adscode
adscode

Başarı ve sonuç odaklı insanlara dair: Hayatı biraz akışına mı bıraksak?

Yaşadığımız her başarısızlıkta kendi üzüntümüz yetmezmiş gibi bir de insanların bizim hakkımızda ne düşündüğü ile ilgilenip bir kat daha üzülürüz.

cemozel2021@gmail.com




Veriye dayalı olmadığında bir şeyler üzerinde ahkam kesmek istemem; ama çevremdeki pek çok kişi bu tür sorunları yaşadığı için deneyimlerimden beslenerek birkaç şey yazmak isterim. Başarı ve sonuç odaklı insanların yaşadığı bir sıkıntı var. Sürekli olarak, başarmak istedikleri şeyler üzerinde kafa yoruyorlar. 24 saat bu şekildeler. Onlar için varsa yoksa başarı. Başka hiçbir şey düşünmüyorlar. Sanki başardıkları şeyle yetineceklermiş gibi hissediyorlar. Onlardaki bu hırs olduğu sürece ömürlerinin sonuna kadar mutsuz olacaklar. Ne aldıkları ev, ne bindikleri araba, ne sevdikleri eş, ne sahip oldukları çocuk, ne makam, ne mevki...

Bütün bunların bir adım ötesindeki hâl, onlar için ulaşılması her daim arzulanacak şeyler olacaktır. Ah bu güzel insanlar, biraz dinlenip, motorunu soğutup, az biraz kendilerine yarayacak kitaplar okusalar. Mesela hırslarının yerine azimlerini ön plana koysalar, hayat daha bir çekilir olur onlar için. Yoksa hayatlarının sonuna geldiklerinde, cesaretleri olur da geriye dönüp bakarlarsa boş bir seda kaldığını görecekler hoş bir seda yerine.


O kadar serzenişte bulundun, peki bunun ilacı nedir, diyeceksiniz.

O halde deneyimlerimden beslenip birkaç şey paylaşmak isterim.

Aslında her insan gibi ben de başarılı olmak, yükselmek isterim. Bu belki de doğamızda vardır; ama mümkün olduğunca kasmadan ve hırslarımızdan arınarak bu işi çözebiliriz.

Çabasız olmaz. Tabii ki çaba harcayacağız. Hatta üstüne, isteğe bağlı olarak dua da edebilirsiniz; ama inandığınız şeyi de boğmadan yapın. Yaptıktan sonra tevekkül etmek, zihninizi de bulandırmaz. Bırakın bir şeyler demini alsın. Geleceğinizi planlamak çok iyi bir fikirdir; ama sonuç almayı hemen ertesi günden beklemeyin. Az biraz sabır.  Sizden tecrübeli insanlara kulak verin. Onların yaşanmışlıkları çok değerlidir. Eğer sizinle bir şeyler paylaşma erdemi gösteriyorlarsa can kulağıyla dinleyin. Bir yöneticim, vakti zamanında bana hayat tecrübelerini anlatırken şöyle bir söz etmişti. "Sen iyi ol. Eğer seni buraya gömseler, emin ol, gelir bulur çıkartırlar.”

Aynı kulvarda koşan insanların ne yaptıklarına bu kadar çok takılmayın. Siz sadece kendi yaptığınıza odaklanın. Delilerle neden kavga edilmez bilir misiniz, odağı sadece karşısındakini dövmektir de ondan. O an başka hiçbir şey düşünmez; ama karşısındaki, o deliyi dövmeyi düşünmenin yanı sıra şunları da düşünür: Acaba yenilecek miyim? Dayak yersem başkaları da görür mü? Görürse bana ne derler? Daha neler neler...

Yaşadığımız her başarısızlıkta kendi üzüntümüz yetmezmiş gibi bir de insanların bizim hakkımızda ne düşündüğü ile ilgilenip bir kat daha üzülürüz.  Orhan Kemal bu durumu bencillik olarak nitelendiriyor. Örneğin vapura bineceksiniz. Zar zor yetiştiniz. Bindiniz, ikinci kata çıktınız. Bir yer hariç, her yer dolmuş. Siz oraya gidene kadar sanıyorsunuz ki herkes size bakıyor, herkes sizinle ilgileniyor, ne giymiş, nasıl yürüyor diye sizinle ilgileniyor. Halbuki o esnada herkesin kafası düşüncelerle dolu. Kimisi ev sahibini düşünüyor, kimi birazdan gireceği sınavı, kimisi de sevgilisini. Kimsenin sizinle ilgilendiği yok; ama öyleymiş gibi hissediyoruz. Bu örneği hayatın her anına uydurabiliriz. Özellikle başarısızlığa tahammül edemeyen insanlarda çok görürüz. Sanki herkes onların başarısızlığıyla ilgileniyormuş sanırlar.

Yapmayın etmeyin, hepiniz bu dünyaya birinci olarak geldiniz. Hayat bu kadar zorlamaya gelmez. İyisi mi sizi hayatı biraz akışına bırakın.


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)