Liselere ve üniversitelere giriş sistemi, ilgi ve yetenekleri ölçme konusunda çok yetersiz. Bu yüzden de adayları, dar bir alana sıkıştırıyor.
Yine aynı şekilde, meslek yelpazemiz de, gelişmiş ülkelere göre, onda bir oranında.
Buna bir de anne, babaların olmak isteyip de, olamadıkları meslekleri, çocuklarına dayatması eklenince, doğru meslek seçimi hayal oluyor.
Öğrenim gördüğü meslek alanında çalışanların sayısı, yüzde 20'den biraz fazla. Bunun iki nedeni var. İlki, kendi meslek alanlarıyla ilgili iş bulamıyorlar, ikincisi de, zaten o bölüme, çok da isteyerek girmedikleri için ille de o alanda çalışmak istemiyorlar.
Nereden bakarsanız bakın, kaynak ve enerji israfında, sınıfta kalıyoruz.
İşte bu yüzden, eğitim sisteminin A'dan Z'ye değişmesi gerekiyor.
Çocuklarımızı, ilgi ve yetenekleri doğrultusunda, severek öğrenim görecekleri alanlara yönlendirelim ki, mezun olduklarında, bu birikimlerini yine severek çalışacakları bir işte değerlendirebilsinler.
Bunu yapmadığımız sürece, hem memnun olmayacaklar hem de çalıştıkları iş ve işyerine karşı hiç bir aidiyet hisleri olmayacak.
Bunun sonucu ise mutsuzluk ve verim düşüklüğü olacaktır ki, bu da kabul edilebilir bir şey değil.
Keşke biraz da, lise ve üniversitelere nasıl öğrenci alacağımız kadar, mezunları nasıl mutlu ve verimli hale getiririzi düşünsek ama nerdeeee...