Sınavlara hazırlanan adayların kaygısı hep aynı, “belirsizlik ortamı ve geleceği planlayamama kaygısı”. Kariyer sınavlarına ilk kez hazırlananlar bahar yorgunluğuna kapılmak üzere; geçen yıldan puanı alıp kurum sınavı bekleyenler umutsuzluğa kapılmak üzere. İkisi de çok tehlikeli. Çünkü hangi sendroma kapılırsanız kapılın, çıkamama riski çok büyük ve sonu emeklerin boşa gitmesi.
Geçen yıldan sınava hazırlanan adaylar, ciddi bir alım gerçekleşmeden dönemi bitirecekleri ve puanlarının işe yaramayacağı endişesi içindeyken; yeni hazırlananlar ise onların haline bakıp düşecekleri durumu önceden görmüş gibi oluyorlar. Böylelikle umutsuzluk birbirini hiç olmadığı kadar besliyor ve kısır bir döngü başlıyor. Öncelikle kariyer sınavlarına hazırlanan adayların kabullenmesi gereken bazı unsurlar var.
Birincisi bu yola giren adayların sınav kazanma süresinin kişisel ders çalışma performansına ve geçmiş birikimine bağlı olarak birkaç aydan birkaç yıla kadar sürebileceği. Bu konuda KPSS sınavı istemeyen kurumlardan birkaç örnek verilebilir. Örneklerden biri kişisel hikayem. 2002 KPSS puanında kaymakamlık puan türünde (KPSS 37, o yıllarda bu puan türü ile alım yapılıyordu) sıralamada oldukça gerilerdeydim (beş binler civarı). Yaklaşık 40 gün, adanmış bir biçimde günde sekiz-dokuz saat kadar ders çalıştığımda, hem mülakata girmeye hak kazanmış hem de yazılı sınavda ilk elliye girmiştim. Bir diğer başarı hikayesi ise yeni bir örnek olarak Sayıştay Denetçiliği 2018 sınavından. Bizim yayınlarımızdan ve yönlendirmemizle çalışan bir aday, hazırlanmaya karar vermesinin üzerinden daha altı ay geçmeden eleme sınavında (test sınavı) 108. olmuş; bu sınavdan birkaç ay sonra yapılan yazılı sınavda ise Türkiye birincisi olmuştur. Bu durum birkaç ayda eksiklerin kapanmasının güzel bir örneği olabileceği gibi, disiplinli ve adanmış bir biçimde çalışmanın sonucunun Türkiye birinciliğiyle bile taçlanabileceğinin bir kanıtıdır. Zaten eksiklerini kapatmamış ve yeterince hazır olmayan bir aday için açılmış olan bir sınavın anlamı yoktur. Eksikleri kapatmanın en kolay yolu ise, motive bir biçimde kazanacağına inanarak çalışmaktır.
İkincisi, kariyer meslek sınavı alımları, yani A grubu alımları aslında her zaman belli bir düzeyde olmuştur. Bu meslekler alımı sürekli olan, ancak her yıl belli düzeyde alımın gerçekleştiği mesleklerdir. Örneğin kaymakamlık sınavında tek bir alımda bin kişinin alınması mümkün değil. Sonuçta alınacak kaymakam sayısı ülkedeki ilçe sayısı ile orantılıdır. Ama hemen her yıl yüz civarı alım olmaktadır. Bu şekilde sayıştay denetçiliği, idari yargı hakimliği gibi mesleklerin alımları toplandığında ciddi bir rakama ulaşılır. Geçmişte, şimdiki adıyla Hazine ve Maliye Bakanlığı, gelir uzmanlığı ve vergi müfettişliği gibi kadrolara yüksek sayıda alımlar yaptı. Yine böyle yüksek sayıda alımlar gelecek mi onu hep beraber göreceğiz. Ama devletin farklı kurumlarında çok sayıda uzmanlık, müfettişlik kadroları söz konusu. Her biri belli düzeyde sınav açtığında toplamı ciddi bir rakama ulaşmakta. Dolayısıyla bu süreçte yapılacak en iyi şey, bardağın dolu tarafına odaklanmaktır.