adscode

Veliyi düşünen yok!

Devlet okulları, ölçülü olmak zorunda. Sınavla girilen okullarda, gerekçesi ne olursa olsun velilerden yılda 10 bin lira istenmemeli. Verebilecek olan olsa da, veremeyen sayısı çok daha fazla!

Veliyi düşünen yok!
Milliyet Diyalog

Devlet okulları, ölçülü olmak zorunda.

Sınavla girilen okullarda, gerekçesi ne olursa olsun velilerden yılda 10 bin lira istenmemeli. Verebilecek olan olsa da, veremeyen sayısı çok daha fazla!

Zaten yorgun ve bitkin olan veliler, bir de bu yüzden zorlanmamalı.

Uluslararası Bakalorya sistemi IB, kimilerine göre çok büyük avantajlar sağlıyor ve önemli bir prestij kaynağı. Bu yüzden bazı öğretim kurumları, bu sistemi uygulayarak kendilerini farklı bir konumda görmeye ve göstermeye çalışılıyor.

IB’ye geçen de var geçmeyen de. Tümüyle tercihe kalmış bir durum. Yani geçmeyenlerin treni kaçırmaları gibi bir durum söz konusu değil. Geçenlere de tüm kapılar açılmıyor.


Bazı Anadolu liseleri de bu sisteme geçmek isteyebilirler, geçsinler ama veliden yılda 10 bin TL ekstra bir ücret istemesinler. Hele hele öğrencilerini kesinlikle ayrıştırmasınlar. Bu parayı ödeyemeyenleri ezmesinler. Yoksa bunun adı eğitim olmaz!

MEB, böylesi durumlarda daha özenli ve dikkatli olmak zorunda. Bazı okulları ille de farklı bir sistemi denemek istiyorsa, bunun yükünü veliye yüklememeli, kendi üstlenmeli.

Yardımcısız olmuyor!

Devlet Baba, ücretsiz ders kitabından sonra ücretsiz yardımcı ders kitabı dağıtacakmış. Daha önce de dersi derste anlamayanlar için telafi eğitim ve kurslar açmıştı.

Eğitimi zamanında doğru dürüst verip, ders kitaplarını da en iyi şekilde hazırlasak çok daha iyi olmaz mı?

Yardımcı Ders Kitabı,

Yardımcı Öğretmen,

Takviye Eğitim...

Bütün bunlar eğitimde bir sorun olduğunu gösteriyor.

Öylesine büyük kara delikler var ki devlet bu kara delikleri ortadan kaldıracağına yama yapıyor ama o da artık dikiş tutmuyor!

Asıl önemli olanın takviye eğitim ya da yardımcı ders kitabı değil, verilen eğitimin ve hazırlanan ders kitaplarının kalitesini yükseltmek olduğunu bir türlü anlayamadık.

Devlet 2003’ten bu yana 3.3 milyar ücretsiz ders kitabı dağıtmış!

Tüm içtenliğimizle şu soruları kendimize soralım:

20 milyona yakın öğrenciden kaçının bedava ders kitabına ihtiyacı var?

İhtiyacı olanlara ücretsiz verip, kalan kaynağı eğitimin diğer ihtiyaçları için harcasaydık daha doğru olmaz mıydı?

Daha da önemlisi, bedava verilen bu ders kitaplarından kaçının kapağı açıldı, ne kadarı paketi bile açılmadan çöpe atıldı?

Şimdi de yardımcı ders kitabı verilecekmiş!

Dersin takviyesi, kitabın yardımcısı olur mu?

Neden hep desteğe ya da bir yardımcıya ihtiyaç duyuyoruz?

Neden yaptığımız işi en iyi şekilde yapmıyoruz?

Neden öğrencilerimizi okul dışında yeni arayışlara ve maceralara sürüklüyoruz.

Yardımcı kaynaklar ve destekleyici eğitim materyalleri kasım ayından itibaren eğitim kademelerinin tümünde ücretsiz olarak dağıtılacakmış.

Okullarda yardımcı kaynak kullanılmasını yasakladığı için böyle bir uygulamaya gidilmiş.

Peki, işe yarayacak mı?

Hiç sanmıyorum ama bu konuda da yanılan olmayı çok isterim.

Yeter ki MEB’in verdiği kitaplar o boşluğu doldursun.

Temel eğitimden ortaöğretime, özel eğitimden mesleki eğitime kadar yıllardan beri yardımcı kaynak, soru bankası, fasiküller, etkinlik kitaplarını hazırlayan ekip, ülkemizin eğitim kalitesini artırmaya yönelik inanılmaz bir kaynak havuzu oluşturuyormuş!


Keşke bu becerilerini yardımcı ders kitapları ve kurslar için değil de ana ders kitapları ve ana dersler için gösterseler de bedava yardımcı kitaplarına ve takviye derslere hiç gerek kalmasa.


YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)