Oyun çocukların en sevdiği şeylerden biridir.. En harikulade tarafı, eğlenceli olmasıdır. Aslına bakılırsa ‘ciddi bir iştir’. Evet, kesinlikle öyledir. Çocuklar oyun sayesinde bedensel kontrol ve koordinasyon becerilerini geliştirir, risk almanın nasıl bir şey olduğunu öğrenirler. Takım ruhunu, yardımlaşmayı, dayanışmayı, problem çözmeyi, kurallara uymayı kısacası hayatı öğrenirler...
Tabii ki çocukların dışarıda oynama fırsatları ellerinden alınmadığı, yeşilliklerden uzaklaşıp bir tür sanal dünyaya çekilmediği sürece..
Teknoloji devriminin birçok çocuk açısından birçok olumsuz etkileri olmuştur. Dışardaki oyunların ( koşma, tırmanma, paylaşma vs. ) yerini hareketsiz ve ekran odaklı bir hayat tarzı almaya başlamıştır. Bu elbette istenmeyen bir durumdur. Televizyon ve bilgisayar oyunlarının da iyi yönleri olmasına rağmen bunların hiçbiri gerçek hayatın yerini alamaz.
Çocukların oyun alışkanlıklarındaki değişimin çağdaş kültürün iki yan etkisi sebep olmuştur. Bunlardan ilki, olumlu ve olumsuz yönleri tartışılan teknolojik seçeneklerin açık havada oynanan oyunlara karşı konulamaz bir alternatif sunmuş olmasıdır. İkincisi ise, anne babaların endişelerindeki aşırı artışın, çocukların dışarıda oynama özgürlüklerini kısıtlamasına sebep olmasıdır. Yollardaki aşırı artan trafik, oyun alanlarının kısıtlı olması, dış mekanların güvensiz hale gelmesi, çalışan ebeveyn sayısının artması bu endişeleri haklı çıkarmaktadır.
Bedenin ve zihnin sağlıklı gelişmesi, harekete ve tecrübeye bağlıdır. En başta bebekler etraflarındaki dünyayı dokunma ve hareket yoluyla öğrenirler. Bedensel kontrol ve koordinasyonlarını geliştirmek için kaslarını çalıştırmaya ihtiyaçları vardır. Ayaklanıp hareket edecek kadar büyüdüklerinde yürümek, koşmak ve tırmanmak isterler. Fakat günümüzde ebeveynler en güvenli şeyin çocukları durdurmak olduğunu düşünüyorlar. Birçok modern evde ebeveynler temizlik veya kazaları önleme konusunu takıntı haline getirmişlerdir. Trafikte yaşanan aşırı artış, sokakta ya da yolda oynamak küçük çocuklar için tehlike oluşturmaktadır. Oyunla sınırlı bölgeler örneğin parklar, oyun salonları çocuklar için alternatif oluşturmaktadır, bu kez de anne babaların zamanının olmaması nedeniyle aktif oyun ihtiyaçlarını tatmin edemezler.
Ebeveyn endişesini etkisiz hale getirirken çocukları da koltuktan kaldırmanın yolları vardır elbet.. Çocuklara hareketli aktiviteler öğretirken onlara eşlik edilebilir. Bunun zorlama veya yorucu olması gerekmez. Örneğin, arabayla gitmektense yol boyunca yürümek, fiziksel egzersiz, sohbet etme imkanı , deneyim kazandırma yoluyla ona yol güvenliği becerilerini kazandırabiliriz. Birlikte paylaşılan zaman ebeveynin endişesinin azalmasına yardımcı olur. Güvenlik kurallarını tekrar tekrar göstermiş olmak, çocukların da becerikli ve kendine güvenen biri olmasını sağlar. Çocuklar anne babanın ilgisinin ve kendine ayrılan zamanın keyfini çıkarır ve kendi kendilerine oynarken kullanacakları becerileri kazanmış olurlar.
Yüzme, top oyunları, bisiklet, ata binme, tırmanma, yürüyüş gibi aile aktiviteleri herkesi formda ve sağlıklı tutmaya yardımcı olur. Oyun sahasında takım oyunlarında dayanışma, kurallara uyma ve özdenetim konularında birçok şey öğrenir.
Oyun ve egzersiz konularındaki kilit nokta da, çocuklar okul çağına geldiklerinde, çocukluktan ergenliğe geçtikleri zaman zinde, kendine güvenen, sosyal olarak başarılı ve bağımsız bireyler olabilmeleri için aşırı endişe odaklı denetimimizi serbest bırakmaya başlamak zorunda olmamızdır. ☺ Çocuklara koşma, oynama, hareket etme ve kendi alanlarında özgürce büyüme, adım adım azalan yetişkin denetimiyle kendi kararlarını vermeyi öğrenme imkanı sağlamalıyız.