adscode

İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa (İÜC) Rektörü Prof.Dr.Nuri AYDIN Sorularımızı Yanıtladı

"Eğitim Ajansı Soruyor Rektörler Cevaplıyor" röportajları kapsamında İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa (İÜC) Rektörü Prof. Dr. Nuri AYDIN sorularımızı yanıtladı. İşte 10 soruda tercihler...

İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa (İÜC) Rektörü Prof.Dr.Nuri AYDIN Sorularımızı Yanıtladı
Eğitim Ajansı Soruyor Rektörler Cevaplıyor
Güncelleme : 06-Aug-21 17:55

İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa (İÜC)

Prof.Dr.Nuri AYDIN

Kurucu Rektör

Üniversite Sloganı: “En iyi olmak için”

Soru 1: Sizi diğer üniversitelerden farklı kılan nedir? Adaylar neden sizi seçsin? Pandemi süreci nasıl etkiledi? Yüz yüze eğitime geçecek misiniz?

Öncelikle şunu söylemek isterim; üniversitemiz hem “genç” hem de “kıdemli” bir üniversite. 2018’de bölünerek kurulduğu için hem İstanbul Üniversitesi’nin köklü birikimine sahip hem de yeni kurulan bir üniversitenin dinamizmini barındırmakta. İÜ-Cerrahpaşa bünyesinde özellikle fen ve mühendislik bilimleri ağırlıklı fakültelerimiz var; Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Orman Fakültesi, Veteriner Fakültesi, Mühendislik Fakültesi, Spor Bilimleri Fakültesi, Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi, Diş Hekimliği Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Eczacılık Fakültesi ve bir de Hasan Âli Yücel Eğitim Fakültesi. Bu fakültelerin büyük kısmı Türkiye’de kendi alanlarına öncülük etmiş önemli eğitim kurumları. Bunun yanında Teknik Bilimler, Sosyal Bilimler, Ormancılık, Veterinerlik, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulları da Üniversitemiz bünyesinde yer almakta. Üniversitemiz insan ve hayvan sağlığı için öncü bir temelde olmasının yanısıra, Mühendislik ve Orman Fakültelerindeki bölümlerle bir “teknik üniversite” özelliği de göstermekte. Tüm bu özellikleriyle “Teknik, Tıbbi ve Eğitim Bilimleri Üniversitesi” olarak tanımlanabilir. Sosyal branşlardaki alt yapımız ise Hasan Âli Yücel Eğitim Fakültemiz ile ön plana çıkmakta.

Şunu da belirtmek isterim ki İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, YÖK tarafından belirlenen 11 araştırma üniversitesinden biri olma özelliği taşıyor. Özellikle gelecekte akademik kariyer planlayan öğrencilerimiz için “araştırma üniversitesi” olmamız oldukça önemli. Lisans öğrencilerine BAP (Bilimsel Araştırma Proje Birimi) üzerinden proje desteği veren nadir üniversitelerden biriyiz. Öğrencilerimizin çift anadal ve yan dal yapmalarına imkân verecek bir program uyguluyoruz. Geçen yıldan itibaren Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğrencilerimize de bu imkânı sağlamaya başladık. Yurt dışı üniversiteleriyle de anlaşmalarımız yenilenmiş durumda. Daha önce anlaşmamız olmayan pek çok üniversite ile de ikili işbirliği anlaşmaları yaptık.  Hatta şu an bir İngiliz üniversitesi ile ikili diploma konusunda anlaşmaya varmak üzereyiz. Bazı fakültelerimizde çift diploma alma imkânı tanıyan çift anadal programlarımızın tüm fakültelerde uygulanması için çalışmalar yapıyoruz.

