Başbakan Yardımcısı Akdağ: "Birçok alanda ilerledik, işlerimizi iyileştirdik şükürler olsun. Ama işte Türkiye'de obeziteli çocuk oranı yüzde 7'lerden yüzde 9'lara çıktı. Bütün nüfusumuzda obezite yüzde 30'u aştı. O zaman pediatri hekimlerinin, hemşirelerinin, bu işle uğraşan herkesin bu meseleler için çok iyi bir şekilde eğitilmesi lazım. Sağlık promosyonuyla, sağlıklı yaşamla ilgili üniversitelerde bir ders konusu var mı? Artık bunların müfredatlarımıza yoğun olarak girmesi gerekiyor"
Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, pediatrinin kendi alanına bulaşıcı olmayan hastalıklarla ilgili eğitimi çok yoğun olarak sokması gerektiğini belirterek, "Sağlıklı yaşama konusunu hekimlerimize, hemşirelerimize ziyadesiyle öğretmemiz lazım." dedi.
Türkiye Milli Pediatri Derneği tarafından düzenlenen, 61. Türkiye Milli Pediatri Kongresi, 2. Kosova-Türkiye Pediatri Kongresi ve 16. Milli Çocuk Hemşireliği Kongresi, Antalya'nın Serik ilçesi Belek Turizm Merkezi'ndeki Regnum Carya Otel'de başladı.
Kongrenin açılışında konuşan Başbakan Yardımcısı Akdağ, sağlık alanında çalışmanın, insana hizmet etmenin çok hayırlı, çocuk sağlığı ve hastalığı alanında çalışmanın daha da özel bir iş olduğunu vurguladı.
Kendisinin bir çocuk hekimi olduğunu söyleyen Akdağ, "58 yıllık bir hayata sığan çok koşturmalı işlerin arasında Allah'a şükrettiğim, mensubu olmaktan ziyadesiyle memnun olduğum çocuk hekimi olmak hakikaten hayatımın en güzel işiydi. İyi ki çocuk hekimi olmuşum." diye konuştu.
Akdağ, çocuk hekimi olmasında Yıldız Atalay hocasının çok büyük katkısı bulunduğunu dile getirdi. .
Türkiye'de sağlıkta dönüşümde büyük işler başarıldığını, çok güzel işler yapıldığını anlatan Akdağ, bu başarıda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın en üst seviyede bu dönüşüme katkı verdiğini, Bakanlar Kurulundaki diğer arkadaşlarının, TBMM'nin ve bürokratların da önemli katkıları bulunduğunu vurguladı.
Akdağ, "Ama her zaman söylediğim gibi bir kere daha tekrarlamak isterim; bu büyük dönüşümün gerçek mimarı siz hekim arkadaşlarımızsınız, siz sağlık çalışanlarısınız. Allah hepinizden razı olsun. Bu meseleyi içselleştirmemiş olsaydınız başaramazdık." dedi.
Bugün Türkiye'de bebek ölümlerinin binde 10'un altına indiğine, bu başarıyı yakalamanın kolay olmadığına dikkati çeken Akdağ, 1990'lı yıllardan 2000'li yıllara kadar çocukların yetersiz beslenmenin müthiş sıkıntısını çektiklerini, Erzurum'da üniversitede çalıştığı yıllarda raşitizm, beslenme bozukluğu olan yüzlerce çocukla karşılaştığını anlattı.
Hastanede çocuklar için ventilatör cihazı bulmakta bile zorluk çektiklerini kaydeden Akdağ, hem hastane fiziksel şartlarında hem de halk sağlığı açısından çok önemli yol katedildiğini vurguladı.
- Sağlıklı yaşama konusu
Sağlıkta dönüşümle birlikte bugün ihtiyaçların da değiştiğini belirten Akdağ, şöyle konuştu:
"Bugün Uluslararası Pediatri Dernekleri Federasyonu Başkanı (IPAF) ve Uluslararası Pediatri Cemiyeti (IPA) Gelecek Başkanı Errol Alden ile de konuştuk. Mutlaka artık pediatrinin kendi alanına bulaşıcı olmayan hastalıklarla ilgili eğitimi çok yoğun olarak sokması lazım. Sağlıklı yaşama konusunu hekimlerimize, hemşirelerimize ziyadesiyle öğretmemiz lazım. Birçok alanda ilerledik, işlerimizi iyileştirdik şükürler olsun. Ama işte Türkiye'de obeziteli çocuk oranı yüzde 7'lerden yüzde 9'lara çıktı. Bütün nüfusumuzda obezite yüzde 30'u aştı. O zaman pediatri hekimlerinin, hemşirelerinin, bu işle uğraşan herkesin bu meseleler için çok iyi bir şekilde eğitilmesi lazım. Sağlık promosyonuyla, sağlıklı yaşamla ilgili üniversitelerde bir ders konusu var mı? Hayat boyu sağlıklı yaşamla ilgili ders konusu var mı? Muhtemelen yok. Halbuki artık bunların müfredatlarımıza yoğun olarak girmesi gerekiyor."
