Özellikle çocuklar ve gençler arasında gün geçtikçe hızla yaygınlaşan cinsel içerikli argo ve küfürlü söz kullanımı, öğrencilerin ruhunu bir kanser gibi sarıyor.
Çocuklar ve gençler, ana dillerinden hızla uzaklaşıyor, güzel Türkçemiz gün geçtikçe yozlaşıyor.
Ev, sokak ve işyerlerinde argo ve küfür sıradanlaşıyor.
Peki ya okullarımız?
Okullarımızın durumu daha da vahim, cinsel içerikli argo, müstehcenlik ve küfür okullarımızda yuva yapmış.
Gençler, küfür ve argo dolu bir avuç kelimeyle konuşmaya çalışıyor.
Kısaltmalar, emojiler de işin cabası.
Ne yazık ki çocuklara ve gençlere model olması gerekenler çoğu zaman kötü örnek oluyor.
Mesela bazı siyasiler, bazı TV’ler, radyolar, bazı sanatçılar…
Zaten sosyal medya, argo ve küfür bataklığında!
Sağımız, solumuz argoyla; önümüz, arkamız küfürlü sözle dolu!
Sanki argosuz, hakaretsiz, küfürsüz konuşamıyor, yazışamıyoruz.
Değil mi ki, “Türkçe giderse Türkiye gider!”
Bu toplum, siyasilerin nefret dilinden, sosyal medyanın küfürlerinden çok çekti, çok çekiyor.
Adeta, tatlı dile, ince mizaha, hasret kaldık.
Estetik, ince mizah, unutuldu gitti, argo, hakaret, öfke… diz boyu.
Bu bozuk dil; nefreti tetiklemekte, ahlâkî erozyon ve kültürel aşınmayı hızlandırmakta, şiddeti arttırmaktadır.
Öğrencilerin konuştuğu “argo ve küfürlü sözcüklerle dolu dile” bakılırsa tehlike çanları çoktan çalmakta!
Gençlerin argoya boyanmış, argoyla bozulmuş, argoda boğulmuş bu çirkin dili, neyin yansıması acaba?”
Bu durum, ülkenin genel tablosu içinde değerlendirilirse tek başına gençleri suçlamak ne kadar doğru olur?
Gençlerin çoğunun sohbetleri, özellikle sosyal medya paylaşımları, edepten uzaklaşan argo sözcüklerle, küfürlerle dolu.
Hayatı hızlı yaşayıp hızlı tüketen gençler, değerlerimizi, özellikle güzel Türkçemizi de bilinçsizce tüketiyor.
Ağızlarından hiç düşürmedikleri “argo ve küfürlü sözcüklerle” nereye gidiyor bu toplum, bu gençlik?
Özellikle çocuklar ve gençlerde hızla yaygınlaşan zarafet ve estetikten uzak, argo, kaba, küfürlü sözlerin yol açacağı büyük tehlike asla gözden kaçırılmamalı!
Son yıllarda filmlerde, dizilerde ve özellikle komedi programlarında küfürlü ve argo konuşmaların daha çok yer alması, bunun normal bir davranış gibi gösterilmesi de teşvik edici bir unsur olarak karşımızda durmakta.
Anne-babalar, yetişkinler, yazar ve çizerler, medya figürleri… çocuk ve gençlere daha olumlu mesajlar vererek rol model olmalı.
Biz; nezaketi, erdemi bir değer olarak benimsemediğimiz sürece küfürlü iletişimi engelleyemeyiz!
Yapılan araştırmalara göre küfür ve argo öğrencilerde sıklıkla büyüdüğünü kanıtlamak, yetişkin dünyasına girdiğini göstermek, bağımsızlığını vurgulamak amacıyla kullanılıyor.
Bu çirkin davranışların altında çoğunlukla dikkat çekmek, güç sahibi olmak, incinmiş duygularıyla baş etmek ve yenilgi durumunda yardım almak gibi duygular yatmaktadır.
Acaba öğrenciler küfür ve argonun utanç verici bir davranış olduğunun bilincinde değiller mi?
Sosyal medyada ilgi çeken bir habere göre bir öğretmenin yürek yakan sözleri şöyle: “Eğer çocuklar teneffüsteyse onların önünden hızlı adımlarla geçiyorum çünkü hayatımda işitmediğim küfürler ediliyor! Bütün bunlardan Milli Eğitim’in haberi yok mu, varsa neden önlem alınmıyor?”
Bir diğer öğretmenin serzenişi: Görev yaptığım lisedeki öğrenciler hep isyan hâlindeler.
Hükümete, ailelerine, hayata… Müstehcen ifadelerin ve küfürlerin bini bir para!”
Tablo çok vahim!
Millî Eğitim Bakanlığı, çok acil olarak bu sorunu tüm yönleriyle tartışmalı, çözüm ortaklarıyla çözüm aramalı!
Okul başarıları, üretkenlikleri, projeleri ile güzel ülkemizin aydınlık ufku olacak gençler, argo ve küfür girdabına boğulmasın!
Dil ve kültür duyarlılığına sahip herkesin bu yozlaşma karşısında bilinçli bir duruş sergilemesi gerekiyor.
Gençliğe ve geleceğe inanan, güzel Türkçemizi doğru ve etkili kullanan herkese selam olsun!
