adscode
adscode

Eğitimde nitelik mi, nicelik mi?..

Bana göre de eğitimde en çok kafa yormamız gereken temel sorun, eğitimin gereği ve önemiyle ilgili algı sorunudur...

ikegitmeni@hotmail.com




PISA 2022 Değerlendirme Raporu geçtiğimiz günlerde yayımlandı. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından PISA 2022 Türkiye Raporu’nun kamuoyu ile paylaşılmasıyla birlikte; eğitimle ilgili tartışmalar tekrar alevlenmeye başlandı. Kısa adı PISA olan “Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı” sonuçlarıyla ilgili Milli Eğitim Bakanlığı olumlu bir değerlendirme yaparken, bazı siyasi ve eğitim çevreleri farklı değerlendirmeler yapmaktadırlar.

PISA 2022 Değerlendirme Raporu’yla ilgili bu yazıyı yazmadan önce basın yayın kuruluşlarında yayımlanan ilgili yazıları ve Değerlendirme Raporu’nu inceledim. Geçmiş yıllarda açıklanan PISA Değerlendirme Raporlarıyla ilgili birçok yazı kaleme almıştım. Eğitimle ilgili tartışmalarda en temel sorunun nitelik ve nicelik arasındaki uyum ile ilgili olduğunu düşünüyorum. Eğitimde olduğu gibi birçok alanda nitelikle uyumsuz nicel değerlendirmeler; sorunların çözümünde bizlere doğru geri bildirimler vermediği için sorunlara ilişkin etkili çözümler üretmemize de olanak sağlayamamaktadır. Bu konuyla ilgili Eğitim Uzmanı ve Eğitimci Yazar Abbas GÜÇLÜ’nün değerlendirmelerini önemli ve çok yerinde olduğunu ifade etmek isterim. Sayın GÜÇLÜ, PISA 2022 değerlendirme yazılarında, eğitimle ilgili asıl üzerinde durulması gereken temel sorunun; öğrencilerin eğitimin gereği ve önemi ile ilgili algı soruna vurgu yapmaktadır. Bana göre de eğitimde en çok kafa yormamız gereken temel sorun, eğitimin gereği ve önemiyle ilgili algı sorunudur...

Kariyer ve liyakatin önemini yitirdiği bir ortamda eğitimde de nitelik ve nicelik anlamını yitirecektir. Toplumda hâkim olan “kısa yoldan köşe dönme anlayışı” çok tehlikeli bir yaklaşımdır... Başarı için çalışmanın, kariyer ve liyakatin hiçe sayıldığı sistemlerde, eğitim sistemleriyle birlikte toplumsal bir çürüme de baş gösterir. Bu nedenle,   PISA ve benzeri öğrenci değerlendirme programlarının objektif değerlendirilmesi çok önemlidir. Bu tür değerlendirme kuruluşlarından alınan nitelik ve nicelikle uyumlu objektif geri bildirimler; sorunları görmemizi, geleceğe ilişkin doğru çözümler ve planlamalar yapmamızı sağlayacaktır.  

Peki, PISA nedir? PISA’ ya öğrenciler nasıl seçilir? PISA sonuçlarında alınan geri bildirimler ne kadar objektif? PISA (Programme for International Student Assessment), Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) tarafından üçer yıllık dönemler hâlinde gerçekleştirilen Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programıdır. Türkiye, PISA araştırmasına 2003 yılından bu yana katılmaktadır. PISA, temel olarak öğrencilerin matematik okuryazarlığı, fen okuryazarlığı ve okuma becerileri alanlarındaki becerilerini değerlendirmektedir.

PISA’ ya öğrenci seçimi şu şekilde yapılmaktadır: Türkiye’deki tüm okulların listesi Uluslararası Merkeze gönderilir.(Evren) Uluslararası Merkez uygulamaya katılacak okulları bu liste içerisinden rastgele seçer.(Örneklem) Seçilen okullar Ulusal Merkeze bildirilir. Örnekleme seçilen okullardaki 15 yaşındaki tüm öğrenci isimleri Okul Koordinatörleri tarafından Ulusal Merkeze bildirilir. Bildirilen öğrencilerden sınava girecek öğrenciler uygulamaya katılmak için rastgele seçilir.  Sınav öncesinden ilgili okullara sınava katılacak öğrenciler bildirilir. 

PISA sınavlarına ilişkin yapılan işlem basamaklarını kısaca sıraladım. PISA sınavı öncesi okullara ve öğrencilere, sınav ilişkin bilgiler ne ölçüde veriliyor, sınavlara ilişkin okullarda hazırlıklar yapılıyor mu, yapılıyorsa sınavların objektifliğine etkisi nedir? Gibi sorularında eğitim tartışmalarının farklı boyutlarını oluşturduğu görülmektedir. Eğitimde başarı kriterini sadece sayısal veriler ve sınav sonuçlarına göre değerlendirme yapmanın ne kadar doğru olacağının da sorgulanması gerektiğini düşünüyorum.

Eğitim sistemimizde PISA ile ilgili tartışmaların yeni olmadığını üniversitelerin araştırma dergileri ve yayımlanmış makalelerinde de görmek mümkündür. PISA ile ilgili ülkemizde bilimsel makalelerde yer alan bazı önerileri paylaşmakta yarar görüyorum:

  1. Eğitime ayrılan bütçe artırılmalı.
  2. Okul öncesi eğitimden itibaren öğrencide öz güven duygusu geliştirilmeli.
  3. Öğrenciye “öğrenmeyi öğrenme” ve “öğrenmekten zevk alma” bilinci verilmeli.
  4. Öğretim öğrenci merkezli olmalı
  5. Öğrenciye araştırma zevki aşılanmalıdır.
  6. Ders sayısı azaltılmalıdır.
  7. Ders kitapları konsepti değiştirilmelidir.
  8. Matematik ve fen bilgisi derslerinde deneye dayalı öğretim yapılarak, öğrencide sorgulama becerisi geliştirilmeli.
  9. Öğretmenler maddî doyuma ulaştırılmalıdır.

Eğitimde PISA değerlendirilmesiyle ilgili yayımlanan makalelerin öneriler bölümünün çoğunda yukarıda sıraladığım –“meli”, -“malı” gibi bir dizi öneri sunulmaktadır.

Eğitim sistemimizde uluslararası eğitim değerlendirme kuruluşlarının ölçütleri ve eğitim değerlendirme raporları göstergeleri bilimsel boyutlarıyla çok iyi irdelenmelidir. Eğitim raporları göstergelerinde sorunlu görülen alanlar sadece nicelik yönünden ele alınmak yerine, nicelik ve nitelik birlikte değerlendirilerek çözümler üretilmelidir.  Eğitim sistemimizde sınavlar amaç olarak kullanılmak yerine araç olarak kullanılmalıdır. Sınav odaklı eğitim anlayışı yerine üretim odaklı eğitim anlayışı esas alınmalıdır.  Eğitim öğretimde önemli olan nicelik olarak ders saati sayısının fazlalığı değil, derslerin içeriği, niteliği ve derslerin ne kadar etkili işlendiğidir. Geleceği aydınlık, yarınları umut dolu bir nesil için, “ÖNCELİĞİMİZ EĞİTİM”…

Ali Güngör

ikegitmeni@hotmail.com


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)