- Sığınmacı, mülteci çocuklar
Kongrede ele alınan önemli konulardan birinin de sığınmacı ve göçmen çocukların sağlık haklarına ulaşması meselesi olduğunu ifade eden Akdağ, Türkiye'deki Suriyeli çocukların bu imkanlara sahip olduğunu, ancak dünyanın diğer yerlerindeki çocukların aynı imkanları bulunmadığını söyledi.
Bundan 1-1,5 ay önce Bangladeş'e gittiğini anımsatan Akdağ, Rohingyalı Müslümanların çok zor şartlar altında yaşadığına şahit olduğunu dile getirdi.
Akdağ, "1 milyona yakın insan, bunların yüzde 70'i çocuk ve kadın. Perişan durumdalar, adeta üst üste yaşıyorlar. Biz Türkiye Cumhuriyeti olarak Bangladeş hükümetinden orada bir alan istedik, nasip olursa 100 bin kişiye Türkiye'deki gibi kamp hizmeti vermeye çalışacağız." dedi.
Gerek bu işe adanmışlığı ve merhametiyle gerekse harcadığı para ve ortaya koyduğu kaynaklar itibarıyla Türkiye'nin ihtiyaç duyan insanlara, mültecilere ve göçmenlere dünyada en layıkıyla hizmet veren ülke olduğunu kaydeden Akdağ, IPA ile işbirliği yaparak bu husustaki seslerini yükseltmek istediklerini söyledi.
Akdağ, "Sayın Başkanla da konuştuk ve mutabık kaldık. Türkiye'den bütün dünyaya güçlü bir sesle haykırmak, dünya çocuklarının nerede yaşarlarsa yaşasınlar sağlık haklarının, eğitim haklarının, insanca yaşama haklarının olduğunu gür bir sesle ifade etmek istiyoruz." ifadelerini kullandı.
2013'te ders vermek için çağrıldığı Harvard'da bir panele katıldığını hatırlatan Akdağ, şöyle devam etti:
"O panelde Suriye meselesi yeni konuşuluyordu. O zaman Suriye meselesi bu kadar kötü bir hale de henüz gelmemişti. Belki dünyanın yapabileceği bazı şeyler vardı, maalesef bunlar yapılmadı. O panelde tartışılan konulardan biri de Suriye'deki çocukların aşılanmadığı konusuydu. Ciddi ciddi bu konuyu tartışıyorlardı. Ben de çocuk hekimiyim. Sıra bana gelince dedim ki 'Çocukların aşılanması çok önemli bir olay. Elbette Suriye'deki çocukları aşılamak çok önemli. Ama biz burada bunu tartışırken, hadi çocukları aşılayabildiğimizi varsayalım, neyi değiştirmiş olacağız?' Çocukları aşılayacağız, sonra orada zalim bir yönetim aşılanmış çocukların üzerine bomba yağdıracak. Şimdi aşılanmamış çocukların üzerine bomba yağdırıyor, yarın aşılanmış çocukların üzerine bomba yağdıracak. Ben şuna yürekten inanıyorum, başta ABD olmak üzere dünyanın zengin ülkeleri bu meselelere sahip çıksalar, dünyada ne bir tane mülteci kalır ne da sağlık haklarından mahrum bir çocuk kalır."
Akdağ, Türkiye'de yaklaşık 300 bin Suriyeli çocuk doğduğunu, bu çocukların her türlü sağlık haklarına sahip olduğunu söyledi.
Türkiye'nin bütün dünyada sığınmacıların, mültecilerin nasıl misafir edileceğini, onlara nasıl davranılacağını öğreten ülke durumuna geldiğini kaydeden Akdağ, "Bunun için de Allah'a şükrediyorum. Özellikle konu çocuklar olunca onlara sahip çıkmak bambaşka bir zenginlik, bambaşka bir mutluluk kaynağı." diye konuştu.
- "Türk hükümetinin yaptığı çok mükemmel"
IPA ve IPAF Başkanı Errol Alden de Türkiye'de bulunmanın büyük bir onur olduğunu söyledi.
Mülteci çocukların büyük sorunları bulunduğunu ifade eden Alden, "Bu çocuklar savaştan kaçmış, ailelerini kaybetmiş, yerlerinden olmuş çocuklar. Türkiye'ye baktık, Türk hükümetinin yaptığı çok mükemmel. Bizler bu çocukları kendi çocuklarımız gibi görmeli, o şekilde davranmalıyız. Çünkü bu çocuklar bizim geleceğimiz." şeklinde konuştu.
AA