Merhabalar;
Antalya'da görev yapan rehber öğretmenim. 15 yıllık öğrenci ve 17 yıllık meslek hayatımda hem lise hem de üniversite geçişlerinde bir çok sistem değişikliklerine şahit oldum. 1992 yılı üniversite sınavlarına girerken elimizde 18 tercih hakkı ile imtihan olunmuştuk. Bu gibi garabetler dahi yıllarca uygulandı sistem diye. Maalesef bir ülkenin geleceğini ilgilendiren en önemli konu Eğitim olması gerekirken yap-bozlar ile zaman harcanıyor.
Bütün çarpıklıklar zaten sizin malumunuz. Tekrar etmeyeceğim. Şu anki Liselere Geçiş Sistemi (LGS)'de gördüğüm eşitsizlik-haksızlık durumundan bahsedeceğim. Bildiğiniz üzere bu sistemde bakanlığımız liseleri Nitelikli Liseler (Ben bu tanımı kullanmıyorum, Puanlı ve Puansız Liseler diyorum. Çünkü diğerlerini niteliksiz yapıyor bu tanım.) ve okul puanıyla gidilen liseler olarak ikiye ayırdı. LGS puanıyla gidilen liseler tüm liselerin yaklaşık %10 unu oluşturuyor. Okul puanıyla (6.-7.ve 8. sınıf ortalaması) gidilen liseler de yaklaşık %90'ı. 8. sınıfı bitiren tüm öğrencilerin yaklaşık %90' okul puanı ile yerel yerleştirme uygulanılarak okullarını tercih ediyorlar. Sıkıntı ise özel okullar ile devlet okullarının ders notu verme tutarsızlığı. Malumunuz -ekseriyetle- özel okullar öğrencinin ders başarısı tam değerlendirilmeden notlar bol tutuluyor. Geçmiş TEOG sisteminde bu bariz açığa çıkmıştı. Okulun sınavlarında 100-100 alan öğrenci ortak sınavlarda 20-25-40-50-60 almıştı. Devlet okullarında ise öğretmenlerimiz ölçme değerlendirmede gerçekten hassas davranıyorlar. Haliyle öğrencilerin ders ortalamaları özel okul öğrencilerine kıyasla çok düşük kalıyor. Yerel yerleştirmede, özel okul öğrencileri tercih edilme oranı yüksek okullara yerleşmede daha avantajlı oluyor ve haksız rekabet ortaya çıkıyor. Bu durumu gündeme getirebilirseniz sevinirim.
Liseler için de şöyle bir durum söz konusu. 11 ya da 12. sınıfa gelindiğinde öğrenciler (Bakanlık Lise müfredatı Devlet okullarında harfiyyen uygulanmaya çalışıldığı için) üniversite hazırlığı için dershaneden dönme özel okullara gidiyorlar. Dershane -özel ders parasıyla diploma da veren lise-dershaneye gidip müfredat kaygısı olmadan üniversiteye hazırlanıyorlar. Haliyle öğrencilerimiz Edebiyat-Felsefe-Tarih-sanat-spor -Sosyal kültürel faaliyetler vb. (Bu alanlardaki müfredat da tartışmaya açıktır.)gibi eğitimi eğitim yapan unsurlardan ziyade test çözme üzerine yoğunlaşılıyor.
80'li yıllarda ortaokulda İş Eğitimi atölyelerimiz vardı. Metal kaynaklayıp, testere kullanıp, dikiş dikip örgü yapıyor, çorba pişiriyorduk. Müzik sınıfımızda piyano dahil bir çok enstrüman vardı. Ders işlediğimiz fen laboratuvarları vardı.80'lerde ülkemiz şimdiye oranla çok daha fakirdi ama şimdi devlet okulu denilen yerler sınıf topluluğundan ibaret. Bazı özel okullar hariç diğerleri de aynı. Başarı=Test Başarısı.
Müfredat gelişmiş ülkelere kıyasla çok ağır. Sanat-Spor-Edebiyat sözde kalıyor. İnanın çözüm beklemiyorum. Derdimi haykırmak istiyorum sadece.
