Her sene yaz tatili ile birlikte maalesef yurdun dört bir tarafından gelen boğulma haberleri ile kahroluyoruz.
Havaların ısınması ile birlikte bunaltıcı sıcaklarda serinlemek ve eğlenmek amacıyla birçoğumuz havuzlara, göllere ve denizlere girerek yazın tadını çıkarıyoruz. Ancak herkesin her zaman böyle güvenli yüzme alanlarında bu zevki tatması pek mümkün olamıyor. İşte o zaman da maalesef güvenli olmayan akarsu, dere ve sulama kanalları özellikle çocuklar tarafından tercih ediliyor.
Üstelik tüm uyarılara ve engellere rağmen çocuklarımız ve gençlerimiz aldırış etmeden güvenli olmayan su kaynaklarını tercih ediyor. Her sene yaz aylarında bu konuyu kaleme alıp çeşitli öneriler sunuyorum. Bu kez de bu olumsuz vakaları mutlak engelleyemezse de minimum seviyeye düşürecek hatta belki de sıfırlayacak iki önerimi yetkili mercilerin dikkatine sunmak istiyorum.
Bilhassa Milli Eğitim Bakanlığı ve Gençlik Spor Bakanlığı'nın işbirliği ile yüzme eğitimleri verilmeli, her mahallede okulların bahçesine prefabrik ya da portatif havuzlar kurulmalıdır. Özellikle de denizi, gölü ve yeterli yüzme sahası olmayan yani güvenli yüzme alanlarına sahip olmayan(iç bölge) kentlerimizde bu çalışmalar valilik ve belediyelerce yapılmalıdır. Her mahallede kurulacak ulaşılabilir yüzme alanları (portatif havuzlar) ile çocuklarımızın bu güvensiz alanları tercih edeceğine inanmıyorum. Köy okullarında bile bu çalışmalar yapılabilir.
Bu uygulama ile yüzme eğitimi alacak gençlerimiz yüzme bilmediğinden dolayı da boğulmayacak. Hem de olabildiğince birçok evladımıza yüzme eğitimi verilmiş olacak. Daha önceki yıllarda yüzme eğitimlerinin zorunlu tutulmasından bahsetmiştim. Bu da yapılabilir. Öte yandan yüzme eğitimi sertifikası okullarda kayıt esnasında ön koşul olarak da kullanılabilir. Bu portatif havuzlar ile her çocuğa yüzme eğitimi vermek de mümkün olabilir.
Elbette gençlik spor müdürlükleri ve belediyeler olimpik, yarı olimpik yüzme havuzları ve çeşitli tesisler ile hizmet veriyor. Hatta portatif havuz uygulaması da yapıyor. Ancak yeterli olmuyor. Yaz aylarında mümkünse bütün okulların bahçesinde bu havuzlar kurulmalı yüzme eğitimi verilmelidir.
Gerek tatilcilerin sosyal medya hesaplarından gerekse de medya organlarının da çeşitli kanallardan tatil haberleri ve paylaşımları yapması da özellikle genç ve çocuklarımızın bunaltıcı yaz günlerinde suya olan tutkusunu kabartmaya başlıyor. Her ne kadar gerek ebeveynler tarafından gerekse de yetkililer tarafından uyarılar yapılsa da gençlerimiz medya organlarındaki paylaşımlar ile tutkularına karşı koyamıyor ve güvenli olmayan su kaynaklarına yöneliyor.
Bu tür haberler olmasın istiyorsak biz vatandaşlar olarak yaptığımız paylaşımlara dikkat edelim. Basın organları da çocukları güvenli olmayan su kaynaklarına teşvik etmeyecek yayınlar yapmaya gayret göstersin. Devlet kurum ve kuruluşları da daha etkili çözümler için çalışmalar yapıp uygulamaya geçirsin. Zira bugüne değin anlaşılan o ki istediğimiz noktada değiliz her sene yüzlerce hatta binlerce insanımız su kaynaklarında boğuluyor.