Bilimsel ve akademik çalışmalarının yanı sıra sosyal, kültürel ve sanatsal etkinlikler konusunda da gençlerimizin gelişimine katkı sunuyoruz. Yine öğrencilerimizin yerleşkelerimizde keyifli vakit geçirebilecekleri sosyal imkânların artırılması konusunda çalışmalarımız oldu. Bunlardan bazıları; yerleşkelerimize kafeterya, market ve öğrencilerin fotokopi, baskı gibi ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri fotokopi merkezleri kuruldu. Sportif aktiviteler için yeni alanlar oluşturuyoruz.  Aynı zamanda Avcılar, Cerrahpaşa ve Büyükçekmece Yerleşkelerimizde banka şubeleri hizmet vermeye başladı. Bu gibi sosyal imkânlar öğrencilerin yerleşkede geçirdiği zamanı kaliteli hale getirmekte. Tüm yerleşkelerimizdeki öğrenciler; binicilikten su sporlarına, takım sporlarından kültür ve sanatsal faaliyetlere kadar birçok sosyal imkândan da yararlanmakta. Bu arada Üniversitemizin sloganı olarak da “en iyi olmak için” sloganını benimsedik. Bundaki amaç işinde ve hayatında iyi olmak. 

Ayrıca geçen yıl bir grup öğretim üyemizle birlikte İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Geliştirme Vakfı’nı da kurduk. Bu vakfın temel amacı, ihtiyaç sahibi öğrencilerimizi desteklemek. Şu anda yeni kurulduğu için taze bir fidan gibi olan Vakfımız büyüdükçe daha fazla öğrenciyi maddi olarak da destekleyeceğiz. Bu noktada ihtiyaç sahibi başarılı öğrencilerimizi desteklemek isteyen tüm hayırsever vatandaşlarımızı bağışlarla öğrencilerimizi desteklemeye de davet etmek istiyorum.

Abbas Bey, pandemi sürecinde Üniversitemiz çok hızlı bir şekilde Uzaktan Eğitim sistemini kurdu ve sorunsuz bu dönemi atlattı. Salgının en yoğun günlerinde tanınmış sanatçılarımızla öğrencilerimizi sosyal medya platformlarımızda biraraya getirerek moral desteği sağlamaya çalıştık. Ancak salgının en yoğun dönemlerinde Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Hemşirelik Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi Ebelik Bölümü belli sınıfları eğitimlerine zaten yüz yüze devam ettiler.Bu nedenle salgın şartlarında yüzyüze eğitimle ilgili kurum olarak bir tecrübemiz var.  Tüm hazırlıklarımızı Eylül ayında yüz yüze eğitime başlayacak şekilde yapıyoruz. Ancak eskisinden farklı olarak müfredatlarımızı güncelledik ve eğitimin bir kısmı da online olacak. Dönüşümlü derslik kullanımı gibi bazı hazırlıklar yaptık. Eylül ayı için dezenfektan vs temini ile ilgili çalışmaları yaptık. Ancak Abbas bey, Üniversitemize özel bir durum var. 2019 yılında (2 yıl önce) yaşanan Silivri Depreminde bazı fakülte binalarımız etkilendi. Ve yapım süreçleri mevcut. Bu durumda oluşabilecek derslik ihtiyaçları ile ilgili de çalışmalarımız devam etmektedir.
Sonuç olarak; fakültelere göre değişiklik gösterecek şekilde hibrid bir eğitim modeli uygulayacağız.


Bu arada öğrenciler kampüse gelmeyi istiyorlar. Üniversite yalnızca ders değil, bir kampüs hayatı... Onu yaşamaları mutlaka çok önemli, biz okulu açacağız.

Bir tıp hekimi olarak bu konuda şunu ifade etmek istiyorum. Salgındaki ölüm riski, eğitimin aksayarak geleceğe hazırlıksız nesiller yetiştirmekten daha büyük bir risk değil.  Her seviyede (ilkokuldan üniversiteye) eğitimin aksaması salgından daha ciddi sorunları önümüze getirecektir. Bundan sonra salgın için gereken tedbirleri alıp yolumuza devam etmemiz gerekiyor. Değişik varyantlar veya farklı hastalıklar her zaman ortaya çıkabilir, ancak eğitim aksamadan mutlaka devam etmeli diye düşünüyorum.

Soru 2: Öğrenci ve mezunlarınızın memnuniyet oranını ölçüyor musunuz? Artırmak için neler yapıyorsunuz? Mezun olmadan ayrılan öğrenci oranınız nasıl?

