adscode
adscode

Kıbrıs Barış Harekatı'nın 40. Yıl Dönümü

Başbakan Yardımcısı Atalay: "Kıbrıs Türkü ilelebet yaşasın ve biz burada nice şafak nöbeti tutalım. Kuzey Kıbrıs için daima barış dolu günler gelsin.

Kıbrıs Barış Harekatı'nın 40. Yıl Dönümü
Türkiye'den Haberler
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, "Kıbrıs Türkü ilelebet yaşasın ve biz burada nice şafak nöbeti tutalım. Kuzey Kıbrıs için daima barış dolu günler gelsin. Bundan sonra bu adada acı yaşanmasın" dedi. 

KKTC Dış Basın Birliği'nin organize ettiği ve bazı muharip dernek ve sivil toplum kuruluşların da katkılarıyla gerçekleştirilen Şafak Nöbeti, Yavuz Çıkarma Plajı'nda 19 Temmuz'u 20 Temmuz'a bağlayan gece tutuldu. Nöbete, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelcisi Halil İbrahim Akça, askeri yetkililer ve vatandaşlar katıldı. 

Nöbette,  40 yıl önce Yavuz Çıkarma Plajı'na ayak basan temsili 50. Alayı sahile gelerek sancaklarını açıp mücahitlerle buluştu. Etkinlikte ayrıca sanatçı Zuhal Olcay sahne aldı. Olcay'a Burçin Büke piyanosu ve yazar-müzisyen Kürşat Başar saksafonuyla eşlik etti. 

KKTC Din İşleri Dairesi'nde görevli din görevlileri şehitler için dua okudu. Sabah ezanı ile temsili olarak Mehmetçikle Mücahit kucaklaştı. Gaziler botlarla sahile çıktı. Sahilde ellerinde meşalelerle bekleyen vatandaşlar da sahile çıkan gazilerle buluştu.

-"Şafak Nöbeti, Kıbrıs'ın sembolü"-

Başbakan Yardımcısı Atalay, burada yaptığı açıklamada, Kıbrıs Barış Harekatı'nın 40. yıl dönümü nedeniyle burada olmaktan dolayı memniyetini dile getirerek, Şafak Nöbeti'nin Kıbrıs'ın bir sembolü haline geldiğini söyledi.

"Hem şehitlerimizi burada rahmetle anıyoruz hem de gençlerimize bu kazanımların kolay olmadığını burada anlatmış oluyoruz" diyen Atalay, elimizde var olan kıymetlerin bilinmesi gerektiğini vurguladı. 

Bundan 40 yıl önce buraya çıkarma yapan gazileri yad ettiklerini belirten Atalay,  "Hepimizin duygulu olduğumuz bir gece. Her sene buraya katılım bir kez daha artıyor. Kıbrıs Türkü ilelebet yaşasın ve biz burada nice şafak nöbeti tutalım. Kuzey Kıbrıs için daima barış dolu günler gelsin. Bundan sonra bu adada acı yaşanmasın" diye konuştu.

Dış Basın Birliği Başkanı ve Şafak Nöbeti Organizasyon Komitesi Başkanı Fevzi Tanpınar da binlerce Kıbrıs Türk'ünün bu kutsal mekanda, kutsal tarihte yeniden bir araya geldiğini belirterek, "19 Temmuz'u 20 Temmuz'a bağlayan gecenin Kıbrıs Türk'ü için çok önemli bir gece olduğunu" söyledi. 

Bugün hem şehitlerimiz için buradayız, hem anavatanla yavruvatan arasındaki o kopmaz bağ için buradayız" diyen Tampınar, "Bugün Kıbrıs Türk'ü buraya geliyorsa binlerce yürek bu kutsal mekanda bu nöbeti tutuyorsa bu aynı zamanda anavatana olan bağlılığının da bir simgesidir. Biz bu akşam burada yıllarca yüreğine taş basmış analara saygımızdan, yıllarını mevzilerde silah başında bizlerin canını, namusunu korumakla geçiren babalarımıza hürmeten buradayız" değerlendirmesinde bulundu.
 
KIBRIS BARIŞ HAREKATI 40 YAŞINDA
TSK'nın en geniş kapsamlı harekatı: Atilla
Kıbrıs'ın yakın tarihine kara bir leke olarak geçen Rum saldırganlığını durduran Barış Harekatı'nın üzerinden tam 40 yıl geçti. Türk ordusu, Cumhuriyet tarihinin en geniş kapsamlı, kara, deniz ve hava unsurlarının kullanıldığı büyük bir harekat başlattığı Kıbrıs'ta kalıcı barışı sağlayan çıkarma Ada'ya huzur getirdi. Kimileri bunu hiç bir zaman kabullenmesede fiilen bölünmeye kadar giden Kıbrıs Barış Harekatı, bölgede 'Barış' getiren tek savaş olarak çoktan tarihe geçti bile.ABD, İngiltere ve batılı ülkelerin şiddetle karşı çıkmasına rağmen 40 yıl önce kısıtlı imkanlarla yapılan harekat TSK tarafından en ince ayrıntılarına kadar planlanmış, tüm riskler göz önüne alınarak başlanmış ve sonuç alınana kadar da sürdürülmüş bir harekattır.

