zengin bir ülkeyiz. 100 milyon turisti rahatlıkla ağırlayabilir, çok ciddi gelirler elde edebiliriz.
Peki biz ne yapıyoruz? Binlerce yıllık tarihimizi ve doğal güzelliklerimizi adeta talan ediyor, doğalgazımız, petrolümüz, teknolojimiz yok diye ah, vah ediyoruz.Oysa, sahip olduğumuz, değerler çok daha önemli! Keşke bunu bir anlayabilsek!.
Doğa, sonbaharda bir başka güzel!
Turuncudan sarıya, kırmızıdan yeşile, doğanın her tonuna hayransanız, kışa gelmeden son bir kez daha tatile gitmenin tam zamanı.
Deniz soğudu ama göl kenarları, ormanlar, dağlar, milli parklar ve özellikle de bazı kentler için en güzel mevsim.
Sanki her kare mucizeler yaratan bir ressamın fırçasından çıkmış gibi. Bol bol yürüyebilir, bol fotoğraf çekebilir, sadece vücudunuzu değil, ruhunuzu da dinlendirebilirsiniz.
Siz karar verin, bu konuda size tavsiyede bulunacak, rota çizecek olur...
Hindistan tamam sırada Çin varmış!
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy yeni turizm stratejisini 27 Eylül’de açıklayacakmış.
Yeni turizm stratejisinin eylem planında Asya pazarına yönelik çalışmalar öne çıkıyormuş.
Bu kapsamda dünya turizminde başını Çin’in çektiği ülkelerden daha çok turist çekmek için aralarında Çince levhalar konulması, Çin yemekleri yapan yerlerin çoğaltılması, Çinlilere ödeme kolaylığı ve Türkiye’deki okullarda Çince seçmeli dil konulması gibi çalışmalara hemen başlanacakmış.Turizm denen şey, bu kadar basit mi?
Hintli turistleri ikna ettik sıra şimdi Çinliler’de mi?..