Kalite politikamız kapsamında öğrencilerimize ve öğretim üyelerimize yönelik ölçme değerlendirme ve anket sistemimiz var.  Üniversitemizde bazı bölümler akredite olmuş bölümler ve her yıl bu sayıyı artırmak için çaba sarf ediyoruz. Akreditasyonun bir gereği olarak da düzenli anketlerle öğrenci ve akademisyenlerimizin düşüncelerini alıyoruz. Anketlerin yönlendirilmesi ve sonuçlarının yönetici ekip tarafından değerlendirilerek ilgili çalışmaların yapılması noktasında aksiyon alıyoruz. Sonuçlar doğrultusunda öğrencilerimizin ve öğretim üyelerimizin memnun olmadıkları konulardaki eksiklerini gidermek için gerekli tedbirleri alıyoruz.

 

Soru 3: Önümüzdeki 20 yıl içerisinde, dünya genelinde bugünkü mesleklerden yüzde 70'inin yok olacağı ve yerine yeni mesleklerin geleceğine yönelik çok sayıda araştırma var. MEB, YÖK ve ÖSYM bu konuda neredeyse hiçbir şey yapmıyor! Sizin bu yönde bir çabanız var mı?

Aslında YÖK bu konuda 2019 yılı sonunda “Geleceğin Meslekleri” konusunda çalıştaylar yaparak bunu yayınladı. Hiç bir şey yapılmıyor demek haksızlık olur. Ancak daha iyi olabilir mi bunu değerlendirmemiz gerekli. Yaşadığımız çağda karşılaşılan zorluklar, çok boyutlu bir yapıya doğru evirilmekte ve giderek karmaşıklaşmakta. Geleneksel iş modelleri ve bu modellerle ilgili çalışmalar; öğrencilerimizi mezuniyet sonrası, meslek yaşamlarına atılırken yeni zorluklarından kurtulmak için gerekli olan becerilerle donatmak konusunda başarısızlığa uğratmakta. Artık modern yaklaşım, ilk bakışta birbirinden bağımsız gibi görünen disiplinlerin bir araya gelmesiyle oluşan disiplinler ötesi bir anlayış ve yaklaşıma doğru evirilmekte. Çok değil, önümüzdeki 10 yıl içinde hemen hemen bütün iş ve istihdam alanları farklılaşacak. Dördüncü endüstri devriminin (Endüstri 4.0) yaşandığı günümüzde yeni iş alanları ve hizmet kategorilerinin ortaya çıktığını görüyoruz.

Biz de hem fakülte yapılanmalarını hem de bölüm bazında organizasyonları ve yeni açılacak bölümleri bu anlayış doğrultusunda tasarlamaya çalışıyoruz. Ülkemizin ihtiyacına cevap verecek fakülteler ile bölümler açarak müfredatımızı da güncelliyoruz. Örneğin; Mühendislik Fakültemiz bünyesinde Yazılım Mühendisliği Bölümü kurulması ile ilgili başvurularımızı YÖK’e yaptık. Covid-19 salgın süreci yazılım sektörünün ne kadar önemli olduğunu bize gösterdi. Öte yandan Veteriner Fakültemizin içerisinde de aynı tıp fakültelerinde olduğu gibi daha spesifik bir branşlaşma ile ilgili çalışmalar yürütüyoruz. Veteriner Fakültesi’nde Radyoloji, Ortopedi, Diş, Onkoloji gibi anabilim dallarının kurulması yönünde çabalarımız var. Bu çabaların neticesinde ilk olarak Veteriner Fakültemizde Radyoloji Anabilim Dalı’nı kurduk. Şu anda İstanbul’da hayvan MR görüntüleme yapan ve yorumlayan tek devlet kurumu durumundayız.  Spor Bilimleri fakültemize Rekreasyon Bölümünü kurduk. Hem spor bilimleri hem de Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulunda Engellilerle ilgili birimler kurduk. Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültemizde Uzaktan Eğitim ile ilgili yeni çalışmalara başladık. Akademik gücümüzü ve birikimimizi geleceğe taşımak için 2019’da Çevre Mühendisliği İngilizce Lisans Programı, Ambalaj Teknolojileri Disiplinler Arası Tezli Yüksek Lisans Programı ve Matematik Eğitimi Tezli Yüksek Lisans Programı gibi yeni programlar açtık. Ayrıca akademik yapılanma sürecinde yenilikçi bir bakış açısıyla birçok adım atarak, Nanoteknoloji ve Biyoteknoloji Enstitüsü’nü kurduk. Son yıllarda uluslararası sağlık turizminin önem kazanmasıyla birlikte İngilizce Hemşirelik, İngilizce Diş Hekimliği programlarımızı da açtık. Hatta şöyle bir örnek vereyim Cerrahpaşa Tıp Fakültemizde işe aldığımız hastabakıcılardan bir kısmını yabancı dil şartı ile aldık. Üniversitemizin uluslararasılaşmasına oldukça önem veriyoruz. Bu kapsamda geçmişte sadece YÖS (Yabancı Öğrenci Sınavı) ile öğrenci alırken artık; dünyaca kabul edilen (SAT, ACT, Abitür, GAO-KAO, Fransız Bakaloryası..vb) belli başlı tüm sınavları kabul ediyoruz. Böylelikle daha nitelikli bir yabancı öğrenci grubunu üniversitemize kabul ediyoruz.

