adscode
adscode

Öğretmensiz okul anne babasız ev

Özellikle ortaokul ve lise seviyesinde öğrencisi olan anneler, bir de sınav yılıysa, adeta çocuklarının her dediğini kayıtsız şartsız yerine getiren birer hizmetçi oluveriyor.

nevzattarakci@gmail.com




Üzülerek belirteyim ki okulda görevini yapmayıp işini ailelere yükleyen öğretmenler, evde anne babalığı bırakıp çocuklarının hizmetçiliğini üstlenen aileler var.

Yani öğrenciler, okulda öğretmensiz, evde annesiz!

Peki, öğretmensiz, annesiz nasıl yürüyecek bu eğitim sistemi?

Oysa anne, baba ve öğretmen değil mi bu sistemin baş aktörleri.

Özellikle ortaokul ve lise seviyesinde öğrencisi olan anneler, bir de sınav yılıysa, adeta çocuklarının her dediğini kayıtsız şartsız yerine getiren birer hizmetçi oluveriyor.

Öğrenci; okulu, sınavı bahane ederek evin tek otoritesi haline geliyor.

Anne yoktur, baba yoktur artık evde, her şeyi yaptıran bir sınav çocuğu vardır ortada.

İşte evdeki ve okuldaki bu görev ve sorumluluk karmaşasıyla oluşan boşluktan faydalanan öğrenci artık evin “kral”ıdır.

Kim öğretmen, kim anne baba çok belli değildir ancak kral kim bellidir.

Bu küçük kralı eğitmek de kolay olmasa gerek!

Başarılı Eğitimci, Başarılı Anne Baba

Başarılı eğitimci, eğitim sorumluluğunu aileye yükleyip abartılı ev ödevleriyle öğretmenlik yapmaya çalışan değil, eğitimi ders saatleri içinde okulda tamamlayabilendir.

Duyarlı ve başarılı anne, baba da okulla iş birliği yapıp bu süreci en verimli şekilde yürüten, evde gerçek anne, gerçek baba olan, çocuğuna destek olan, ancak çocuğunun arkadaşı veya hizmetçisi rolünü oynamayandır.

Eğer, eğitim sistemimizin baş aktörleri eğitimci ve veliler rol karmaşası yaşar ve başkalarının rolünü çalarsa günümüzde yaşadığımız telafisi imkânsız sorunlar katmerleşir.

Ev Ev Gibi Olmalı Okul da Okul Gibi

Düşünsenize, sınıfta görevini hakkıyla yapıp eğitim- öğretim görevini okulda tamamlamak varken evi okula çevirme çabasıyla anne babaya öğretmenlik görevini yükleyen bir eğitimciyi?

Ev, ev olmalı; okul da okul olmalı. Anne, anne olmalı; baba, baba olmalı. Anne, baba evde öğretmen olmamalı. Özellikle anne, anneliği bırakıp çocuklarının hizmetçisi olmamalı. (Anne için ana sınıfı ve ilkokulun ilk dönemi konunun istisnasıdır)   

 

Çocuk Hayatın Zorluklarını Yaşayarak Öğrenmeli

Çocuk, hayatı zorluklarıyla yaşayarak öğrenmeli. Okulda öğrenmeli zorlukları aşmanın yollarını.

Benim çocuğum hiçbir zorlukla karşılaşmasın, derseniz, hep söylediğimiz “Hiç üşümemiş, hiç üzülmemiş, hiş acıkmamış, hiç harçlıksız kalmamış bir nesil yetiştirirsiniz.” Bu tür çocuklar sınavda soruların tamamını çözebilir ama hayatı asla çözemezler!

 

Anne Babanın Okula Desteği Çok Değerli

Çocuğun eğitiminde etkisi bulunan en önemli informel oluşum elbette ailedir!

Çocukların ilk eğitimcileri olan anne babalar, çocuklarının eğitimine katkıda bulunmak üzere, sistematik ve kurumsal eğitim veren okul ile evdeki eğitimi bütünleştiren bir yaklaşım sergilemelidir.

Ancak ailenin eğitim sürecine katkısı, çocuğa özgürlük alanı bırakmayan, aşırı koruyuculuğu sevgi sanan bir anlayış şeklinde olmamalı.

Anne baba layıkıyla görevini yapan öğretmene güvenmeli, öğretmenle ortak çalışmalı

Hatta bu iş birliğinde öğretmenlerin aktif olarak ailelerle iletişim kurması yerine, ailelerin öğretmenlerle iletişim kurmada aktif rol alması ezber bozan bir davranış olur.

Ya duyarlı öğretmenler ya işini en doğru şekilde yapan eğitimciler, değerli anne babalar, onların işi daha mı kolay sanki?

Onlar da ezber ve dayatmacı eğitimin sıkıntısıyla ciğergâh olurlar.

Katmer Katmer Sorunlarla Boğuşmak

Günümüz öğretmeni ya bu katmer katmer sorunlarda boğulur, susar, küser gider ya da her şeye rağmen peteğini balla doldurmanın, bir gününe bin gülüş sığdırmanın çabasıyla koşturur durur.

Duyarlı ve donanımlı eğitimci bu koşuşturmanın, bu yoğun çabanın karşılığını alır mı, alabilir mi, orası meçhul!

“Gayret ve çabamın karşılığını alamıyorum ama vicdanım rahat!” demek yeter mi, orası da bir muamma!

 


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)