Geleceği için ciddi bir aşamada olan adayların üniversite sonuçları 1 ayda açıklanmasına rağmen, tercih gönderimi için ise en fazla 1 hafta süre verildi. Günümüz teknolojisinde sonuçlar daha önce açıklanıp, öğrencilere daha geniş zaman verilemez miydi, diye sormadan geçemiyor insan. Ancak, sonuçlar için 1 ay bekleniyorsa, bu sorunun cevabı için belki de aylarca bekletirler (!)
O yüzden bu konu ile ilgili yorumu sizlere bırakarak, tercih sürecine geçiyorum.
Öncelikle, madem önümüzde süre oldukça sınırlı, çok ama çok dikkatli hareket etmek gerekiyor. Kılavuzu incelerken, tüm bilgileri dikkatlice hatta defalarca okumak gerekiyor. Hatta tercih ederken, kodu doğru mu yazdınız, en az 2-3 kere kontrol etmeniz gerekiyor. Çünkü, işin ucunda geleceğiniz var ise, ciddiye almanız gerekiyor. Hele ki, ÖSYM, tercih süreci bittikten sonra, en ufak bir değişikliğe izin vermiyor, tüm sorumluluğu da size yüklüyorsa, daha da ciddiye almanız gerekiyor.
Ciddiye almak derken, aslında burada değineceğim bir nokta daha var. Bazı adaylardan şu şekilde mesajlar alıyorum.
“Başarı sıram şu kadar, puanım şu kadar, nereleri yazabilirim?”
Geleceği ile önemli bir karar aşamasında olan bir aday, eğer ki hala karar verememişse, nasıl doğru bir tercih yapacak? Yoksa, yanlış yönlendirmelerin kurbanı mı olacak?
İşte doğru tercih noktasında aslında, işin en temel noktası sizin karar mekanizmasında geçiyor.
“Ben neyi okumak istiyorum? Hangi meslek beni daha mutlu edecek?”
Bu konuda net bir karar verebilirseniz, emin olun diğer işlemler ve prosedürler sizin için bu kadar zor gelmeyecektir.
Tercihlerle ilgili diğer önemli hususlara da madde madde değinecek olursak;
*24 tane tercih hakkınız bulunduğunu biliyorsunuz. O yüzden, ilk sıralara başarı sıranızdan yüksek olan yerleri yazmanız da sakınca yok, hatta fayda bile var. Kazanamam gözü ile baktığınız bir yere, bakarsınız en son kimse yazmaz, siz yerleşirsiniz.
*Tercihleri sıralarken, aynı puan türünden yapacaksınız diye bir şart yok. Diğer puan türlerinde başarı sıranız yeterliyse, onları da sıralamaya ekleyebilirsiniz. Farklı puan türlerinden tercih yapmanız, tercihlerinizi sıkıntıya sokmaz. Sonuç olarak, hangi bölüme öncelikli başarı sıranız yetiyorsa, ona yerleşirsiniz.
*Ölü tercih denilen olayın özünü de belirtmekte fayda var. Adaylar başarı sırası yeterli olduğu takdirde, “ya ölü tercih yaparsam, açıkta kalırsam” korkusu yaşıyorlar.
Diyelim ki, siz tercihlerinizi sıraladınız.
6. Tercihinizde olan bölümün başarı sırası diyelim ki, 25000,
7.tercihinizde olan bölümün başarı sırası diyelim ki 16000
Sistem burada doğal olarak, sizi başarı sıranız yeterli olduğu takdirde, sizi 6. Tercihinize yerleştirecek, diğer tercihlerinizi dikkate almayacaktır. İşte bu tercihler bu yüzden ölü tercih olacaktır.
*Almış olduğunuz başarı sırasında unutmayın ki, diğer puan türlerine ait adaylarda bulunacaktır.
Siz sayısalcısınız ve başarı sıranız 20bin civarlarında olsun,
Bu sıralamanın içinde doğal olarak Eşit Ağırlıkçılar, Dilciler, hatta sözelciler bile olabilir.
ÖSYM, ilgili testlerden en az birinden 0,5 net yapanın puanını hesaplıyor.
Böylece her adayın en az 3 puan türünden puanı ve başarı sırası oluşuyor.
İşin özetine gelince, başarı sıranız 20binlerde gözükse de, belki de ham olarak daha yukarıda da olabilirsiniz.
*İşte bu noktada, tercih makasını geniş tutmanızda fayda var. Yani, kendi başarı sıranızdan hem yukarda, hem denk, hem de olabildikçe aşağısını yazmak.
Ben her zaman tercihlerde şunu dile getiririm,
“Başarı sırasının inebildikçe aşağı inebilen, yerleşmeyi %99 garantiler.”
Ancak, tercihlerde maksat sadece yerleşmek olmamalı, sizi mutlu eden meslekler olmalı.
*Tercihlerde (-----) bu işaretli bölümler, yeni açılmış bölümler demektir. Ve puanı ilk kez oluşacağı için, o bölümü düşünen adaylar, bence mutlaka denemelidir. Bununla birlikte boş sütun olan bölümler ise, geçen sene bölüm dolmadığı için puanı olmayanlardır. Bu bölümleri de adaylar tercihlerinde istediği sıraya koyabilirler. Ancak, bu bölümler tercih edilmiyorsa, geleceği konusunda tereddütleri olabilir. Mutlaka istiyorsanız ve mutlu olacaksınız tercih etmelisiniz.
*Tercihlerinizde, başarı sıranız orta düzeyde ise, istediğiniz bölümlerin, 2.öğretimlerini de mutlaka yazmanızı tavsiye ederim. 2. Öğretimler, hem akşam eğitim olması, hem de maddiyat sebebi ile, gündüz öğretimler gibi ilk planda olmuyor. Halbuki, yine aynı öğretmenler giriyor, aynı müfredat işleniyor. O yüzden, bu bölümleri de asla kenara koymayın.
*Kılavuzu incelerken, bölümlerin özel koşul ve açıklamalarını mutlaka okumanız ve dikkate almanız gerekiyor. Bu şartlara dikkat etmeden tercih yaparsanız, o bölümü kazansanız dahi, kayıt yaptıramazsınız. Bu konuyu mutlaka es geçmeyin.
Tercihlerle ilgili tüm bu maddelerden sonra özetleyecek olursak;
-Mutlaka okumak isteyeceğiniz, sizi mutlu edecek bölümü tercih edin. Tercih yaparken, kazanamam diye başarı sıranızdan yukarıda olan yerleri yazmaktan korkmayın. Ama burada da, makul şekilde yukarıdan yazın, çok da yüksekten uçmayın. Ve inebildikçe aşağı inin, kendinizi garantiye alın. Ancak, tüm bunları kendi özgür iradeniz ve karar mekanizmanız ile yapın. Görüştüğünüz birçok rehberlik kurumu, bazı üniversitelerden finansman sağladığı için, doğal olarak o üniversitelere yönlendirme yapabilir. O yüzden, bu yönlendirmenin etkisinde kalmayın, sizi mutlu edecekse o üniversiteleri tercih edin, başkalarını mutlu etmek için değil.
Unutmayın;
Bu gelecek sizin geleceğiniz…
Seçeceğiniz meslek, belki de ömür boyu yapacak mesleğiniz…
Tüm adaylara tercih sürecinde kolaylıklar ve başarılar diliyorum…