 

Soru 4: Üniversiteye giriş sistemini adil buluyor musunuz? Doğru bölümlere, doğru öğrencileri seçtiğini söyleyebilir miyiz?.

Öncelikle şunu söylemek istiyorum: herkesin üniversite okuması gerekmiyor. Bu bir şart değil; meslek liseleri ve meslek yüksekokulları da mesleki anlamda çok önemli bir görev görüyorlar. Talebin çok olduğu bir yapıda mevcut sistem dışında daha adaletli bir yapı olması çok zor. Ancak bir sınavın kişinin kaderi hâline gelmesi de işin cabası. Benim özellikle gördüğüm, öğrenciler çok fazla ailelerin etkisi altında kalıyorlar. Lütfen özgürce, gelecekte uğraşmak istedikleri alanı kendileri seçsinler. Size bir örnek vermek istiyorum. Bildiğiniz gibi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi son üç yıldır Türkiye’de en yüksek puanla öğrenci alan devlet tıp fakültesi. Bu nedenle her yıl bizzat Türkiye birincisini telefonla arayarak ailesiyle birlikte Cerrahpaşa’ya davet ederim. İlkinde birincimizi Cerrahpaşalı yaptık, sonraki iki yıl birinciler vakıf üniversitelerinin sağladığı çok parlak burs imkânları nedeniyle öğrencimiz olamadılar. Ancak ben şunu gördüm; bu öğrenciler tıp ve mühendislik arasında gel-git yaşayan öğrencilerdi. Aslında iki branş da birbirinden oldukça uzak. Demek ki öğrenciler kendilerini ya çevre baskısı ya da puan baskısı nedeniyle bazı tercihleri yapmaya mecbur hissediyorlar. Öte yandan şunu da vurgulamak gerekir; üniversite sadece bir yol gösterir ve bir marka değeri vardır. Hayattaki başarı kişinin kendi çabası ve çalışmasıyla olur. Asıl öğrenme mesleğe başladıktan sonra başlar. Her gün yeni bir şey öğrenir insan; iletişimi öğrenir, mesleği öğrenir. Benim tek tavsiyem, kimsenin etkisi altında kalmadan tercihlerini yapsın öğrencilerimiz. Ancak şunu unutmasınlar tercihleri bundan sonra gelecekte “Nereden mezunsun?” sorusunun yanıtı olacak, bunu bir marka olarak üzerlerinde taşıyacaklar. Tercihlerinde lütfen bunu göz önünde bulundursunlar.

Doğru bölümlere doğru öğrencilerin yerleşip yerleşmemesiyle ilgili de İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa olarak öğrencilerimizin %93’ü seçtikleri bölümlerde devam ettiklerini, sadece %7’lik kısmının bölümlerini bir süre sonra değiştirdiğini görüyoruz.  Bu değişiklikteki sebepleri araştırdığımızda farklı bir meslek tercihi nedeniyle ayrılanlar olduğu görüyoruz. Bu da oldukça doğal.

