TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Eğitim sistemimiz son 18 yılda çok sayıda değişikliğe uğratılmış, özellikle ilk ve ortaöğretim için yapılan müfredat ve sınıflandırma düzenlemelerine rağmen eğitim kalitesinde ilerleme kaydedilememiştir. , OECD ve Dünya Ekonomik Forumu tarafından gerçekleştirilen puanlamalarda uluslararası eğitim kalitesi ve öğrenci başarısı sıralamalarında ortalamaların altında kalan Türkiye’nin eğitim politikalarında akılcı ve çağdaş politikalar izlemesi gerektiği açıktır. Eğitim sistemimizin en sorunlu alanlarından bir tanesi üniversiteye öğrenci kabulü olarak öne çıkmakta, her yıl üniversite giriş sınavı sonuçlarının ortaya çıkardığı çarpıklıklara çözüm getirilememektedir. Yükseköğretim Kurumları Sınavı(YKS) öğrencilerin yeterliliklerini doğru ölçememekte, çocuklarımız bu sınavlarda aldıkları puanlar üzerinden çoğunlukla yetenekleri ve ilgi alanları dışındaki bölümleri tercih etmek zorunda bırakılmaktadır.
Yükseköğretim Kurumu(YÖK) Atlas verilerine göre 2018, 2019 ve 2020 yıllarında öğrencilerin yerleştikleri bölümlerle ilgili YKS sorularında düşük ve eksi netler yaptığı görülmüş, ülke genelinde 20 fizik bölümüne ve 39 tarih bölümüne YKS’de sözü geçen alanlarda 1 ya da daha düşük net yapan öğrencilerin girmiş olması eğitim sistemimizin nasıl bir açmazda olduğunu gözler önüne sermiştir. Çok sayıda bölüme öğrenci kabulünde benzeri durumlar meydana gelmekte, eğitim uzmanları temel yeterlilik testlerinin baz alındığı üniversiteye giriş sisteminin daha büyük sorunlara gebe olduğunun altını çizmektedirler. Aileler ve çocuklarımız zaman kaybı yaşamadan yükseköğretime başlayabilmek ve üniversite diplomasına sahip olabilmek amacıyla yalnızca YKS puanı üzerinden üniversite ve bölüm tercihi yapmak zorunda bırakılmaktadır.
Çocuklarımız ilgi alanları dışında kalan bölümlerde mutsuz bir eğitim hayatı geçirmekte, eğitim süreleri uzayan öğrencilerin önemli bir kısmı mezun olamamaktadır. Mezun olan gençlerimiz ise çoğunlukla kendi alanlarında çalışmamakta, çalışmak isteseler dahi eğitim politikalarının istihdam politikalarıyla uyuşmaması sebebiyle iş bulmakta güçlük çekmektedirler. İlgi ve beceri alanı dışındaki bölümlerde eğitim alan öğrencilerin mezun olduktan sonra bu alanlarda eğitimci olma ihtimali bulunmakta, sözü geçen çarpık eğitim ve sınav sistemi devam ettirildiği her yıl bir sonraki 10 hatta 20 yıl boyunca bu aşamalardan geçecek olan çocuklarımızın geleceğini karartmaktadır.
Çocuklarımıza ilgi ve beceri alanlarına uygun bir eğitim hayatı sağlanması, ülke genelinde yapılan yeterlilik sınavlarının öğrencileri yeteneklerine göre ölçecek ve öğrencilerin özelliklerine uygun alanlara yönlendirecek bir yapıya kavuşturulması, geleceğe ümitle bakan, kendisine ve topluma faydalı bireylerin yetiştirilmesi suretiyle gelecek nesilleri de güvence altına alacak bir eğitim sisteminin geliştirilmesi amacıyla Anayasa'nın 98’inci, TBMM İçtüzüğünün 104’üncü ve 105’inci maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılmasını arz ederiz.
Levent GÖK
Ankara Milletvekili