adscode
adscode

Türkiye’nin uluslararası etkinliği nasıl artar?..

Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, giderek hantallaşan ve iş göremez hale gelen YÖK’te, çok önemli icraatlara imza atamasa da, teorik anlamda, önemli çalışmalar yapıyor.

Türkiye’nin uluslararası etkinliği nasıl artar?..
Milliyet Diyalog
Her ne kadar çok fazla dikkate alınmasa da, yeni bir YÖK yasa taslağı hazırlamıştı. İçinde eleştirilecek çok sayıda madde olsa da, gidişattan kendilerinin de memnun olmadığının ve YÖK kanununun üniversitelerimize artık dar geldiğinin bir göstergesiydi...

Çetinsaya’nın üzerinde uzun uzadıya çalıştığı bir diğer konu ise Türkiye Yükseköğretimi İçin Bir Yol Haritası ismini taşıyan raporuydu. Kitap haline getirdi. Büyüme, Kalite ve Uluslararasılaşma konularında önce bir durum tespiti yapıyor ardından da yeni açılımlar getiriyor.

Güncel sorunlar arasında böylesi ciddi konular nedense hiç dikkate alınmıyor. Oysa, geleceğimizin nasıl şekilleneceğine, kısır tartışmalar değil, böylesi vizyoner atılımlar yön verecek.
Gelin de anlatın! Nitekim YÖK Başkanı da derdini bir türlü anlatamıyor.  

Uluslararasılaşma!
Bu kavram pek çoğumuza kakofoni gelebilir. Keşke yerine daha kolay söylenebilir bir isim bulunsaydı. En azından isme takılıp kalınmazdı...
Çetinsaya, üç önemli noktaya dikkat çekiyor. Büyüme, kalite ve uluslararasılaşma.
Hormonlu büyüdüğümüz için sorunlarımız çok. Kalite ise zamanla kazanılacak bir durum ama uluslararasılaşma için çok da vahim durumda değiliz.
Çok iyi üniversitelerimiz var. Fiyatlar makul ve en önemlisi de cennet bir ülkeye sahibiz...
İşte bu yüzden, İngiltereAmerikaKanadaFransaİtalya ve daha pek çok ülke gibi yabancı öğrencileri ülkemize çekerek, hem çok büyük kazançlar elde edebiliriz hem de çok farklı etki alanları yaratabiliriz.
Bu konuya eskiden çok fazla kafa yorulmuyordu. Kendi gençlerimize yer bulamıyoruz, elin yabancısını mı okutacağız, o kalitede üniversitelerimiz yok, yabancı dille eğitim veren hoca mı var ki diye dudak bükülüyordu. Ama son yıllarda görüldü ki, istendiğinde yabancı öğrenci sayıları katbekat artabiliyor!..

Devlet politikası
Dünyanın en iyi ihraç kalemlerinden biri de iyi yetişmiş insan gücü. Daha düne kadar üst düzey yöneticilerimizin çoğu yabancıydı. Ama bugün, biz o ülkelere yönetici ihraç etmeye başladık. Üniversitelerimizde okuyan yabancı gençler, ülkelerinde kilit noktalara gelmeye başladılar. Gelecek için bundan daha önemli yatırım ne olabilir ki!..
Çetinsaya, iki yıla yakın bir süre üzerinde çalıştığı raporda, son 30 yılın analizini yapmış.
Rapora göre yükseköğrenim kurumlarındaki 5.5 milyon öğrenciden 1 milyon 750 bini ön lisans (yüzde 32), 3 milyon 370 bini lisans ( yüzde 62), 329 bini ise lisansüstü (yüzde 6) programlarda öğrenim görüyor.
Bu öğrencilerin, 2 milyon 206 bini birinci öğretim (yüzde 40.5), 654 bini ikinci öğretimde (yüzde 12), 2 milyon 545 bini açık öğretimde (yüzde 46.7) ve 44 bini de (yüzde 0.8) uzaktan öğretim programlarında kayıtlı.
Yani her iki öğrenciden biri açık ya da uzaktan eğitim görüyor.
Peki, ne kadar hocamız var? İşte onun cevabı:
141.674 öğretim elemanı bulunmaktadır. Bu sayının 19.877’si profesör, 12.634’ü doçent, 30.750’si yardımcı doçent, 44.440’ı araştırma görevlisi, 20.325’i öğretim görevlisi, 9.942’si okutman, geriye kalan 3.696’sı ise uzman ve diğer öğretim elemanı kadrolarında çalışıyor. Öğretim üyelerinin tüm öğretim elemanları içindeki payı ise yüzde 45.
Peki, yeterli mi? Kesinlikle hayır. Ama tüm rakamlar düne göre çok daha iyi durumda...

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYIN!

Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)