Öncelikle sonucu ne olacaksa olsun, bu yolda emek veren yüzbinlerce adayı can-ı gönülden tebrik ediyorum. İnşallah, her biriniz gönlünüzdeki bölümü kazanırsınız, çünkü gösterdiğiniz özveri ve emek ile sonuna kadar hak ediyorsunuz.
Tercih sürecine baktığımız zaman genel bir değerlendirme yapacak olursak,
*Sistemin değişmesi ve puan türlerinin teke düşmesi sebebiyle, adaylar başarı sıraları konusunda tereddüt yaşadılar. Birçok aday, katsayı ve dönüştürmeler arasında gitti ve geldi. Yine de, en makul ve en mantıklı bir tercih yapmaya tüm adaylar büyük çaba gösterdi. Ancak, önümüzdeki ek yerleştirme ve seneye (yine son dakika değişikliği olmazsa) adaylar daha rahat tercih yapabilecekler. Çünkü, yeni puan türlerinin başarı sıraları oluşacağı için, geriye dönük bakmak durumunda kalmayacaklar.
*ÖSYM’nin tıp, mühendislik, hukuk, mimarlık ve öğretmenlik gibi bölümlerin başarı barajını aşağı çekmesi adayları mutlu ederken; seneye düşme veya yükselme yaşanır mı, bunu hep beraber göreceğiz. Ancak, burada bu adayları kabul eden üniversitelerin YÖK ve ÖSYM’ye geri bildirimleri de büyük önem taşıyacak.
*Öğrencilere tercih sürecinde, daha geniş bir başarı sırası aralığında tercih yapmaları tavsiye edildi. Kendi sıralarında ne kadar yüksekte yazıyorlarsa, daha çok aşağı inmesinin olumlu olacağı yönde ben de görüşlerimi bildirdim. Puan türlerindeki, öğrenci havuzunun genişlemesi üzerine, sürprizler yaşanacağı yönde ihtimaller de ortaya atıldı. Ancak, benim düşüncem, rağbet gören ve üst sıralarda olan mesleklerde, önceki yıllara benzer başarı sırası olacaktır. Aşağıya doğru bu makas iyice açılacak, ve muhtemel sürprizler orada yaşanabilecektir. Yine de adaylar, üst sıralara kendinden yüksek ama gönlündeki üniversiteleri ve aşağıya alternatif bölümleri de yazarak yanlış yapmadılar. Hem her ihtimale karşı hazırlıklı oldular, hem de kazanma şansını da arttırdılar.
*Adayların bu sürede yaşadığı sıkıntılardan birisi de, üniversite mi, bölüm mü ikilemi oldu. Bazı adaylar, yeter ki üniversite olsun, alternatif hatta düşünmediğim bölümü bile okur, kendimi geliştiririm mantığı ile hareket ettiler. Kimi adaylar ise, üniversite farketmez, yeter ki istediğim bölüm olsun düşüncesiyle tercihlerini yaptılar. Her iki düşünceye de saygı duymak gerekir. Çünkü, burada tercih edenler de onlar, okuyacak olanlar da. Ancak, hangi seçeneği seçerlerse seçsinler, mutlu olacağını düşünen adaylar, muhtemelen de düşüncelerine yanılmayacaktır. Belirsizlik, kararsızlık ve bu ikilem içinde karmaşık tercih yapan adayları maalesef kötü bir tablo da bekliyor olabilir. Artık, bu noktadan sonra sonuç ne gelirse gelsin, durum ve şartlara göre hareket etmeleri gerekmektedir. Çünkü, artık birey olarak seçme noktasına geldiler ve neyi seçerlerse de onu yaşamaya da hazır olmalıdırlar.
*Ek yerleştirme tercih süreci, Eylül-Ekim aylarında yapılacak. Bu yerleştirmede, açık bırakan bölümler ve ilk döneme yetişemeyen yeni açılan bölümler yer alacaktır. O yüzden, ilk yerleştirmede kazanamayanlar için, tekrar yerleşme şansı olacak. Ancak burada dikkat etmeniz gereken önemli bir şart var. Şayet ÖSYM’den yine son dakika bir değişikliği gelmezse, kendi başarı sıranıza ya da puanınıza eşit ve altındaki bölümleri tercih edebileceksiniz. 4 yıllık bölümler için genel şart bu ama 2 yıllıklar için bu şart geçerli olmayabilir. Zaten, tercih dönemi geldiği zaman yeterli açıklamalar ÖSYM tarafında yapılacaktır.
Yerleştirme sonuçlarının tüm adayların yüzünü güldürmesi dileğiyle…