Soru 5: Bugünün dünyasında aranan en önemli özellik yaratıcılık. Bizim sınav sistemi adayların yaratıcılığını ve hayallerini köreltirken, ilgi ve yeteneklerini de hiç ciddiye almıyor. Köreltilmiş yetenekleri, yeniden canlandırmak sizler için zor oluyor mu? Bu seçimi siz yapıyor olsaydınız nasıl bir öğrenci profili isterdiniz?

Abbas bey, bu konuda haklısınız. Bizden öncekiler böyle yetişti, biz böyle yetiştik , şimdikiler de böyle yetişiyor. Ben bu durumu bizzat şu şekilde yaşıyorum. Ben Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı öğretim üyesiyim. İngilizce tıp programımıza Erasmus Değişim Programıyla Avrupa’nın en iyi üniversitelerinden öğrenciler gelir. Derste veya klinik uygulama derslerinde özellikle Alman öğrencilerin soruları sizin bu işaret ettiğiniz konuyu bana hep düşündürmüştür. Malesef ki bizim öğrencilerimiz daha çok sınava, Alman öğrenciler ise mesleki yaşamına odaklanmıştır. Eğitim treninin son vagonu olan üniversitenin bu alışkanlığı ve yaklaşımı değiştirebilmesi oldukça zor, çünkü öğrenmek için değil sınav için çalışmak bizim öğrenme felsefemiz olmuş. Generasyonlarca devam eden bu durumu değiştirebilmenin zor olduğunu düşünüyorum.
Bu noktada biz öğrenci klüplerimizi destekliyoruz. Özellikle mühendislik fakültemizde otonom araç, iha, hidrojen araç,vs gibi kulüpler üzerinden kendilerini ifade şansı bulan öğrencilerimiz katıldıkları yarışmalarda önemli ödüller alıyorlar. Bu yıl Teknofest’in akademik ortak kuruluşları arasına girdik. Öğrencilerimizi tüm yarışmalarda desteklemeye gayret ediyoruz. Bu da eğlenirken öğrenmek olarak yansıyor.

Öğrencilerin yeteneklerini kullanabilecekleri uygulama alanları ve imkânları sunuyoruz, Üniversitemiz bünyesinde. Özellikle öğrenci kulüplerimiz çok aktif. Üniversitedeki tüm bölümlere yönelik girişimcilik eğitimleri veriyoruz. Bu eğitimler çerçevesinde öğrenciler, kendi yetenekleriyle bütünleşmiş olarak kendi işlerini yapabilecek potansiyele sahip oluyorlar. KOSGEB, Bireysel Genç Girişimci Desteği gibi desteklerle ilgili öğrencilerimizi bilgilendiriyoruz. Öğrencilerimizin fikirlerini hayata geçirmeleri için projelerini destekliyoruz,. Patente dönüşmesi noktasındaki mekanizmayı da hayata geçirdik. Üniversite kampüsümüz içinde teknoloji geliştirme bölgemiz mevcut. Teknokent üzerinden ülke ekonomisine katkı sağlarken, öğrencilerimizin de bu yapıdan istifade etmesini sağlıyoruz.

Ayrıca öğretim üyelerimizin yurt dışı bağlantıları oldukça iyi düzeyde, bu kapsamda öğrencilerimizin yurt dışı değişim programlarıyla kendiklerini geliştirmelerini ve güven duygularını artırmaya çalışıyoruz. Örneğin ben Cerrahpaşa Tıp Fakültesi mezunuyum. Öğrenimim süresince hocalarımın yol göstermesiyle bazı stajlarımı yurt dışında yapmış ve bu bağlantılar sayesinde gelecekte mesleki deneyimimi artırma imkanı bulmuştum.

Soru 6: Devlet üniversitesi mi, vakıf üniversitesi mi? Neden?