KOD ADI ATİLLA
Kıbrıs'ı Osmanlı'dan koparan İngiliz işgali sonrası, Londra diğer Ege Adalarında olduğu gibi, Kıbrıs'ı da Yunanlı'lara bırakma kararı aldı. İngiliz işgali altında yıllarca ezilen, ağır cezalara çarptırılan Türkler, işgal sonrası Rumları'n baskısıyla mücadele etmeye başladı. 1963 yılına kadar geçen süre Ada Türkleri için en zor yıllar olarak tahe geçti. Türkiye Kanlı Noel olayları sonrası kısmi müdahale ile varlığını ilk kez hissettirdi. 1963 sonrası Atina'nın desteklediği ırkçı EOKA yapılanması AKRİTAS planını uygulamaya koydu. AKRİTAS adada yaşayan Türkler'in göçe zorlanması, direnenlerin ise imhasını öngören bir vahşi bir soykırım planı olarak 1974 yılına kadar aralıksız uygulandı.

1974 Kıbrıs Türkleri için ölüm kalım yılı oldu. EOKA çetelerinin Yunanistan destekli EOKA çetelerinin katliamlarına dur diyecek Ses Ankara'dan yükseldi. Türkiye Hükümeti’nin adlandırışıyla Kıbrıs Barış Harekâtı, TSK’nın verdiği kod adıyla Atilla Harekâtı, 40 yıl önce bugün, adada zulüm yaşayan Türkleri katliamdan kurtarmak için başlatılmıştı. Neler olmuştu bir hatırlayalım…
Kıbrıs Barış Harekatı, Attila Harekatı ya da 1974 Kıbrıs'a Türk Müdahalesi olarak da bilinir. 20 Temmuz 1974 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Garanti Anlaşması'nın III. maddesine istinaden gerçekleştirdiği askeri harekatın adıdır.

1571'de Osmanlı yönetimi Kıbrıs'ta yer aldı. Daha önce Ada'da Venedikliler egemendiler. Osmanlı yönetimi, Venediklilerin elindeki mülkü Rum Ortodoks Kilisesi'ne aktardı. Kiliseye geniş yetkiler verdi. Böylece Rum kilisesine ve toplumuna güç geldi. Giderek bu güç Türkiye'den gelip yerleşen Türklere karşı kullanılacaktı.

1878'de Rusya karşısında zor durumda kalan Osmanlı, Kıbrıs'ın yönetimini geçici olarak İngiltere'ye verdi. Birinci Dünya Savaşı'nda da İngiltere, Kıbrıs'a el koydu.
Kıbrıs adası resmen 1924'de Türkiye'nin kuruluş anlaşmaları olan Lozan antlaşmasında Büyük Britanya toprağı olmuştur. Türkiye o günün şartları gereği Kıbrıs adasının üstündeki İngiliz egemenliğini resmen kabul edip altına imza atmıştır.

1950'lerin sonlarında bağımsızlık hareketi başladı ve uluslararası anlaşmalara dayanan bir Türk-Rum Ortak Devleti kuruldu. Fakat Rum Kesimi böyle bir Ortak Devlet'e razı olmadı. Kıbrıs'ın tüm yönetimine kendileri el koyma yoluna gittiler; uluslararası anlaşmaları çiğneyerek, Türklere saldırılarda bulunarak, Rumlar 1963 yılında Ortak Devlet'i yıktı.

Zürih Antlaşması (11 Şubat 1959)
Madde 3: Bu Antlaşma hükümlerinin herhangi birinin ihlali (çiğnenmesi) halinde Yunanistan, Türkiye ve İngiltere bu hükümlere saygıyı sağlamak için gerekli girişimlerin yapılması ve önlemlerin alınması maksadıyla aralarında danışmalarda bulunmayı üstlenirler. Üç garantör devletten biri, birlikte veya birbirlerine danışarak (işbirliği halinde) hareket etmek olanağı bulunmadığı takdirde, bu antlaşmanın oluşturduğu durumu münhasıran yeniden oluşturmak gayesi ile hareket etmek hakkını korumaktadırlar.
Atina Yüksek Mahkemesi 21 Mart 1979 tarihinde aldığı kararla Türkiye'nin müdahalesinin, Garanti Anlaşması'nın IV. maddesine göre yasal olduğunu onaylamıştır. Avrupa Konseyi de 29 Temmuz 1974 tarihinde almış olduğu 873 sayılı karar ile Türk müdahalesinin yerinde olduğunu kabul etmiştir.

