adscode
adscode

BİREYSEL FARKLIKLIKLARA ÖNEM VEREN BİR EĞİTİM SİSTEMİ, FARKINI DA ORTAYA KOYAR

Her birimiz farklı yetenek ve karakterlere sahip bireyleriz. Ve hepimiz okullarda ortak derslerde eğitimimizi aldık. Ancak, ne derece kazanım elde edebildik, hangi yeteneğimizi daha çok geliştirebildik, işte o tarafı sorgulanması gerekiyor.

ozkangogercin@outlook.com




Geçmişte Sovyet Psikolog Vygotski “Yakınsal Gelişim Alanı” teorisiyle, eğitimde yeni bir soluk getirmeye çalışmıştır. Onun teorisine göre, insanların kendisi ve başkalarının desteği ile geliştirdiği iki yetenek seviyesi vardır. Burada önemli olan, insanların destek ile geliştirdikleri yetenekleri, zamanla içselleştirmeleri  ve başkasının desteği olmadan da kullanabilmeleridir. Mesela, bir öğrenci matematik ile ilgili bir problemi bir yere kadar çözebilir. Ancak, daha fazlasını çözebilmek adına mutlaka öğretmeninden destek alması gerekmektedir. Gerekli desteği alan öğrenci, zamanla o problemi kendi çözebilecek düzeye gelecektir.

Bu teoriden yola çıkacak olursak, eğitim sistemimize baktığımız zaman, 40 dakikalık ve yoğun ders programında bire-bir destek verebilmek kolay değil. Ayrıca, çoğu derste öğrenci katılımından ziyade, tek taraflı dinleme olarak da geçebiliyor. Dışardan baktığınız zaman, dersler ve sınavlar zamanında yapılıyor, sezon sonuna da yetiştiriliyor gözüküyor. Ancak, yıl sonu öğrencinin sadece notlarına bakarak, gerçek bir kazanım elde ettiğini düşünmek, bu yoğun sistemi koşulsuz kabul etmek anlamına gelmiyor mu? 

Bu yüzden Vygotski, eğitim sisteminin sadece kendi ihtiyaç ve potansiyellerine uygun insan profili yetiştirmesine karşı çıktıkları için bu ekolü savundu. Ona göre, önemli olan sistemin gereklerini yere getirip, potansiyelini arttırmaktan ziyade, bireysel potansiyelleri ön plana çıkarıp, onların gelişmesini sağlamaktı. Ancak günümüz eğitim sistemimize baktığımız zaman, ne yazık ki bu düşüncenin uygulanabilirliğini tam anlamıyla göremiyoruz. Yoğun ders programında, bir şekilde çark dönsün diye ilerlemek yerine, aslında yerinde saydığımızın farkında mıyız?

Öğrencilerin bireysel gelişimini arka plana atan bir sistemi, sağlıklı bir eğitim sistemi olarak nitelendirebilir miyiz? Elbette Hayır. Bugün göz ardı ettiğimiz birçok öğrenci, ne yazık ki kaybettiğimiz yarınlarımız olacaktır. Mesela, Üniversiteye girse, fazlasını verebilecek binlerce öğrenci, sırf kendisine dayatılan ders ve sınav sistemi yüzünden açıkta kalıyorsa, ülkemiz geleceği adına önemli bir kayıp değil midir?

Sonuç olarak, bireysel yetenekleri ön plana çıkaran ve ortak bir paydada buluşturan bir eğitim sistemi, sağlam bir geleceğin de temelini oluşturacaktır. Araştıran, sorgulayan aktif bir nesil,  kesin ve kalıcı çözümlerin de üreticisi olacaktır. Burada önemli olan, basmakalıplıktan kurtulup, günümüz ve gelecek ihtiyaçlarımıza cevap verecek bir eğitim sistem ortaya koyabilmektir. Ve bu sisteminde en önemli parçasının insan olduğu da unutulmamalıdır. O yüzden zaman kaybetmeden, eğitim sistemimizin revizyondan geçmesi adına ciddi adımlar atılmalıdır.

Her zaman dediğim gibi;

Eğitim herkesin üzerine düşünmesi ile değil, üzerine düşeni yapmasıyla hak ettiği yere gelecektir.


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

Etiketler :
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)