Üniversite başvurularında son gün. Başvurmalı mıyız yoksa bu defteri bir daha açılmamak üzere kapatmalı mıyız? Yükseköğretim şart mı yoksa ayak bağı mı? Doğru olan ne?
Yakın bir zamana kadar üniversite diploması olmazsa olmazların başında geliyordu.
Şu an için aynı şeyi söylemek mümkün değil.
Dün, bir arkadaşımız site girişine danışma için eleman aldıklarını bunlardan birisinin de elektrik-elektronik mühendisi olduğunu söyleyince içim cız etti.
Asgari ücret alacakmış.
Bırakın üzülmeyi, iş bulduğu için mutlu olduğunu söyledi…
Daha önce bir başka yönetici de “Danışma” için özellikle iletişim fakültesi mezunlarını tercih ettiklerini altını çizerek vurgulamıştı.
Peki onlar onca çileyi bunun için mi çekiyorlar?
Onca zamanı, onca parayı bunun için mi harcıyorlar?
Eğitim sistemimizin geldiği nokta maalesef bu.
Plansız, programsız büyümeden hepimiz sorumluyuz ama en çok da YÖK, ÖSYM ve üniversiteler sorumlu.
Doğu olanı onlar bulmalı, anlatmalı, çuvaldızının en büyüğünü kendilerine batırmalı, popülist isteklere dur demeli, gençlerin ve ülkemizin geleceğini görevleri gereği en çok da onlar düşünmeliydi.
Yanlışa dur demeleri, kontenjan artışlarına, kalite erezyonuna, istihdam fazlasına herkes su taşırken onlar isyan etmeliydi.
Gençlerimizi eğitimden soğutmak, okumuşların saygınlığını azaltmak, mesleklerin itibarını yerle bir etmek bir ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüktür.
Ne olur artık bundan vazgeçelim…
Yükseköğretim elbette çok önemli ama karşlığını alabiliyorsanız önemli.
Yoksa okuduğunuza bin pişman olursunuz ki, bunu fark ettiğinizde de iş işten çoktan geçmiş olur…
Bugünkü yanlış eğitim sistemi doğan her çoğunluğu üniversite önünü yığıyor, farklı bir seçenek sunmuyor.
Ne olur artık bu yanlıştan vazgeçelim. Çocuklarımıza farklı seçenekler sunalım.
Dünyanın hiçbir yerinde böylesine bir dayatma söz konusu değil…
Kabahatli arama yerine çözüm aramak en doğru olanı ve bunu şimdi değilse ne zaman yapacağız?..