Birinci Barış Harekatı 5 Temmuz'da başladı
5 Temmuz 1974'te Türkiye, Yunanistan ve İngiltere dışişleri bakanları I. Cenevre Konferansı çalışmalarına başladı. 30 Temmuz'da sona eren konferansta Türk tarafının istekleri doğrultusunda: “Ada'da bir güvenlik bölgesinin kurulması, Rum ve Yunan işgalindeki Türk bölgelerin derhal boşaltılması, esir durumda olan asker ve sivillerin mübadele edilmeleri veya serbest bırakılmaları, barışın sağlanması ile birlikte anayasaya uygun bir hükümetin yeniden kurulmasının temini, Kıbrıs Cumhuriyeti'nde Kıbrıs Türk Toplumu ile Kıbrıs Rum Toplumu olmak üzere iki otonom idarenin mevcudiyeti” kabul ve ilan edildi.
Başbakan Bülent Ecevit, adada gelişmelerin kötüye gitmesi sebebi ile diplomatik görüşmeler yapmak üzere Londra'ya gitti. Acil olarak toplanan TBMM, Hükümete genel savaş açma yetkisi verdi. 14 ilde sıkıyönetim ilan edildi.

20 Temmuz 1974 sabahı uçakların bombardımanından sonra Türk ordusu 6:15'ten itibaren havadan indirme ve denizden çıkarma başladı. Denizden çıkarma Karaoğlanoğlu plajına yapılmıştır. Rumlar, Türkiye'nin 1963 ve 1967'deki gibi adaya müdahale edemeyeceğini düşünmüş bu yüzden ilk başta etkili müdahale edememişlerdir. Ancak akşama doğru karşı harekata başlamışlardır.
Bu karar, İngiltere ve Yunanistan Büyükelçilerine bildirildiği gibi Ankara'da bulunan ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Sisco'ya da iletildi. Pakistan, Afganistan ve Iran Türkiye'ye yardım sözü verdi. Libya Devlet Başkanı Kaddafi ihtiyaç duyulan tüm askeri mühimmatların kullanılabileceğini bildirdi. Bunun yanında Suudi Arabistan da 1,5 milyar dolarlık petrol ile 1 milyar dolar nakit para hibe etmiştir.
Türk kuvvetleri 22 Temmuz'da Girne'yi ele geçirdi. Türk paraşütçüleri Kıbrıs'ın başkenti Lefkoşa'nın Türk kesimine indi. Yunan birliklerinin Ada'da garantör olarak bulunan Türk birliğine saldırması ise, çarpışmaların Ada geneline yayılmasına neden oldu. 22 Temmuz akşamı Türkiye, BM Güvenlik Konseyi'nin ateşkes kararını kabul etti. Türk müdahalesi sonucu Yunanistan'daki cunta idaresi ve Kıbrıs Nikos Sampson Hükümeti de yıkılmıştır.

İkinci Barış Harekatı; "Ayşe Tatile Çıksın"
Ancak 8 Ağustos'ta II. Cenevre Konferansı'nın yapılmakta olduğu zamanda Türklerin 'iyi niyet jesti' olarak Limasol ve Larnaka civarında bir miktar köyü boşaltmış olmalarına rağmen, Milli Muhafız Alayı ve EOKA-B işgal ettikleri yerleri tahliye etmedikleri gibi ellerindeki esirleri de serbest bırakmamışlardır.
Cenevre konferansına katılan Dışişleri Bakanı Turan Güneş anlaşmanın mümkün olmadığı anlamına gelen “Ayşe Tatile Çıksın" parolasını Başbakan Bülent Ecevit'e bildirmiştir. Ayşe, Turan Güneş'in kızının adıdır.
Bunun üzerine 13 Ağustos'ta Türk birlikleri tekrar ilerlemeye başlamış ve 16 Ağustos'ta Lefke ve Magosa'nın kurtarılmasıyla sona eren üç günlük II. Barış Harekatı'nı gerçekleştirdi. Harekat neticesinde bir taraftan Magosa'ya diğer taraftan Lefke'ye varılarak Türk tarafının sınırları çizildi. İki harekatta toplam 498 Türk askeri, 70 Kıbrıslı Mücahit ve 270 Kıbrıs Türk'ü öldü.

Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)