Hayatımıza ne zaman yeni ve devrim niteliği taşıyan teknolojiler girse, orman tanrısı Pan aniden karşımıza çıkar ve bizi “pan”iğe sürükler. Aklımıza ilk gelen travma, matbaa ile gelendi. Hattatların korkulu rüyasıydı.
Sonra yakın tarihimizde günah keçisi olarak internet seçildi. İnternet hayatımıza girdikten sonra birçok sektör bundan olumsuz etkilenecekti. Örneğin kütüphanelere gerek kalmayacaktı. Her şeyi internetten bulup okuyacaktık. Google’da her şeyi bulacaktık. Sonra anlaşıldı ki akademik yayınlara erişmek için üyelik gerekiyordu. Her kaynağa Google üzerinden erişemiyorduk. Bu kaynaklara ancak kütüphaneler sayesinde erişebilecektik. Sanılanın aksine internet, kütüphanelerin gücüne güç kattı. Görünürlüğünü daha da arttırdı. Üretilen bilginin düzenlenmesi, depolanması ve eriştirilmesi işlevinden tutun da birçok hizmeti hayata geçirmesiyle kütüphaneler adeta ikinci baharını yaşadılar ve yaşamaya da devam ediyorlar.
Günümüzün korkulan rüyası ise yapay zekâ oldu. Şimdi de ondan korkar olduk. Ya işimizi elimizden alırsa. Şimdi artık çember genişledi. Bu korku çemberine o bilindik meşhur meslekler de giriyor. Doktorlar, avukatlar artık mesleklerinin tehlikede olduğunu söylüyorlar.
Teknolojinin amacı insanın işini değil iş yükünü elinden almak olmalıdır. Yeni teknolojiler, insanın, sanatta, edebiyatta ve kültür gibi aktivitelerde daha çok zaman harcamasını sağlamalıdır. Teknoloji hayatımıza girdikçe zor olan çalışma koşulları daha bir insanileştirilmiş ve eskiden günlük on iki saatlik mesai dilimleri bugün sekiz buçuklara düşmüştür. Teknolojinin bu kadar tavan yaptığı bir çevrede belki sekiz buçuk saat çalışmak da fazla gelecek ve bu konuyla ilgili düzenlemeler gelecektir. İşe sekiz buçukta başlarken, mesaimiz belki de on beşte bitecektir. Ya da bazı batı ülkeleri gibi artık haftalık çalışma günleri beşten dörde düşecektir. Zülfü Livaneli'nin yaşamda sadelik ve düşüncede ihtişam sözü, sanata, edebiyata ve kültüre yatırım yapmakla gelişir. Adı, “korku imparatorluğu” olarak lanse edilen yeni teknolojiler, işte biz insanlara bunu sağlamalı. Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi adlı piramidin en üst katmanında yer alan kendini gerçekleştirmeyi de sağlamak için teknolojiyi kendi emellerimiz doğrultusunda kullanmalıyız.