 

Tabiiki Devlet üniversitesi (Gülerek) ... Abbas Bey bu çok zor bir soru, bu soruya karşı bir soruyla gelmek isterim. Hangi Devlet Hangi vakıf üniversitesi?
Şöyle ki her üniversitenin/ bölümün kendisine göre özelliği vardır. Ben tıp eğitimi gibi hekim hasta ilişkisinin yakın olması gereken bölümlerde Devlet Üniversitelerinin kesinlikle daha iyi bir seçim olduğunu düşünüyorum. Örneğin Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde bir öğrenci 7 gün 24 saat içerisinde istediği zaman bir hasta ile iletişime girebilir, hocalarıyla hasta muayene edebilir. Ameliyatın özelliğine göre bir ameliyatı seyredebilir. Ancak özel hasta hizmeti veren vakıf üniversitelerinde bazı kısıtlılıklar olabilir. Ben Rektör olduktan sonra da hasta muayene etmeye ve ameliyatlarımı yapmaya devam ediyorum. Her hafta öğrencilerimle beraberiz.
Tabiiki Vakıf üniversitelerinin öğrencilerine sağladığı başka iyi unsurlar da olabilir. Fiziki koşullar, burs destekleri gibi... Zaten son 2 yıldır Türkiye birincilerini Cerrahpaşa’yı tercih etmelerini sağlayamamamın en önemli nedeni Vakıf Üniversitelerinin verdiği yüksek bedelli burslar... öğrenciler bu maddi desteği bazen “Cerrahpaşa” markasının üzerinde görüyor. Ancak şunu da gururla ifade etmem gerekir ki her yıl yatay geçişlerde Cerrahpaşa’ya girebilecek iken Vakıf üniversitelerini seçen, ancak mutlu olmayıp tekrar Cerrahpaşa yı tercih eden öğrenciler oluşturmaktadır.

Bir de öğrencilerimizin özellikle “araştırma üniversite”lerine ayrı bir gözle bakmalarını özellikle öneriyorum. Çünkü artık lisedeki gibi sadece eğitim almayacaklar. Üniversitede okurken öğrenciler isterlerse araştırmalara katılabilirler, kendi projelerini üretebilirler; bu noktada araştırma üniversitelerinin önemi büyük. Öğrencilerimizin uluslararası yayınlarda isimlerini gördükçe çok mutlu olduğumu ifade etmek istiyorum

 

 

Soru 7: Üniversite mi seçilmeli, yoksa meslek mi? Tercihlerde hangisine öncelik verilmeli? Sıralama puana göre mi, yoksa istek sırasına göre mi olmalı?

Öğrenciler hangi mesleği daha çok arzu ediyorlarsa, bundan sonraki yaşamlarında neyle meşgul olacaklarsa ona yönelsinler ve o noktada ilerlesinler. Çevre baskısı altında kalmasınlar. Ailelerin istedikleri meslekler olacaktır ama kendi tercihlerini göz önünde bulundursunlar. Çünkü üniversite tercihi sadece bir okul tercihi değil. Bundan sonraki hayatları için üniversiteleri bir marka olacak. Şu anda yapacakları tercih, sadece üniversite yaşamlarını etkilemeyecek, bundan sonraki yaşamlarını da etkileyecek. Hangi üniversiteyi tercih ederlerse onunla anılacaklar. Tercihlerde mesleğe önem verilerek,  istek sırasına göre bölümlerin yazılması gerektiğini düşünüyorum, kısacası.

 

Soru 8: Bir rektörün ve özellikle de hocaların ulaşılabilir olması gerekir. Kapınız öğrencilere her zaman açık mı? Pek çok üniversitede olduğu gibi kayıttan sonra öğrenciyle diyaloğunuz bitiyor mu?

Abbas bey öğrencilerle iletişimimiz her zaman açık, zaman zaman online buluşmalar gerçekleştiriyoruz. Bildiğiniz gibi 2018 yılında Üniversitenin bölünmesinden 2 ay sonra kurucu Rektör olarak göreve başladım. Hem yeni bir Üniversite yapısının ve organlarının oluşturulması hem de mevcut fakültelerin yeniden organizasyonunu hedefledim. Bu kapsamda hem öğrenciler hem de akademisyenlerin ulaşabildiği, sorunlarını dikkate alan ve çözmeye çalışan bir yönetici olmaya çalıştım. Bu kapsamda, E mail ve sosyal medya kanallarımız açık... Ancak öğrenciler daha çok Dekanlıklarla iletişim halindeler... Dediğim gibi her hafta öğrencileri ve asistanları ile birlikte hasta muayene eden, ameliyatlara giren bir Rektör olarak, yani aynı zamanda sahadaki bir Rektör olarak, ne öğrencilerden ne de akademisyenlerden uzak bir yapım var. Ancak öğrenci işleri birimlerimiz öğrenci ile direkt temas halinde ve çok özverili çalışan birimlerimiz... Çoğunlukla öğrencinin sorunları bu noktada çözülüyor.

