Tıp, mühendislik ve eğitim fakültelerinde ise baraj değişmedi.
Baraj, tıp fakültelerinde 50 bin, Mimarlık’ta 250 bin, Mühendislik (Orman, Ziraat, Su Ürünleri/Su Bilimleri Fakülteleri programları ile Ağaç İşleri Endüstri Mühendisliği programları hariç; Ziraat Fakültelerinin Gıda Mühendisliği programları dâhil) ile Öğretmenlik (Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık programı dâhil) 300 bindi!
YÖK’ten yapılan açıklamaya göre, isteyen vakıf üniversitesi başarı sırasını daha da yukarı çekebilecek!
Ve bakalım, kaliteyi yükseltmek için barajı yukarı çeken vakıf üniversitesi çıkacak mı?
Bu uygulamayla, amaç, kalite mi yoksa ticaret mi? Çok daha net belli olacak!
Eğitim fakülteleri ile özellikle inşaat mühendisliğine yönelik bir yaptırımın gelmemesi, YÖK’ün eğitimi de depremi de zerre kadar ciddiye almadığının önemli bir göstergesi.
Hukuk ve sağlıkla ilgili bölümler elbette önemli, barajı yükseltmeleri de iyi oldu ama eğitim ve yaşam da bir o kadar önemli. Umarız, bu konuda da yeni bir düzenlemeye gidilir!..
Bu konuda, ne olur kimse “Kontenjanlar çok da o yüzden” demesin, çünkü hem o kontenjanlar çok şişik hem de yüz binlerce öğretmen ve mühendis fazlamız var!..
İcraat var mı?
Eğitime çok büyük yatırımlar yapıldı. Çok iddialı söylemlerde bulunuldu.
Bekleyin denildi, beklendi ve şimdi hasat zamanı!
Bakalım ortaya neler çıkacak?..
Geçen öğretim yılı yeni hazırlıklarla geçmiş, yapılanları görmek için gelecek öğretim yılının beklenmesi söylenmişti.
Tıpkı daha öncekiler gibi!
Yeni öğretim yılı öyle ya da böyle başladı. Hele bir zaman geçsin, taşlar yerli yerine otursun denildi. O süre de geçti ve şimdi merakla bekleniyor. Bakalım torbadan neler çıkacak?..
Sınavlar ve dershaneye bağımlılık azalacak mı yoksa daha da artacak mı?
Öğretmen atamalarında daha adil bir düzen gelecek mi? Mülakat kalkacak, liyakat gelecek mi?
Mesleki eğitime ağırlık verilecek mi?
Yabancı dille eğitime geçilecek mi? En azından bazı derslerde?
Yeni atama yapılacak mı? Ücretli, sözleşmeli öğretmen ayrımına son verilecek mi?
Parçalanmış öğretmen aileleri birleştirilecek mi?
Öğrenciler, ilgi ve yeteneklerine göre takip edilip, yönlendirilecek mi?
Okullar deprem ve diğer afetlere karşı daha güvenli hale gelecek mi?
Zorunlu bağışlara son verilecek mi?
Hijyen koşulları sağlanacak mı?
Yukarıdaki listeye daha onlarca madde eklenebilir, çünkü çok fazla sözler verildi.
Umarız bir kez daha hayal kırıklığı yaşanmaz...