 

Soru 9: Adayların ve ailelerinin kafası çok karışık, yapılan yönlendirmeler de çok abartılı. Doğru bilgi ve doğru yönlendirme konusunda vicdanınızın sesinizi dinliyor musunuz? Bu konuda neler yapıyorsunuz?

Tüm birimlerimiz, adaylarımıza yönelik bilgilendirme toplantıları düzenliyor. Tercih ve Tanıtım Günleri’miz oluyor bir de her yıl. Bu yıl pandemi dolayısıyla çevrimiçi gerçekleştirmek durumunda kaldık. Adaylarımız, tercih etmek istedikleri mesleklerin geleceğiyle ilgili olarak, yerleşmiş öğrencilerin hangi puan diliminden girdiklerine aday öğrenci sayfalarından bakabilirler.  Ben öğrenciye bir yönlendirme yapılmasına karşıyım. Zaten çok stresli bir dönemden çıktı, hem Covid-19 hem sınav stresi... Bu açılardan bir yönlendirmem yok. Öğrencilere tek bir yönlendirmem olacak o da: “Lütfen aşınızı olmadıysanız hemen olun” Hepimizin sağlığı için bu çok gerekli...

Soru 10: Üniversitenizden mezun olan öğrencilerin sahip olacağı değerler, yetkinlikler, mücadele hırsı, vizyon ve en önemlisi de mutlu ve başarılı bir geleceğe yönelik motivasyon kaynaklarınız neler?

Abbas bey, Rektörlük olarak en önemsediğim nokta öğrencilerin okullarına aidiyet hissi geliştirmesi... Aslında sorduğunuz herşeyin  cevabı burada ... Öğrencilerimizin etik değerlere bağlı, ülkesini seven, gelişime ve eleştiriye açık bireyler olarak yetişmesini hedefliyoruz. Başarı kadar, Hata veya başarısızlığın da hayatın bir parçası olduğu bilincini yerleştirmek ana gayemiz...

Daha önce de belirttiğim gibi İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Türkiye’deki 11 araştırma üniversitesinden biri. Bu ne demek? Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) tarafından üniversitelerin yaptıkları çalışmalar, bilimsel araştırmalar ve performansa dayalı verileri baz alınarak verilen bir ünvan. Yani araştırmaya odaklanmış, devletin de araştırma yapması için destek verdiği üniversite. Kadro ve projeler olsun, devletin verdiği imkânlar olsun; bu araştırma üniversitelerinde diğer üniversitelere kıyasla farklılık arz ediyor. Bu bizim temel motivasyonlarımızdan biri. İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa nitelikli eğitim almak isteyen, başarılı ve dereceye giren öğrencilerin ilk tercihi olan köklü bir eğitim kurumu aynı zamanda. Bu noktada Cerrahpaşa Tıp Fakültemizi söyleyebiliriz. Cerrahpaşa sadece üniversite giriş sınavında değil, Tıpta Uzmanlık Sınavı (TUS) gibi çok zorlu bir sınavda da oldukça başarılılar. TUS başarısı noktasında da öğrencilerimiz en iyisi konumunda bulunmakta. Son açıklanan TUS sonuçlarına göre fakültemizden 5 öğrenci ilk 10'da yerini aldı. Sınavda birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü ve sekizinci bizim öğrencilerimizdi. Beşinci olan öğrenci de, tıp eğitimini başka bir üniversitede tamamlamış olmasına rağmen, uzmanlık eğitimi için Cerrahpaşa’yı tercih etti. Yani TUS’ta ilk 10 içerisinde 6 öğrencimiz var diyebiliriz. Tüm bunlar bizim için birer gurur vesilesi. Daha nice başarılar da göreceğimize inanıyorum. Öte yandan İstanbul Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa olarak ikiye ayrılınca gördük ki köklü bir üniversite markası, genç ve dinamik bir üniversiteye dönüştü; İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa olarak.


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)